İçinde Sm Bulunan Kelimeler

İçinde SM olan 166 kelime bulunuyor. İçerisinde SM geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sm ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

BASMAKALIPLAŞMA28

14 Harfli Kelimeler

OSMANLICACILIK26, SARIASMAGİLLER22, ESMERLEŞTİRMEK20, RESMİLEŞTİRMEK20

13 Harfli Kelimeler

GAZİOSMANPAŞA30, BASMAKALIPLIK23, İSTİSMARCILIK21, ESMERLEŞTİRME19, RESMİLEŞTİRME19, OSMANİYELİLİK18

12 Harfli Kelimeler

ESMAYIŞERİFE26, OSMANLICILIK21, KISMETSİZLİK19

11 Harfli Kelimeler

ESMAYIHÜSNA23, OSMANLICACI22, ENVESTİSMAN20, AGRANDİSMAN19, GROSSMARKET19, HARİMİİSMET18, ESMERLEŞMEK17, RESMİLEŞMEK17, TRANSMİSYON17, ISMARLANMAK15, ISMARLATMAK15

10 Harfli Kelimeler

SMOLOJİK24, BASMAKALIP19, BASMACILIK19, RESMİGEÇİT19, BESMELESİZ18, GAYRİRESMİ18, İSTİSMARCI17, ASMAGİLLER16, ESMERLEŞME16, RESMİLEŞME16, RAMBURSMAN16, NÜMİSMATİK15, OSMANİYELİ15, OSMANLILIK15, RESMİKABUL15, CİSMANİLİK15, AMORTİSMAN14, ISMARLATMA14, ISMARLANMA14, ISMARLAMAK14

9 Harfli Kelimeler

FORSMAJÖR33, SİSMOLOJİ23, SİSMOGRAF23, JEOSİSMİK22, BASMAYAZI19, OSMANGAZİ19, OMBUDSMAN18, BİSMİLLAH17, BASMAHANE17, DEPLASMAN17, FİNANSMAN17, OSMİYUMLU17, KISMETSİZ16, OSMANLICA16, AKÇAKESME14, ESMERİMSİ13, ISMARLAMA13, LÜKSMETRE13, RESMETMEK12

8 Harfli Kelimeler

SMOLOG17, FANTASMA16, OSMANCIK15, İSMETSİZ14, SUBASMAN14, YOSMALIK14, BASMALIK13, NÜMİSMAT13, OSMANİYE13, SUSMALIK13, RESMİYET12, SARIASMA12, İSTİSMAR11, KISMETLİ11, OSMANELİ11, RESMETME11, ESMERLİK10, KARAASMA10, KESMELİK10, KESMİKLİ10
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

MASMAVİ16, BASMACI15, YOSMACA15, OSMİYUM14, HASMANE13, PLASMAN13, BASMALI12, ESMERCE12, KESMECE12, MİYASMA12, CİSMANİ12, AKBASMA11, ALBASMA11, BESMELE11, OSMANLI11, TESMİYE11, ASMALIK10, ASMOLEN10, SARSMAK10, TIRSMAK10
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

SMAÇÖR17, PISMAK13, PUSMAK13, MISMIL11, MÜSMİR11, MOSMOR11, SÜSMEK11, YASMIK11, CİSMEN11, BİSMİL10, BASMAK10, KISMIK10, KUSMUK10, KÜSMEK10, SUSMAK10, YASMAK10, ASMALI9, KISMAK9, KISMEN9, KISMET9
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

PUSMA12, PISMA12, SÜSME10, YOSMA10, BASMA9, KÜSME9, MESMU9, SUSMA9, YASMA9, KISMA8, KISMİ8, KUSMA8, ASMAK7, ESMEK7, ESMER7, İSMEN7, İSMET7, KASMA7, KESME7, RESMİ7
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

SM9, ASMA6, ESME6, ESMA6

ASMA

[isim]

  • Asmak işi

[sıfat]

  • Asılmış, asılı

    Öksüz, odanın ortasına kurulu çarşaftan bozma asma salıncağın içinde uyuyordu. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: asma bahçe, asma kat, asma kilit, asma köprü, asma merdiven, asma tavan

[isim]

[bitki bilimi]

  • Asmagillerden, dalları çardak üzerine yayılan üzüm vb. bitkiler
  • Belirli bir tür üzüm veren bitki (Vitis)

Birleşik Kelimeler: asma bıyığı, asma biti, asma kabağı, asma yaprağı, akasma, karaasma, sarıasma, Frenk asması, meryemana asması, üzüm asması, yaban asması

ESME

[isim]

  • Esmek işi

    Meltemin esmeye başladığı güneyden yavaş yavaş rüzgârsız ölü dalgalar sallana sallana gelmeye koyuldu. - Halikarnas Balıkçısı

ESMA (Kelime Kökeni: Arapça esmāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esmayı üstüne sıçratmak

Birleşik Kelimeler: esmayıhüsna, esmayışerife

ASMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak

    Lambayı tam pencerenin karşısına astı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Üzerine takınmak, kuşanmak

[-i]

  • Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
  • Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek

    Ben inek için oymalarımı bıraktım, dikiş makinesini tamir etmedim, mektebi astım. - Nazım Hikmet

  • Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıp kesmek
  • astığı astık, kestiği kestik

ESMEK

[nesnesiz]

  • Hava bir yönden bir yöne akmak, rüzgâr olmak

    İki üç günden beri sert bir kış rüzgârı esiyor. - Ahmet Haşim

[-e]

[mecaz]

  • Yapılması önce düşünülmüş olmayan veya beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vermek

    Bu yolculuk size nereden esti?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esip gürlemek

ESMER (Kelime Kökeni: Arapça esmer)

[isim]

  • Siyaha çalan buğday rengi
  • Kurşuni renk

    Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu. - Tarık Buğra

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Esmer yüzünün hafifçe kızardığını, gözlerinin garip bir ışıkla yanmaya başladığını görüyoruz. - Esat Mahmut Karakurt

[sıfat]

  • Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız

    Bir düğün dansında ayaklarının pırıltısını seyrettiği esmer kızla evlendi. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esmere al bağla, karşısına geç ağla

Birleşik Kelimeler: esmer amber, esmer buğday, esmer küf, esmer küfler, esmer su yosunları, esmer şeker, esmer un, barut esmeri

İSMEN (Kelime Kökeni: Arapça ismen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek

    Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

İSMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṣmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik
  • Dürüstlük, temizlik

    Çocukluğunun ismet ve samimiliğine dayanan bu hatırayı eskisi gibi benliğinin bir köşesinde uykuya yatırmıştı. - Osman Cemal Kaygılı

Birleşik Kelimeler: harimiismet

KASMA

[isim]

  • Kasmak işi

KESME

[isim]

  • Kesmek işi

    Bir dönem, içkiyi haftalarca tamamen kesmeyi başardığım için, ondan sonra içtiğim her kadeh, bir adım gerilemek demekti. - Elif Şafak

  • Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas

[sıfat]

  • Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan

    Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Kesin, değişmez, maktu

    Kesme fiyat.

[dil bilgisi]

  • Kesme işareti

[edebiyat]

  • Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat

[bitki bilimi]

  • Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 metre kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia)

[matematik]

  • Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi

[sinema]

[televizyon]

  • İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum

[eskimiş]

  • Lokum

Birleşik Kelimeler: kesme imi, kesme işareti, kesme kaya, kesme şeker, kesme taş, akçakesme, daire kesmesi

RESMÎ (Kelime Kökeni: Arapça resmī)

[sıfat]

  • Devletin olan, devlete ait, devletle ilgili, özel karşıtı

    Bulunduğumuz yer resmî bir dairenin bürosudur. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Devletin öngördüğü yöntemlere uygun olarak yapılan, formel

    Resmî muamele. Resmî müracaat.

[mecaz]

  • Samimi olmayan, teklifli, ciddi

    Kâmuran hemen hemen resmî tavırla hafifçe eğildi. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: resmî bayram, resmî dil, resmî elbise, resmî giysi, resmî nikâh, yarı resmî

KISMA

[isim]

  • Kısmak işi

Birleşik Kelimeler: kısma ad

KISMİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳismī)

[sıfat]

  • Bir şeyin yalnız bir bölümünü içine alan, tikel

Birleşik Kelimeler: kısmi felç, kısmi seçim

KUSMA

[isim]

  • Kusmak işi, istifra

    Bütün bir gece onun başını kucağımda yatırarak ikide bir kusmasına yardım ediyordum. - Asaf Halet Çelebi

[kimya]

  • Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması

ASMALI

[sıfat]

  • Asması olan

    Asmalı bahçe.