İçinde Sah Bulunan Kelimeler
İçinde SAH olan 73 kelime bulunuyor. İçerisinde SAH geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sah kelimesinin anlamı nedir? Sah ile başlayan kelimeler. Sah ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
SAHİPLENDİRMEK26
13 Harfli Kelimeler
SAHTİYANCILIK25, SAHİPLENDİRME25, SAHİLEŞTİRMEK22
12 Harfli Kelimeler
SAHİLEŞTİRME21
11 Harfli Kelimeler
MUSAHHİHLİK26, SAHİPSİZLİK24, SAHİPLENMEK21, SAHTEKARLIK17, SAHNELETMEK17, SAHNELENMEK17
10 Harfli Kelimeler
MUSAHİPLİK21, SAHTİYANCI21, SAHNELEYİŞ20, SAHİPLENME20, SAHİPKIRAN20, SAHİLEŞMEK19, SAHTECİLİK18, SAHNELETME16, SAHNELENME16, SAHNELEMEK16
9 Harfli Kelimeler
FERSAHLIK21, SAHABETÇİ19, SAHLEPLİK18, SAHİLEŞME18, SAHNELEME15, TİMSAHLAR15
8 Harfli Kelimeler
MUSAHHİH23, SAHİPSİZ21, SAHAFLIK20, MUSAHABE17, SAHİHLİK17, SAHİPLİK17, SAHİLDAR15,
7 Harfli Kelimeler
FESAHAT18, İNFİSAH18, MUSAHİP18, SAHAVET18, TESAHUP17, SAHİPLİ16, SAHTECİ15, SAHABET14, SAHİDEN14
6 Harfli Kelimeler
FERSAH17, SAHİFE17, SAHLEP15, SAHİCİ14, SAHACA14, SAHİBE13, SAHABE13, MESAHA12, TİMSAH12
5 Harfli Kelimeler
SAHAF16, SAHİP14, SAHİH14, ESSAH11, SAHUR11, SAHTE10, SAHRE10, SAHRA10, SAHNE10, SAHİL10, SAHAN10
4 Harfli Kelimeler
SAHA9, SAHİ9, SAHN9
3 Harfli Kelimeler
SAH8
SAH (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥḥ)
- Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için yapılan işaret
Ata Sözleri ve Deyimler
- sah çekmek
SAHA (Kelime Kökeni: Arapça sāḥa)
-
Alan
Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Takım oyunlarında karşılaşmaların yapıldığı yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- sahaya çıkmak
Birleşik Kelimeler: saha amiri, saha avantajı, saha komiseri, dış saha, halı saha, iç saha, orta saha, yabancı saha, yarı saha, yeşil saha, ceza sahası, hava sahası, oyun sahası, penaltı sahası, tenis sahası, tensil sahası
SAHİ (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥīḥ)
-
Gerçekten, gerçek olarak
Sahi dedikleri kadar güzelmiş! Siz onu görmediniz mi sahi!
SAHN (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥn)
- Avlu
- Cami, medrese ve kiliselerde umumun toplanmasına mahsus üstü kubbeli, örtülü yer
SAHTE (Kelime Kökeni: Farsça sāḫte)
-
Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece
Köylü kadınlar boyunlarında sıra sıra sahte altınlar... taşırlardı. - Yahya Kemal Beyatlı
- Uydurma
-
Gerçek olmayan, yalancı
Edebiyat dünyamız tereciye tere satmaya kalkışan sahte şöhretlere, üçkâğıtçılara kısa bir zaman için katlanıyor. - Behçet Necatigil
-
Yapmacık
Öteki çocuklar mum kesilmişler, sahte bir sessizlikle sahte bir hamaratlık gösterisi içinde birer disiplin modeli olmuşlardı. - Çetin Altan
SAHRE (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḫre)
- Külte
SAHRA (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥrāʾ)
- Çöl
- Kır
Birleşik Kelimeler: sahra topu
SAHNE (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥne)
-
İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk
Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And
-
Görüntü
Resim bir av sahnesini canlandırıyordu.
-
Tanık olunan, gözlenen olay
Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. - Aka Gündüz
-
Bir konu veya çalışma çevresi, çalışma dalı
Politika sahnesinde adları duyulan kişiler.
-
Bir oyun veya filmin başlıca bölümlerinden her biri
Gök Korsan konusunu açtığımda, henüz tasarlama hâlindeyken yazdığım bazı sahneleri okumuştu. - Cahit Uçuk
Ata Sözleri ve Deyimler
- sahne almak
- sahne olmak
- sahneye çıkmak
- sahneye koymak
Birleşik Kelimeler: sahne dengesi, sahne sanatları, döner sahne
SAHİL (Kelime Kökeni: Arapça sāḥil)
-
Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümü, kıyı, yaka, yalı
Üzerinde resmî elbise olduğu hâlde onu, sahile yanaşmış duran küçük ve meçhul bir sandala doğru ilerlerken görüyoruz. - Esat Mahmut Karakurt
Ata Sözleri ve Deyimler
- sahile bindirmek
- sahile vurmak
Birleşik Kelimeler: sahil boyu, sahil çizgisi, sahil devriyesi, sahil kordonu, sahil koruma, sahil seyri, sahil şeridi
SAHAN (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥn)
-
Derinliği az olan kap
Büyük bir bakır sahan içinde tarhana çorbası vardı. - Necati Cumalı
ESSAH (Kelime Kökeni: Arapça eṣaḥḥ)
- Doğru, gerçek
SAHUR (Kelime Kökeni: Arapça saḥūr)
-
Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemek
Sonra sahur niyetine iki lokma bir şey yemek için otelin salonuna girdiğinde... - Attila İlhan
- Bu yemeğin yendiği vakit
Ata Sözleri ve Deyimler
- sahura kalkmak
Birleşik Kelimeler: sahur yemeği
MESAHA (Kelime Kökeni: Arapça misāḥa)
- Yüz ölçümü
TİMSAH (Kelime Kökeni: Arapça timsāḥ)
-
Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus)
Alt dudağını bıyığının içine geçirmiş, gözleri fırlak, sanki bir timsaha bakıyordu. - Falih Rıfkı Atay
- Bu hayvanın derisinden yapılan
Birleşik Kelimeler: timsah gözyaşları
SAHTEKÂR (Kelime Kökeni: Farsça sāḫtekār)
-
Sahte işler yapan, düzmeci, sahteci
Behiç yalancı, sahtekâr, hodbin ve nankördü fakat sevimliydi. - Peyami Safa