[isim]

• Beğenilme merakı

  Elbiseyi öyle bir hüner ve koketri ile tutardı ki en usta terzinin makasından çıkmış mantodan daha zarif olurdu. - Refik Halit Karay

• Şıklık, hoşluk

[isim]

• Yemek pişirilip satılan yer, aşevi, restoran

  Galata lokantalarının yemekleri üzerine tetkikler yapmaya başlamış. - Ahmet Rasim

[halk ağzında]

• Aşçı

[isim]

• Teokrasiye dayanan iktidar sahibi kimse

[isim]

[gök bilimi]

• Gün tün eşitliği

[isim]

[eskimiş]

• Zorunlu öğrenim çağındaki kız ve erkek çocuklarının temel eğitim ve öğretimini sağlamak için devletçe açılan veya açılmasına izin verilen dört yıllık okul, ilk mektep, iptidai, iptidai mektep

[isim]

• Koklamak işi

[isim]

• Fas'ta işlenen yumuşak bir tür keçi derisi

• Üzerine benekler basılarak marokene benzetilen koyun derisi

  Çantasından çok sayfalı, maroken kaplı küçük bir defter çıkardı. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

• Bu deriden yapılmış veya bu deriyle kaplanmış

  İskemlelerin maroken minderlerinden kendime yatak yapıyordum. - Çetin Altan

[sıfat]

• Nokta konmuş olan, üstünde noktalar olan

  Kırmızı noktalı basma.

[sıfat]

• Siyasal kudreti elinde bulunduran (hükümdar)

[sıfat]

• Herhangi bir okka ağırlığında veya oylumunda olan

  Ceviz kadar sünger, iki üç yılda üç okkalık karpuz kadar büyür. - Halikarnas Balıkçısı

[nesnesiz]

• Ok gibi fırlamak

[-i]

• Okla vurmak

[isim]

• Oklanmak işi

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek

[isim]

[kimya]

• Billurları idrarda bulunabilen ve idrar yolunda taş yapan kalsiyum oksalatın kısa biçimi

[isim]

[kimya]

• Kuzukulağı vb. bitkilerde rastlanan, özellikle temizleme maddesi olarak kullanılan asit, kuzukulağı asidi, oksalik asit (HOCO-COOH)