Ok ile Başlayan 7 Harfli Kelimeler



OK harfleri ile başlayan 7 harfli 22 kelime bulunuyor. Başında OK olan 7 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "ok ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde Ok olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

OKSİJEN18, OKŞAYIŞ17, OKUYUCU16, OKAZYON14, OKULDAŞ14, OKÇULUK13, OKSİYÜR13, OKŞAMAK12, OKŞANMA12, OKŞANTI12, OKŞATMA12, OKYANUS12, OKUNMAK10, OKUTMAK10, OKUTMAN10, OKKALIK9, OKLAMAK9, OKLANMA9, OKRAMAK9, OKSALAT9, OKSALİK9, OKSİLİT9


OKKALIK


[sıfat]
  • Herhangi bir okka ağırlığında veya oylumunda olan

    Ceviz kadar sünger, iki üç yılda üç okkalık karpuz kadar büyür. - Halikarnas Balıkçısı


OKLAMAK


[nesnesiz]
  • Ok gibi fırlamak
[-i]
  • Okla vurmak

OKLANMA


[isim]
  • Oklanmak işi

OKRAMAK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek

OKSALAT (Kelime Kökeni: Fransızca oxalate)


[isim] [kimya]
  • Billurları idrarda bulunabilen ve idrar yolunda taş yapan kalsiyum oksalatın kısa biçimi

OKSALİK (Kelime Kökeni: Fransızca oxalique)


[isim] [kimya]
  • Kuzukulağı vb. bitkilerde rastlanan, özellikle temizleme maddesi olarak kullanılan asit, kuzukulağı asidi, oksalik asit (HOCO-COOH)

Birleşik Kelimeler: oksalik asit


OKSİLİT (Kelime Kökeni: Fransızca oxylithe)


[isim] [kimya]
  • Suyla birleştiğinde oksijen açığa çıkaran, birleşiminde nikel ve bakır tozları bulunan sodyum ve potasyum peroksit

OKUNMAK


[nesnesiz]
  • Okuma işine konu olmak

    Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti. - Sermet Muhtar Alus

[mecaz]
  • Belli olmak, açıkça görünmek

    Bütün söyleyecekleri yüzünden okunuyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[halk ağzında]
  • Davet edilmek, çağrılmak

OKUTMAK


[-i]
  • Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak

    Babamın beni büyük kentte okutacak parası olmadığı için öğretmen olmuştum. - Nezihe Meriç

[nesnesiz]
  • Okuma işini yaptırmak

    Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]
  • Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek

    Lisede İngilizce okutuyor.

[argo]
  • Satarak elinden çıkarmak

    Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut, dedi. - Sait Faik Abasıyanık


OKUTMAN


[isim]
  • Üniversitede yabancı dil, Türkçe ve inkılap tarihi gibi ortak, zorunlu dersleri öğretmek için görevlendirilen, uygulamalı çalışmaları yöneten öğretim elemanı, lektör

OKŞAMAK


[-i]
  • Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak

    Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor. - Haldun Taner

[nesnesiz] [mecaz]
  • Hafifçe dövmek
[mecaz]
  • Bir kimseyi hoşnut etmek

    Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı. - Çetin Altan


OKŞANMA


[isim]
  • Okşanmak işi

OKŞANTI


[isim]
  • Okşama

OKŞATMA


[isim]
  • Okşatmak işi

OKYANUS (Kelime Kökeni: Arapça ukyānūs)


[isim] [coğrafya]
  • Kıtaları birbirinden ayıran deniz, ana deniz, umman

    Atlas Okyanusu. Hint Okyanusu.

Birleşik Kelimeler: okyanus çukuru, okyanus iklimi, okyanus mavisi