İçinde Kap Bulunan 8 Harfli Kelimeler

İçerisinde KAP olan 8 harfli 34 kelime bulunuyor. İçinde KAP olan 8 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kap ile başlayan 8 harfli kelimeler. kap ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KAPKAÇÇI19, HANDİKAP18, KAPLAYIŞ18, KAPRİÇYO18, KAPAKSIZ17, KAPAMACI17, KAPÇIKLI17, KAPILGAN17, KAPIŞMAK17, KAPUÇİNO17, KAPAKÇIK16, KAPLANIŞ16, KAPLATIŞ16, KAPANİÇE15, KAPSAMLI15, KAPIKULE14, KAPILMAK14, KAPLAMLI14, KAPORALI14, KAPSAMAK14, KAPTIRMA14, KAPUTLUK14, KILKAPAN13, KAPAKLIK13, KAPANMAK13, KAPASİTE13, KAPATMAK13, KAPİTONE13, KAPLAMAK13, KAPLANMA13, KAPLATMA13, KAPNİSİT13, KAPRİSLİ13, KAPTAR12

KILKAPAN

[isim]

  • Kehribar

KAPAKLIK

[isim]

  • Kapak taşı

[sıfat]

  • Kapak yapmaya özgü

    Kapaklık karton.

KAPANMAK

[nesnesiz]

  • Kapalı duruma gelmek

    Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı. - Yusuf Ziya Ortaç

[-e]

  • Dışarı ile ilişiğini kesmek

    Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı kilitlerim. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek

    Manzumem çıkmadı ve Rübap kapandı. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Son verilmek, kesilmek

    Arif sustu. Hacı Bey de üstelemedi. Söz de burada kapanmış oldu. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek

    Haykırmak istedim, çıkmadı feryadım / Kapanıp toprağa, ağladım ağladım - Enis Behiç Koryürek

  • Tatile girmek

    Okullar kapandı.

  • Yara iyileşmek
  • Göz kör olmak

    Kazadan sonra bir gözü kapandı.

  • Hava bulutlanmak

KAPASİTE (Kelime Kökeni: Fransızca capacité)

[isim]

  • Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü, sığa
  • Belli bir alana sığabilecek kişi veya nesne sayısı

[ekonomi]

  • Bir işletmenin üretim miktarı

[fizik]

  • Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı, sığa

[mecaz]

  • Anlama, kavrama yeteneği

KAPATMAK

[-i]

  • Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek

    Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar. - Haldun Taner

[-e]

  • Kapamak

    Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir kadınla nikâhsız yaşamak

[nesnesiz]

  • Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek

    Gazete kapatmak.

  • Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek

    Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış. - Halide Edip Adıvar

  • Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek

    Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu. - Çetin Altan

KAPİTONE (Kelime Kökeni: Fransızca capitonné)

[isim]

  • İçi pamuk veya yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılmış veya bu biçimde dikilmiş

    Eve ekmek ve kıyma götürdüğünü inadına unutturmak istercesine ansiklopedilerin, kapitone fonların önünde bize poz veriyor. - Tomris Uyar

KAPLAMAK

[-i]

  • Her yanını örtmek, istila etmek

    Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • Çepeçevre sarmak, kuşatmak

    Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak

    Yorgan kaplamak.

  • Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
  • Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek

    Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları... - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanmış yüzeylere yapıştırmak
  • Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek

[mecaz]

  • Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak

    Ünü cihanı kapladı.

[mecaz]

  • Doldurmak

    İçini sevinç kapladı.

[mecaz]

  • Doldurmak

    Bulutlu düşünceler dimağını kapladığı sırada uzun siyah kirpikleri arasından iki şimşek çaktı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

KAPLANMA

[isim]

  • Kaplanmak işi

KAPLATMA

[isim]

  • Kaplatmak işi

KAPNİSİT (Kelime Kökeni: Fransızca kapnicite)

[isim]

[jeoloji]

  • Hidratlı doğal alüminyum fosfat

KAPRİSLİ

[sıfat]

  • Kaprisi olan

    İnsanı en çok yıpratıp çürüten kadınlar en kaprisli kadınlar oluyor. - Haldun Taner

KAPIKULE

[isim]

[mimarlık]

  • Eski kale ve saraylarda iki yanında korunma kuleleri bulunan anıtsal kapı

KAPILMAK

[-e]

  • Kapma işine konu olmak
  • Sürüklenmek

[mecaz]

  • Birine güvenip boş bulunarak aldanmak

    Ben onun sözlerine kapıldım.

[mecaz]

  • Bir kimseye tutulmak, bağlanmak, aşırı sevgi duymak

    Kızın güzelliğine kapılarak evlenme teklif etti.

[mecaz]

  • Bir şeyin veya kimsenin güçlü etkisinde kalmak

    Bu iki şiiri övenler onların kalıbından gelen ucuz bir güzelliğe kapılırlar. - Salâh Birsel

KAPLAMLI

[sıfat]

  • Birçok şeyi kaplamı içine alan

KAPORALI

[sıfat]

  • Güvenmeliği olan