İçinde Fes Bulunan Kelimeler

İçinde FES olan 47 kelime bulunuyor. İçerisinde FES geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fes kelimesinin anlamı nedir? Fes ile başlayan kelimeler. Fes ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

PROFESYONELLİK29

13 Harfli Kelimeler

FESÜPHANALLAH34

12 Harfli Kelimeler

VAZİFESİZLİK31

11 Harfli Kelimeler

PROFESÖRLÜK31, PROFESYONEL26, FESHEDİLMEK25, BALIKNEFESİ21, NEFESLENMEK19, TIKNEFESLİK19

10 Harfli Kelimeler

FESHEDİLME24, FESATÇILIK22, KAFESÇİLİK20, KAFESLEMEK18, NEFESLENME18, NEFESLEMEK18

9 Harfli Kelimeler

VAZİFESİZ28, FESHETMEK21, TARİFESİZ19, MANİFESTO18, KAFESLEME17, NEFESLEME17, KARAKAFES16

8 Harfli Kelimeler

PROFESÖR26, FESLEĞEN22, MÜNFESİH22, TEFESSÜH22, FESTİVAL21, FESHETME20, MÜFESSİR19, FESATLIK16, TIKNEFES16, NEFESLİK15

7 Harfli Kelimeler

KAFFESİ20, FESATÇI18, FESAHAT18, KAFESÇİ17, KEFESİZ17, KAFES14, NEFES14

6 Harfli Kelimeler

CANFES16, DALFES15

5 Harfli Kelimeler

FESİH16, ENFES12, FESAT12, KAFES12, NEFES12

3 Harfli Kelimeler

FES10

FES (Kelime Kökeni: (Fas şehrinin adından))

[isim]

[eskimiş]

  • Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık

    Geriye doğru basık, yalın kat destarlı fesinde her zaman bir çiçek takılıdır. - Salâh Birsel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fesini havaya atmak

Birleşik Kelimeler: fes rengi, canfes, dalfes

ENFES (Kelime Kökeni: Arapça enfes)

[sıfat]

  • Çok güzel, en güzel

    Eline sağlık, ağacığım, sütlaç enfesti. - Yusuf Ziya Ortaç

FESAT (Kelime Kökeni: Arapça fesād)

[isim]

  • Bozukluk

    Mide fesadı. Ahlak fesadı.

  • Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk

    Birçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler. - Salâh Birsel

  • Hile

[sıfat]

  • Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse)

    Sen de ne fesat adamsın!

[sıfat]

  • Karıştırıcı, ara bozucu (kimse)

    Fakat gitgide içlerine uygunsuz adamlar ve türlü fesatlar karışmış. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fesat çıkarmak (veya fesada vermek)
  • fesat karıştırmak

Birleşik Kelimeler: fesat kumkuması, içi fesat, mide fesadı

KAFES (Kelime Kökeni: Arapça ḳafes)

[isim]

  • Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme

    Dağdan kestim kereste / Kuş besledim kafeste - Halk türküsü

  • Vahşi hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme

    Aslan kafesi.

  • Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış, pencerelere takılan siper

    Bahçeye, kafeslerde elenen solgun bir ışık vurmuş. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Ahşap yapıların direk ve çatmalardan oluşan kaplama tahtaları dışında kalan iskeleti

[argo]

  • Hapishane

[eskimiş]

  • Cami, tekke vb. yerlerde kadınlara ayrılan yer

[eskimiş]

  • Şimşirlik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kafese girmek
  • kafese koymak
  • kafes gibi

Birleşik Kelimeler: kafes teli, karakafes, tel kafes, göğüs kafesi, kaporta kafesi, kuş kafesi

NEFES (Kelime Kökeni: Arapça nefes)

[isim]

  • Soluk
  • Şifa amacıyla hastaya okunan dua
  • Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman

    Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Canlılık, hayat belirtisi

    Bir insan daha var çok şükür evde / Nefes var / Ayak sesi var / Çok şükür, çok şükür - Orhan Veli Kanık

[edebiyat]

  • Bektaşi ve Alevilerin görüş ve düşüncelerini belirtmek için yazılmış şiir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nefes aldırmamak
  • nefes almak
  • nefes çekmek
  • nefes etmek
  • nefesi durmak
  • nefesi kesilmek (veya daralmak veya tutulmak)
  • nefesine güvenen borazancıbaşı olur
  • nefesini tutup beklemek
  • nefes tüketmek

Birleşik Kelimeler: nefes borusu, nefes darlığı, nefes kesici, nefes nefese, nefesi kuvvetli, bir nefes, son nefes, tıknefes, balıknefesi, diyafram nefesi

KAFESLİ

[sıfat]

  • Kafesi olan veya kafes biçiminde olan

NEFESLİ

[sıfat]

  • Soluk alıp vermeden uzunca bir zaman durabilen

[müzik]

  • Üflemeli

[mecaz]

  • Nefesi güçlü olan

    Bir kere hepimizden nefesli idi. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: nefesli sazlar

NEFESLİK

[isim]

  • Hava alma yeri, hava deliği

    Bir vapur ocağı başında çalışan ateşçilere taze deniz havası ulaştıran nefeslikler gibi ferahlatmasa. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: tıknefeslik

DALFES

[isim]

[eskimiş]

  • Üstünde sarık bulunmayan fes

KARAKAFES

[isim]

[bitki bilimi]

  • Sığırdiligillerden, çiçekleri beyaz ve menekşeye çalan kırmızı renkte, eczacılıkta kullanılan bir bitki, eşekkulağı (Symphytum)

FESATLIK

[isim]

  • Arabozanlık

TIKNEFES (Kelime Kökeni: Arapça ḍīḳ + nefes)

[sıfat]

  • Herhangi bir sebeple solunum sıkıntısı olan, güçlükle, kesik kesik nefes alan

    Yoksa bu tozu dumana katarak yaralı yaban domuzu gibi kaçan canavara yetişmek tıknefes lalanın kârı değildi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tıknefes olmak

CANFES (Kelime Kökeni: Farsça cānfes)

[isim]

[eskimiş]

  • Üzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş

    Arabistan'dan getirdiği birtakım ipekler, canfesler ve kumaşlarla giyinir. - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılmış

    Canfes yastıklar üzerinde, muslinlere bürünmüş bir halayık portakal soyuyor. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • canfes gibi

FESİH (Kelime Kökeni: Arapça fesḫ)

[isim]

[hukuk]

  • Verilmiş bir yargıyı kaldırma, bozma

    Fesih kararı.

  • Dağıtma, dağıtılma

    Parlamentonun feshi.

KAFESLEME

[isim]

  • Kafeslemek işi