İçinde Far Bulunan Kelimeler
İçinde FAR olan 66 kelime bulunuyor. İçerisinde FAR geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Far kelimesinin anlamı nedir? Far ile başlayan kelimeler. Far ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
FARKLILAŞTIRMAK27,
14 Harfli Kelimeler
FARKLILAŞTIRMA26, FARMAKODİNAMİK25
13 Harfli Kelimeler
FARKSIZLAŞMAK28, FARMAKODİNAMİ24, ALAMETİFARİKA20
12 Harfli Kelimeler
FARMAKOLOJİK30, FARFARACILIK29, FARMAKOGNOZİ28, FARKSIZLAŞMA27, FARKLILAŞMAK23
11 Harfli Kelimeler
FARMAKOLOJİ29, FAREKUYRUĞU29, FARKLILAŞMA22, SEFARETHANE22, FARMASONLUK21, FARKINDALIK21
10 Harfli Kelimeler
FARZIMUHAL26, FAREKULAĞI25, FARMAKOLOG23, FARFARALIK23, FARKSIZLIK22
9 Harfli Kelimeler
FARFARACI25, FARMAKOPE21, ENFARKTÜS18, FARKLILIK17
8 Harfli Kelimeler
FARENJİT23, İSTİĞFAR22, ZÜLFARİS20, FARAZİYE19, FAREDİŞİ19, FARKLICA18,
7 Harfli Kelimeler
FARFARA19, BİLFARZ18, FARKSIZ18, FARIMAK15, FARBALA15, SEFARET14, KEFARET13, TEFARİK13
6 Harfli Kelimeler
GAFFAR22, KÜFFAR20, FANFAR18, FARSÇA16, FARİZA15, FARAZİ15, FARAZA15, FARIMA14, FARKLI13, FARİSİ13, SAFARİ13, UFARAK13, FARİKA12
5 Harfli Kelimeler
FARİĞ18, FARAŞ14, FARBA13, FARAD13, FARİL11
4 Harfli Kelimeler
FARZ13, FARS11, FARE10, FARK10
3 Harfli Kelimeler
FAR9
FAR (Kelime Kökeni: Fransızca phare)
-
Taşıtların ön bölümünde bulunan, kısa ve uzun mesafeyi aydınlatmaya yarayan ışık düzeneği
Taksi yaklaşırken farların ışıkları gittikçe güçlenerek yukarılara doğru tırmandı. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: kısa far, uzun far, sis farı
-
Kadınların süs için göz kapaklarına sürdükleri çeşitli renkte boya, düzgün
Uzun ve kıvırcık kirpiklerini göz kapaklarına kadar sürdüğü farla boyadı. - Cahit Uçuk
FARE (Kelime Kökeni: Arapça fāre)
-
Sıçangillerden, küçük vücutlu, kemirgen, memeli hayvan (Mus)
Tarla faresi. Fındık faresi.
- Düz bir yüzey üzerinde yuvarlanan bir top aracılığıyla imlecin hareketini sağlayan elektronik araç
Ata Sözleri ve Deyimler
- fare çıktığı deliği bilir
- fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna (veya kıçına) kabak bağlamış
- fare düşse başı yarılır
- fareler cirit atmak (veya oynamak)
Birleşik Kelimeler: fare deliği, faredişi, farekulağı, farekuyruğu, fare otu, kör fare, sivrifare, cep faresi, çatı faresi, fındık faresi, fil faresi, firavun faresi, kamyon faresi, lağım faresi, otel faresi, tarla faresi
FARK (Kelime Kökeni: Arapça farḳ)
-
Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, ayrım, nüans
Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz. - İsmet Özel
- Ayrım
- Çıkarma işleminin sonucu
Ata Sözleri ve Deyimler
- fark atmak
- fark etmek
- fark etmez
- fark gözetmek
- farkına varmak
- farkında olmak
- fark olunmak
- fark yapmak
Birleşik Kelimeler: ortak fark, toplumsal fark, potansiyel farkı, saat farkı, sayı farkı
FARİL (Kelime Kökeni: İngilizce farl)
- Balık ağlarının alt ve üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip
FARS (Kelime Kökeni: Fransızca farce)
-
Güldürü
Eser konu bakımından eski farslar gibi bir toplamadır. - Fahir İz
- İran'ın güneybatısında yaşayan halk veya bu halkın soyundan olan kimse
FARİKA (Kelime Kökeni: Arapça fāriḳa)
- Ayırmaç
Birleşik Kelimeler: alametifarika
KEFARET (Kelime Kökeni: Arapça keffāret)
- Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
-
Diyet (I)
Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- kefaretini ödemek
TEFARİK (Kelime Kökeni: Arapça tefārīḳ)
- Genellikle kırmızı, beyaz ve mor kumaştan dikilen, gömlek ve şalvardan oluşan, kol ağızları, paça kenarları ile şalvarın yanları işlenmiş kadın giysisi
- Yüksekliği 60-100 santimetre olan, büyük yapraklı ve beyaz çiçekli bir bitki (Pogostemon patchouly)
FARKLI
-
Farkı olan, aralarında fark bulunan, değişik, ayrımlı
En dipte ikişer ayak merdivenle çıkılan ayrı iki odada farklı aileler otururlardı. - Ayla Kutlu
FARİSİ (Kelime Kökeni: Farsça fārs + Arapça -ī)
- Farsça
SAFARİ (Kelime Kökeni: Fransızca safari)
- Afrika'nın doğusunda toplu olarak yapılan vahşi hayvan avı
- Toplu olarak ava çıkma
- Katılımcıların vahşi hayatı yerinde görmelerini sağlayan turistik gezi
- Genellikle ketenden yapılan kısa pantolon, büyük cepli uzun ceket ve geniş kenarlı mantar şapkadan oluşan av kıyafeti
UFARAK
-
Biraz ufak
Kara ve pos bıyıklar bu kuru ve ufarak yüzü karanlıklar içinde bırakıyordu. - Peyami Safa
FARBA (Kelime Kökeni: Fransızca falbala'dan)
- Fırfır
FARAD (Kelime Kökeni: (İngiliz fizikçi Faraday özel adından))
- Elektrik sığa birimi
FARZ (Kelime Kökeni: Arapça farż)
- Müslümanlıkta, özür olmadıkça yapılması zorunlu, yapılmaması günah sayılan ibadet
- Yapmak zorunda kalınan şey, boyun borcu
Ata Sözleri ve Deyimler
- farz etmek
- farz olmak
- farz olunmak
Birleşik Kelimeler: farzımuhal