İçinde Fa Bulunan 7 Harfli Kelimeler
İçerisinde FA olan 7 harfli 96 kelime bulunuyor. İçinde FA olan 7 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Fa ile başlayan 7 harfli kelimeler. fa ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
FAĞFURİ27,
ARİFANE (Kelime Kökeni: Arapça ʿārif + Farsça -āne)
- Yiyeceği ortaklaşa sağlanan (toplantı)
Ata Sözleri ve Deyimler
- arifane ile
- Arif olana yakışacak bir biçimde
Birleşik Kelimeler: tecahülüarifane
AKKEFAL
- Sazangillerden bir cins tatlı su balığı (Alburnus)
FANATİK (Kelime Kökeni: Fransızca fanatique)
-
Bağnaz
Kendine fanatik tutkunluk duyan insana göre, dünyanın ekseni kendisidir. - Haldun Taner
FÂNİLİK
-
Fâni olma durumu
Bütün bu fânilikleri küçük görerek bunları ancak gönül oyalayıcı şeyler diye telakki ettiklerini gösteriyordu. - Abdülhak Şinasi Hisar
İRTİFAK (Kelime Kökeni: Arapça irtifāḳ)
- Dayanma
Birleşik Kelimeler: irtifak hakkı, kat irtifakı
İTTİFAK (Kelime Kökeni: Arapça ittifāḳ)
- Anlaşma, uyuşma, bağlaşma
- Oy birliği
Ata Sözleri ve Deyimler
- ittifak etmek
İLTİFAT (Kelime Kökeni: Arapça iltifāt)
-
Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma
Genç kızlar erkeklerin iltifatlarına nasıl karşılık vereceklerini şaşırmışlardı. - Mahmut Yesari
-
İlgi gösterme, rağbet etme
Kime iltifat dozunu artırırsa o gerçekten de bir şeyler olurdu. - Çetin Altan
- Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine veya bir şeye yöneltme
- Yüzünü çevirerek bakma
Ata Sözleri ve Deyimler
- iltifat etmek
KALAFAT (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi
Kalafatın tokmak gürültüsü ve denize uzayan zift kokusu arasından yol aldım ve tenha yollara saptım. - Halikarnas Balıkçısı
- Aşağısı dar, yukarısı geniş bir tür yeniçeri başlığı
- Osmanlı Devleti'nde vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık
- Onarma, tamir etme
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalafata çekmek
Birleşik Kelimeler: kalafat kalemi, kalafat yeri
KEFARET (Kelime Kökeni: Arapça keffāret)
- Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
-
Diyet (I)
Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- kefaretini ödemek
KEFALET (Kelime Kökeni: Arapça kefālet)
-
Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik
O zamanlarda her sene kefaletleri yüzünden bin lira, iki bin lira ödemek mecburiyetinde kalınmış. - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: kefalet mektubu, kefaletname, kefalet senedi
REFAKAT (Kelime Kökeni: Arapça refāḳat)
-
Arkadaşlık etme, birlikte bulunma
Nice yıllar devam eden bir refakatin hatırası bundan mı ibaretti? - Abdülhak Şinasi Hisar
- Eşlik etme
Ata Sözleri ve Deyimler
- refakat etmek
TEFARİK (Kelime Kökeni: Arapça tefārīḳ)
- Genellikle kırmızı, beyaz ve mor kumaştan dikilen, gömlek ve şalvardan oluşan, kol ağızları, paça kenarları ile şalvarın yanları işlenmiş kadın giysisi
- Yüksekliği 60-100 santimetre olan, büyük yapraklı ve beyaz çiçekli bir bitki (Pogostemon patchouly)
TELEFAT (Kelime Kökeni: Arapça telefāt)
- Hastalık, afet vb. sebeplerle hayvanların toplu ölümü
ENSEFAL (Kelime Kökeni: Fransızca encéphale)
- Beyin
FALNAME (Kelime Kökeni: Arapça fāl + Farsça nāme)
- Fala bakmanın inceliklerini ve yorumlama özelliklerini anlatan kitap