İçinde Ab Bulunan 5 Harfli Kelimeler
İçerisinde AB olan 5 harfli 77 kelime bulunuyor. İçinde AB olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ab ile başlayan 5 harfli kelimeler. ab ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ABUJA17,
ARABİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarabī)
- Arapça
- Araplarla ilgili, Araplara özgü olan
Birleşik Kelimeler: zamkıarabi
ARABA
-
Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı
Sarhoşların araba sürmeleri sakıncalıdır. - Elif Şafak
-
Bu taşıtın aldığı miktarda olan
İki araba saman. Bir araba kömür.
Ata Sözleri ve Deyimler
- araba devrilince yol gösteren çok olur
- araba ile tavşan avlanmaz
- araba kullanmak
- arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer
- arabanın tekerine taş koymak
- arabasını düze çıkarmak
Birleşik Kelimeler: araba araba, araba falakası, araba mezarlığı, araba vapuru, bir araba, yaylı araba, at arabası, çöp arabası, domuz arabası, el arabası, kağnı arabası, kira arabası, makam arabası, muhacir arabası, ordövr arabası, öküz arabası, polis arabası, servis arabası, şeytanarabası, tanzifat arabası, taş arabası, tatar arabası, tay tay arabası, top arabası, yarış arabası, yük arabası
ABLAK
-
Yayvan ve dolgun (yüz)
Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri. - Orhan Kemal
ABANİ
-
Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş
Bursa abanisi.
-
Bu kumaştan yapılmış
Yalnız sarı cübbeli, abani sarıklı, peykede bağdaş kurmuş bir cüce vardı ki onu tanımadı. - Halide Edip Adıvar
ABANA
- Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri
AKABE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳabe)
- Tehlikeli, sarp ve zor geçit
KABAK
- Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita)
- Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü
- Esrarkeşlerin kullandığı bir tür nargile
-
Kabak kemane
Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar. - Ömer Seyfettin
- Ham, tatsız (kavun, karpuz)
-
Tüysüz, dazlak
Kaba kabak gibi tıraşlı! - Halide Edip Adıvar
- Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği)
- Bilgisiz, görgüsüz, kaba
- Kısa boynuzlu hayvan
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabak (birinin) başına (veya başında) patlamak
- kabak çıkmak
- kabak gibi
Birleşik Kelimeler: kabak çekirdeği, kabak çiçeği, kabak dolması, kabak elması, kabak kafalı, kabak kemane, kabak tadı, kabak tatlısı, başı kabak, armut kabağı, asma kabağı, bal kabağı, barut kabağı, boru kabağı, helvacı kabağı, kantar kabağı, kestane kabağı, sakız kabağı, su kabağı, testi kabağı, yan kabağı
KABAN (Kelime Kökeni: Ermenice)
- Dik yokuş
-
Tepe
Seher vakti keklik çıkar kabana / Sallandıkça püskül değer tabana - Halk türküsü
- Çeşitli kumaşlardan yapılmış, kalçaya kadar inen ve paltoya benzeyen üst giysisi
KABİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳābil)
-
Olabilir
Ben onu bir göreyim, dedi, kabil mi? - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabil değil
- Türlü, gibi, benzer
- Tür, cins
Birleşik Kelimeler: bu kabîl
KABİN (Kelime Kökeni: Fransızca cabine)
-
Küçük, özel bölme
Az sonra asansör kabininin çıkardığı sesi yeniden duydu. - Osman Aysu
- Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde küçük bölme
- Uçakta yolcuların oturduğu bölüm
-
Plajda soyunma yeri
Sonra kabinini gösterdi Özer'e. Hadi giyin, kabinimin kapısından gel al beni. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: kabin amiri, banyo kabini, duş kabini, pilot kabini, telefon kabini
KABİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳabr)
-
Mezar
Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: kabir azabı, kabir suali, Anıtkabir
TABAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭabaḳ)
-
Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap
Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor. - Aka Gündüz
- Bu kabın alacağı miktarda olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabak gibi
Birleşik Kelimeler: kayık tabak, balık tabağı, çorba tabağı, iftar tabağı, kahve tabağı, ordövr tabağı, piyata tabağı, servis tabağı
- Sepici
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabak sevdiği deriyi taştan taşa (veya yerden yere) çalar
Birleşik Kelimeler: tabakhane
TABLA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabla)
-
Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
-
Bir şeyin düz ve geniş bölümü
Çadır direği tablası. Hokka takımı tablası.
-
Küllük
Tablada ruj izli sigara artıkları var. - Refik Halit Karay
- Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
- Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir çalgı türü
- Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri
Birleşik Kelimeler: kül tablası, sigara tablası, yemek tablası
TABİR (Kelime Kökeni: Arapça taʿbīr)
- Rüya yorma, yorumlama
-
Yorum
Düş biter bitmez tüccar uyanıverdi ve hemen rüya tabiri kitaplarını açtı. - İhsan Oktay Anar
-
Deyiş, anlatım, ifade
Bugünlük temsil sözünü kullanırken onu alışılmış bir tabir olarak alıyoruz. - Ahmet Kutsi Tecer
-
Deyim
Müfit için bu kaçmak tabirinin kullanılması da Perviz'e dokunmuştu. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabir etmek
- tabiri (veya tabir) caizse
Birleşik Kelimeler: tabirname
TABİİ (Kelime Kökeni: Arapça ṭabīʿī)
- Doğada olan, doğada bulunan
-
Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi
Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. - Ahmet Rasim
-
Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan
Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir. - Atatürk
-
Yapmacık olmayan, doğal
Bir milletin kendi varlığını müdafaa etmesinden daha tabii ne olabilir? - Mehmet Kaplan
-
Katıksız, saf, doğal
Tabii meyve suları.
-
(ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak
Yurttaşlarım arasında bana bu yabancılığı çektirmemek isteyenler de oldu tabii. - Adalet Ağaoğlu
Birleşik Kelimeler: tabii afet, tabii hukuk, sevkitabii