Gölge ile Başlayan Kelimeler
GÖLGE ile başlayan 14 kelime bulunuyor. Başında GÖLGE olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Gölge kelimesinin anlamı nedir? İçinde gölge olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
GÖLGELENDİRMEK31
13 Harfli Kelimeler
GÖLGELENDİRME30
11 Harfli Kelimeler
GÖLGELEYİCİ30, GÖLGESİZLİK29, GÖLGELENMEK26
10 Harfli Kelimeler
GÖLGELEYİŞ29, GÖLGELEMEK25, GÖLGELENME25
9 Harfli Kelimeler
GÖLGELEME24
8 Harfli Kelimeler
GÖLGESİZ26, GÖLGECİL25, GÖLGELİK22
7 Harfli Kelimeler
GÖLGELİ21
5 Harfli Kelimeler
GÖLGE19
GÖLGE
-
Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? - Halide Edip Adıvar
-
Güneş ışınlarından korunacak yer
Sakın kesme, gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin. - Memduh Şevket Esendal
-
Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet
Ben, ay yüzlü güzellerin peşinde bir gölgeye benzerim. - Ahmet Kabaklı
- Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk
-
Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan
Gölge başkan. Gölge kabine.
- Röfle
- Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse
-
Koruma, kayırma himaye
Onun gölgesi altında yaşıyor.
Ata Sözleri ve Deyimler
- gölgede (veya gölgesinde) kalmak
- gölgede bırakmak
- gölge düşmek
- gölge düşürmek
- gölge etmek
- gölge gibi
- gölgesine sığınmak
- gölgesine yatmak
Birleşik Kelimeler: gölge balığı, gölge olay, gölge oyunu, gölge tiyatrosu, ışık gölge, yarı gölge, minaregölgesi
GÖLGELİ
- Gölge altında olan
- Nitelik ve ayrıntıları iyice bilinmeyen
Birleşik Kelimeler: gölgeli resim
GÖLGELİK
- Gölge altında bulunan yer
-
Kazıkların ve belli kalınlıktaki dikmelerin üzerine bindirilmiş bir tür demir veya ahşap çardak, sayeban, pergola
Çocuğa, oracıktaki gölgelikte meme emzirmekte olan kadını gösterdi. - Osman Cemal Kaygılı
GÖLGELEME
- Gölgelemek işi
GÖLGELEMEK
- Gölgeli duruma getirmek
- Resimde gölge oluşturmak
- Bir kimsenin veya bir şeyin değerini azaltmak, sönüklük getirmek
GÖLGELENME
- Gölgelenmek işi
GÖLGECİL
- Gölgede yetişen veya gölgeyi seven
GÖLGELENMEK
-
Gölgeli duruma girmek
Cuma'nın yüzü gölgelenip alnı kırışıyor. - Ahmet Ümit
-
Buğulanmak
Gözleri, ender görülen bir acıyla gölgelendi. - Halikarnas Balıkçısı
-
Değerinin bilinmesi engellenmek
Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir. - Haldun Taner
GÖLGESİZ
-
Gölgesi olmayan
Kurutan, yakan güneşli ve gölgesiz ve nihayetsiz bir çölün ortasında bir bardak buzlu su bulan yolcu memnuniyetini hissettim. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
GÖLGESİZLİK
- Gölgesiz olma durumu
GÖLGELEYİŞ
- Gölgeleme işi
GÖLGELENDİRME
- Gölgelendirmek işi
GÖLGELENDİRMEK
-
Gölge etmek, gölgeli yapmak
Saçları alnına dökülmüş, kirpikleri yanaklarını gölgelendirmişti. - Attila İlhan
- Bulandırmak, bozmak
-
Dinlendirmek
Bir gün Kezban koyunlarını gölgelendirdiği ormanın alanından geçen bir adama rast geldi. - Ömer Seyfettin