İçinde Gölge Bulunan Kelimeler



İçinde GÖLGE olan 15 kelime bulunuyor. İçerisinde GÖLGE geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gölge kelimesinin anlamı nedir? Gölge ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

GÖLGELENDİRMEK31

13 Harfli Kelimeler

GÖLGELENDİRME30, MİNAREGÖLGE29

11 Harfli Kelimeler

GÖLGELEYİCİ30, GÖLGESİZLİK29, GÖLGELENMEK26

10 Harfli Kelimeler

GÖLGELEYİŞ29, GÖLGELEMEK25, GÖLGELENME25

9 Harfli Kelimeler

GÖLGELEME24

8 Harfli Kelimeler

GÖLGESİZ26, GÖLGECİL25, GÖLGELİK22

7 Harfli Kelimeler

GÖLGE21

5 Harfli Kelimeler

GÖLGE19


GÖLGE


[isim]
  • Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık

    Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse
[mecaz]
  • Koruma, kayırma himaye

    Onun gölgesi altında yaşıyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gölgede (veya gölgesinde) kalmak
  • gölgede bırakmak
  • gölge düşmek
  • gölge düşürmek
  • gölge etmek
  • gölge gibi
  • gölgesine sığınmak
  • gölgesine yatmak

Birleşik Kelimeler: gölge balığı, gölge olay, gölge oyunu, gölge tiyatrosu, ışık gölge, yarı gölge, minaregölgesi


GÖLGELİ


[sıfat]
  • Gölge altında olan
[mecaz]
  • Nitelik ve ayrıntıları iyice bilinmeyen

Birleşik Kelimeler: gölgeli resim


GÖLGELİK


[isim]
  • Gölge altında bulunan yer

GÖLGELEME


[isim]
  • Gölgelemek işi

GÖLGELEMEK


[-i]
  • Gölgeli duruma getirmek
[mecaz]
  • Resimde gölge oluşturmak
[mecaz]
  • Bir kimsenin veya bir şeyin değerini azaltmak, sönüklük getirmek

GÖLGELENME


[isim]
  • Gölgelenmek işi

GÖLGECİL


[sıfat]
  • Gölgede yetişen veya gölgeyi seven

GÖLGELENMEK


[nesnesiz]
  • Gölgeli duruma girmek

    Cuma'nın yüzü gölgelenip alnı kırışıyor. - Ahmet Ümit

[mecaz]
  • Buğulanmak

    Gözleri, ender görülen bir acıyla gölgelendi. - Halikarnas Balıkçısı

[mecaz]
  • Değerinin bilinmesi engellenmek

    Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir. - Haldun Taner


GÖLGESİZ


[sıfat]
  • Gölgesi olmayan

    Kurutan, yakan güneşli ve gölgesiz ve nihayetsiz bir çölün ortasında bir bardak buzlu su bulan yolcu memnuniyetini hissettim. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu


MİNAREGÖLGESİ


[isim] [argo]
  • Gerçekleşmesi imkânsız durum

GÖLGESİZLİK


[isim]
  • Gölgesiz olma durumu

GÖLGELEYİŞ


[isim]
  • Gölgeleme işi

GÖLGELENDİRME


[isim]
  • Gölgelendirmek işi

GÖLGELENDİRMEK


[-i]
  • Gölge etmek, gölgeli yapmak

    Saçları alnına dökülmüş, kirpikleri yanaklarını gölgelendirmişti. - Attila İlhan

[mecaz]
  • Bulandırmak, bozmak
[halk ağzında]
  • Dinlendirmek

    Bir gün Kezban koyunlarını gölgelendirdiği ormanın alanından geçen bir adama rast geldi. - Ömer Seyfettin