Emek ile Biten Kelimeler
EMEK ile biten 597 kelime bulunuyor. Sonu EMEK olan kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Emek kelimesinin anlamı nedir? Emek ile başlayan kelimeler. İçinde emek olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
BELGEGEÇERLEMEK29
14 Harfli Kelimeler
PARAMETRELEMEK20
13 Harfli Kelimeler
HİDROJENLEMEK30, GALVANİZLEMEK27, SÜRDÜRÜMLEMEK24, MÜREKKEPLEMEK21, NAFTALİNLEMEK20, KERTERİZLEMEK17, ELEKTRİKLEMEK14
12 Harfli Kelimeler
GÖRÜNTÜLEMEK27, ÇERÇEVELEMEK25, MÜZEVİRLEMEK25, FİHRİSTLEMEK24, OKSİJENLEMEK24, DEĞİRMİLEMEK23, MENEVİŞLEMEK23, RÖNTGENLEMEK23, FİLARİZLEMEK22, JELATİNLEMEK22, VAZELİNLEMEK22, YELPAZELEMEK22, YÜKSELTGEMEK22, KELEPÇELEMEK20, FİRKETELEMEK19, RAPTİYELEMEK19, TÜKÜRÜKLEMEK19, SİYANÜRLEMEK18, TEBEŞİRLEMEK18, GARANTİLEMEK17
Tümünü Gör
11 Harfli Kelimeler
PEHPEHLEMEK28, GÖZLEMLEMEK26, GEÇGEÇLEMEK26, HÜNGÜRDEMEK26, ZÜĞÜRTLEMEK26, GÜMBÜRDEMEK25, SÜZGEÇLEMEK25,
Tümünü Gör
10 Harfli Kelimeler
GÖĞÜSLEMEK31, SÖĞÜŞLEMEK30, HAFİFSEMEK28, HAFİFLEMEK27, ÇÖZÜMLEMEK26, ÖĞÜRTLEMEK26, AFFEYLEMEK25, DÜĞÜMLEMEK25, GÖLGELEMEK25, MÜJDELEMEK25, ÖZDEŞLEMEK25, AFFETMEMEK24, BÜZGÜLEMEK24, DEĞİŞMEMEK24, GÖZETLEMEK24, GÜCÜMSEMEK24, ÖDÜNÇLEMEK24, BÖLGELEMEK23, DÜĞMELEMEK23, GÖNYELEMEK23
Tümünü Gör
9 Harfli Kelimeler
ÖZGÜLEMEK25, ÖĞÜTLEMEK25, GÖMÜLEMEK23, ÖZÜMSEMEK23, KÖPÜLEMEK22, ÖRGÜLEMEK22, ÖZÜMLEMEK22,
Tümünü Gör
8 Harfli Kelimeler
GÖZLEMEK22, GEVŞEMEK22, PÜFLEMEK21, ÇİĞNEMEK19, GÖLLEMEK19, GEVREMEK19, KÖHNEMEK19, FİŞLEMEK18, GÜZLEMEK18, KÖZLEMEK18, SÖYLEMEK18, ŞİFLEMEK18, YEĞLEMEK18, DÖLLEMEK17, DEFLEMEK17, YİVLEMEK17, BAŞYEMEK16, DÜZLEMEK16, DÜŞLEMEK16, EĞELEMEK16
Tümünü Gör
7 Harfli Kelimeler
GÖZEMEK21, BÜĞEMEK19, DÖŞEMEK19, ÖZLEMEK17, ÜFLEMEK16, DÜZEMEK15, EVSEMEK15, EĞLEMEK15, ÖKSEMEK15, ÖNLEMEK14, BEZEMEK13, DİŞEMEK13, ÜÇLEMEK13, ÇİSEMEK12, İPLEMEK12, ÇİLEMEK11, DEMEMEK11, EŞLEMEK11, İZLEMEK11, İŞLEMEK11
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
ÖZEMEK16, ÖDEMEK15, İŞEMEK10, ÜREMEK9, ENEMEK7, ELEMEK7
5 Harfli Kelimeler
DEMEK8, YEMEK8, TEMEK6
4 Harfli Kelimeler
EMEK5
EMEK
-
Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü, mesai, zahmet
Ücret emeğin karşılığıdır. - Anayasa
-
Uzun ve yorucu, özenli çalışma
Bir darbe benim bütün o uzun emeklerimi sıfıra indirir. - Hüseyin Cahit Yalçın
- İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci
Ata Sözleri ve Deyimler
- emeği geçmek
- emek çekmek
- emek harcamak
- emek olmadan yemek olmaz
- emek vermek
Birleşik Kelimeler: artık emek, el emeği, göz emeği, sağdıç emeği
TEMEK
- Ahırdaki gübreyi dışarı atmak için kullanılan kapaklı veya kapaksız delik, pencere
ENEMEK
- İğdiş etmek
ELEMEK
-
Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek
Eledim eledim höllük eledim / Aynalı beşikte bebek beledim - Halk türküsü
- Sınav veya yarışma yoluyla en iyileri seçmek
- İpliği elemgeden geçirip yumak yapmak
- Gözden geçirmek, ayıklamak, iyisini kötüsünden ayırmak
- Bir yarışmacıyı yarışma dışı bırakmak, elimine etmek
DEMEK
-
Söylemek, söz söylemek
Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar. - Burhan Felek
-
Ad vermek
Muşmulaya döngel de derler.
-
Bir dilde karşılığı olmak
Kamer `ay` demektir.
-
Herhangi bir ses çıkarmak
Küt dedi, düştü.
-
Herhangi bir kanıya, yargıya varmak
Bu işe herkes ne der?
- Düşünmek
-
Oranlamak
Güzellik desen onda, zenginlik desen onda.
-
Ummak
Bundan sonra gelir mi dersin?
-
Erişmek
Saat yedi dedi mi uyanırım.
-
Bir işe kalkışmak, yeltenmek
Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun.
-
Saymak, kabul etmek
Yarım milyon dediğin nedir? - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- dediği çıkmak
- dediğinden (dışarı) çıkmak
- dediğine gelmek
- dedi mi
- deme!
- demediğini bırakmamak (veya koymamak)
- deme gitsin
- demek istemek
- demek ki (veya demek oluyor ki)
- demek olmak
- dememek
- der oğlu der
- deyip de geçmemek
- diyecek yok
Birleşik Kelimeler: dedikodu, dediği dedik, dediğim dedikçi
-
bir şey anlamına gelmek
Okuryazar olmak adam olmak demek değildir.
-
öyle mi
Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ! - Sait Faik Abasıyanık
-
yani, anlaşılan
Demek gideceksin.
- inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- dediği çıkmak
- dediğinden (dışarı) çıkmak
- dediğine gelmek
- dedi mi
- deme!
- demediğini bırakmamak (veya koymamak)
- deme gitsin
- demek istemek
- demek ki (veya demek oluyor ki)
- demek olmak
- dememek
- der oğlu der
- deyip de geçmemek
- diyecek yok
YEMEK
-
Yemek yeme, karın doyurma işi
Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. - Necati Cumalı
-
Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam, ekmek
Yemekten sonra lokantalı vagondan birer de kahve getirttiler. - Memduh Şevket Esendal
- Günün belli saatlerinde yenilen besin
-
Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- yemek çıkarmak
- yemek seçmek
- yemek vermek
- yemek yemek
Birleşik Kelimeler: yemekaltı, yemek borusu, yemek dolabı, yemek duası, yemekhane, yemek hizmeti, yemek listesi, yemek masası, yemek odası, yemek salonu, yemek tablası, yemek takımı, alaminüt yemek, ana yemek, başyemek, hazır yemek, seçmeli yemek, seçmesiz yemek, sulu yemek, ev yemeği, güveyi yemeği, iftar yemeği, kuşluk yemeği, orospu yemeği, öğle yemeği, ölü yemeği, sahur yemeği, tencere yemeği
-
Ağızda çiğneyerek yutmak
Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor. - Burhan Felek
-
Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
Neclâ onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor. - Haldun Taner
-
Isırmak
Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş.
- Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak
-
Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım... - Memduh Şevket Esendal
-
Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek
Haram yemek. Rüşvet yemek.
-
Harcamak, tüketmek, bitirmek
Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum diye latife ediyordu. - Memduh Şevket Esendal
- Yasal yoldan cezalandırılmak
-
Birine alacağını vermemek, ödememek
Bu adam benim yüz bin liramı yedi.
-
Başkasının parasını harcamak
Dalkavuklar çok parasını yemişler.
-
Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek
Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor.
-
Sürekli üzmek, tedirgin etmek
Bu dert beni yiyor.
- Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek
-
Kandırmak
Bizi yemek, sana mı kaldı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yediği naneye bak!
- yediği önünde, yemediği ardında
- yedikleri içtikleri ayrı gitmemek
- yedirip içirmek
- ye kürküm ye!
- yemeden içmeden
- yeme de yanında yat
- yiyip bitirmek
- yiyip içmek
Birleşik Kelimeler: mirasyedi, otyiyenler, balyemez, etyemez, hüryemez, varyemez, karıncayiyen
ÜREMEK
-
Canlı, doğup çoğalmak
Altı yedi ay içinde küçük sürü üredi. - Ömer Seyfettin
-
Yetişmek
Çubuklu bahçede üreyen kızılcık da hiçbir yerde bulunmaz. - Salâh Birsel
-
Çoğalmak, artmak
Yün kalın olduğu için örgü çabuk ürüyor.
İŞEMEK
- İdrar torbasında biriken sidiği dışarı atmak, çiş yapmak
ÇİLEMEK
-
Yağmur çiselemek
O baharın renkleri, güzellikleri ve ihtirasları bir nisan yağmuru hâlinde çiler dururdu. - Aka Gündüz
- Nemlenmek, ıslanmak
- Bülbül şakımak
DEMEMEK
-
koşullar ne olursa olsun aldırış etmemek
Yağmur kar demedi, yola çıktı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- dediği çıkmak
- dediğinden (dışarı) çıkmak
- dediğine gelmek
- dedi mi
- deme!
- demediğini bırakmamak (veya koymamak)
- deme gitsin
- demek
- demek istemek
- demek ki (veya demek oluyor ki)
- demek olmak
- der oğlu der
- deyip de geçmemek
- diyecek yok
EŞLEMEK
- Benzer iki şeyi bir araya getirmek
- Ses ile görüntü arasında gerekli bağı sağlamak
İZLEMEK
-
Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek
Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi. - Ahmet Ümit
-
Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak
Geceyi gündüz izler.
-
Bir olayın gelişimini gözden geçirmek
Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz. - Salâh Birsel
-
Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek
Televizyonu izlemek.
-
Belirli bir yönde gitmek
Geç vakit hayvanla, Deliçay'ı izleyip gidiyordum. - Halide Edip Adıvar
-
Gözlemek, incelemek
Çocuk kuşu gözleriyle izledi.
-
Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek
Bu üretim politikasını izleyeceğiz.
-
Bir şeye uymak, bağlı olmak
Modayı izlemek.
-
Herhangi bir olayla ilgilenmek
Çeşitli siyasi olaylar karşısındaki tepki ve düşüncelerini dolaylı da olsa izleyebiliyordum. - Haldun Taner
İŞLEMEK
- Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek
-
İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak
Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı. - Memduh Şevket Esendal
-
İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek
O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Nakşetmek
Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer - Enis Behiç Koryürek
- İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
- Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
- Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
-
Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek
Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti. - Reşat Nuri Güntekin
-
İşlek, etkin durumda olmak
Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi. - Sait Faik Abasıyanık
- Çıban, olgunlaşma yolunda olmak
- Yara, kapanmamak
-
Gidip gelmek
Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi. - Sermet Muhtar Alus
-
Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak
Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum. - Erhan Bener
- Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- işleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar)
Birleşik Kelimeler: özişler
ÇİSEMEK
- Çiselemek
İPLEMEK
-
Saygı göstermek, değer vermek
Hadi müşteriyi iplediğin yok, patrona ne demeye boş verirsin! - Rıfat Ilgaz