Emek ile Başlayan Kelimeler



EMEK ile başlayan 10 kelime bulunuyor. Başında EMEK olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Emek kelimesinin anlamı nedir? Emek ile biten kelimeler. İçinde emek olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

EMEKTARLIK12

9 Harfli Kelimeler

EMEKÇİLİK13, EMEKLEMEK11, EMEKLİLİK10

8 Harfli Kelimeler

EMEKLEME10

7 Harfli Kelimeler

EMEKSİZ12, EMEKTAR8

6 Harfli Kelimeler

EMEKÇİ10, EMEK7

4 Harfli Kelimeler

EMEK5


EMEK


[isim]
  • Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü, mesai, zahmet

    Ücret emeğin karşılığıdır. - Anayasa

[toplum bilimi]
  • İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emeği geçmek
  • emek çekmek
  • emek harcamak
  • emek olmadan yemek olmaz
  • emek vermek

Birleşik Kelimeler: artık emek, el emeği, göz emeği, sağdıç emeği


EMEKLİ


[sıfat]
  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
[isim]
  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli


EMEKTAR (Kelime Kökeni: Türkçe emek + Farsça -dār)


[sıfat]
  • Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)

    Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu

[mecaz]
  • Çok kullanılmış, eski

    Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim. - Çetin Altan


EMEKLİLİK


[isim]
  • Emekli olma durumu, tekaütlük

    Hiç de haksız değilken emekliliğini istemekle kendi kendisini haksız çıkardı, diyorlar. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: emeklilik çağı, bireysel emeklilik, zorunlu emeklilik


EMEKLEME


[isim]
  • Emeklemek işi

Birleşik Kelimeler: emekleme çağı, emekleme dönemi


EMEKÇİ


[isim]
  • Geçimini yaptığı işlerle sağlayan kimse

    Çocukluğundan başlayarak emekçilerle, sokaktakilerle düşüp kalkmıştı. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: emekçi sınıfı, kol emekçisi


EMEKLEMEK


[nesnesiz]
  • Dizler ve eller üzerinde yürümek
[mecaz]
  • Bir işe yeni başlarken deneyimsizlikten ötürü acemilik geçirmek

EMEKTARLIK


[isim]
  • Emektar olma durumu

EMEKSİZ


[sıfat]
  • Emek harcanmadan elde edilen, kolay, zahmetsiz

Birleşik Kelimeler: emeksiz evlat


EMEKÇİLİK


[isim]
  • Emekçi olma durumu

Birleşik Kelimeler: kol emekçiliği