Dök ile Başlayan Kelimeler
DÖK ile başlayan 25 kelime bulunuyor. Başında DÖK olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "İçinde dök olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
10 Harfli Kelimeler
DÖKÜMCÜLÜK28,
9 Harfli Kelimeler
DÖKÜMHANE24, DÖKÜNTÜLÜ23, DÖKÜMLEME21, DÖKTÜRMEK20
8 Harfli Kelimeler
DÖKÜMEVİ25, DÖKÜLGEN22, DÖKÜKLÜK20, DÖKÜNMEK19, DÖKÜLMEK19, DÖKTÜRME19
7 Harfli Kelimeler
DÖKÜMCÜ23, DÖKÜLÜŞ22, DÖKÜMLÜ20, DÖKMECİ19, DÖKÜNTÜ19, DÖKÜNME18, DÖKÜLME18
6 Harfli Kelimeler
DÖKMEK15
5 Harfli Kelimeler
DÖKÜM16, DÖKÜK15, DÖKME14
DÖKME
-
Dökmek işi
Üşenmiyor, her gün üç yüz metre yürüyüp çöpünü dökmeye buraya geliyor. - Elif Şafak
-
Bir yerden bir yere dökülen, aktarılan
Dökme su.
-
Kapların içinde olmayan, yığın biçiminde ortaya dökülmüş olan
Dökme buğday. Dökme portakal. Dökme çimento.
-
Kalıba dökülmek yoluyla yapılmış
Dökme soba.
- Dökme yük
Ata Sözleri ve Deyimler
- dökme su ile değirmen dönmez
Birleşik Kelimeler: dökme çimento, dökme demir, dökme gaz, dökme yük
DÖKMEK
-
Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak
İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. - Sait Faik Abasıyanık
-
Belli bir yere boşaltmak
Sigara tablasını dökmek.
-
Akıtmak, düşürmek
Annem bunu sezdiği gün, babamın arkasından döktüğü yaşları unutacak kadar bedbaht olur. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Saçmak, serpmek
Tavuklara yem döktü.
- Salmak, bırakmak
-
Üstünde bulunan bir şeyi düşürmek
Yapraklarını dökmüş iki söğüt ağacı... - Sait Faik Abasıyanık
- Teninde kızamık, kızıl, suçiçeği hastalıklarında olduğu gibi kırmızı lekeler çıkmak
-
Maden, mum eriyiği veya çimento, alçı vb.ni kalıba akıtarak biçim vermek, döküm yapmak
Heykel ilkin çamurdan yapılıyor, sonra kalıbını çıkarıp tunçtan dökecekler. - Haldun Taner
-
Sulu hamuru kızgın yağ veya tepsinin içine akıtarak pişirmek
Lokma dökmek. Kadayıf dökmek.
-
Bir yere çokça bir şey yığmak, taşımak
Sınıra asker dökmek.
-
Çok söylemek
Dil dökmek.
-
Bir şeyi yok etmek için atmak
Satılmayan hamsileri denize döktüler.
-
Bir işte veya bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik yapmak
Şimdi maşallah açılmaya başladım diye söylenirsin, işi ahbaplığa dökersin, olur gider. - Reşat Nuri Güntekin
-
Yakmak, tutuşturmak
Sabah ve akşam kahvaltıları için mangal döktürürdü. Mangal yakmak denmezdi. Mangalı dök, tutuştur denirdi. - Nezih Neyzi
-
Kullanmak, harcamak, sarf etmek
Dimağ ve beden cevherlerini döken çocukları hesaplı bir kalori ile beslemek lazımdı. - Cahit Uçuk
-
Çok sayıda öğrenciyi sınavda veya bir üst sınıfa geçirmede başarısız saymak
Sınıfın yarısını döktüler.
-
Bol bol vermek, ödemek, sarf etmek
Para dökmek.
-
Açığa vurmak, söylemek, ortaya koymak
Acaba biraz anlatsan, derdini döksen olmaz mı?
Ata Sözleri ve Deyimler
- döküp saçmak
Birleşik Kelimeler: döke saça, küldöken, naldöken, palandöken
DÖKÜK
-
Dökülmüş
Başasistanın saçları dökük olduğundan onu doçent filan sanıyordu. - Haldun Taner
- Çok eskimiş
- Dökümlü
Birleşik Kelimeler: kırık dökük, yıkık dökük
DÖKÜM
- Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
- Kumaşın dökümlü olma niteliği
- Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma
-
Dökülme zamanı
Yaprak dökümü.
- Kalıba dökülerek yapılan
Ata Sözleri ve Deyimler
- döküm (veya dökümünü) almak
- döküm çıkarmak
Birleşik Kelimeler: dökümevi, dökümhane, yaprak dökümü
DÖKÜNME
- Dökünmek işi
DÖKÜLME
-
Dökülmek işi
Tahtaları oynattığında üzerine topraklar dökülmeye başladı. - İhsan Oktay Anar
DÖKÜNMEK
-
Kendi üstüne dökmek
Ben kışın kar yağarken bile kova kova soğuk su dökünürüm. - Refik Halit Karay
DÖKÜLMEK
-
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
Bekliyorum. Bir gül döküldü vazoda / Bekliyorum. Ses yok ölgün piyanoda - Halit Fahri Ozansoy
- Kumaş dökümlü olmak
- Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak
-
Düşmek
Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde dört kişiydik. - Zeyyat Selimoğlu
-
Çıkmak, ortaya konulmak
Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu. - Reşat Nuri Güntekin
-
Kaplamak, yayılmak
Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor. - Memduh Şevket Esendal
-
Salınmak, serbest bırakılmak
Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı. - Haldun Taner
-
Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek
Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü. - Sait Faik Abasıyanık
-
Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek
Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Çok yorgun, hasta olmak
Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler. - Tarık Buğra
- Akarsular, göl veya denize akmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- dökülüp saçılmak
DÖKTÜRME
- Döktürmek işi
DÖKMECİ
- Dökümcü
DÖKÜNTÜ
-
Dökülmüş, saçılmış şeyler
Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar. - Yahya Kemal Beyatlı
- Bir topluluktan geri kalmış kimseler
- Bozuntu
- Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi
- Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı
-
Değersiz, bayağı, ayaktakımından olan kimse
Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat
Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler. - Çetin Altan
- Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti
- Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer
DÖKTÜRMEK
- Dökme işini yaptırmak
-
Kolaylıkla ve güzel söylemek, yazmak veya oynamak
Walter Scott da bir tek çizik olmadan dört yüz, beş yüz sayfa döktürürmüş. - Salâh Birsel
DÖKÜKLÜK
- Dökük olma durumu
DÖKÜMLÜ
- Niteliğinden ötürü kolayca istenilen biçim verilebilen (kumaş)
DÖKÜMLEME
- Dökümlemek işi