Dolu ile Başlayan Kelimeler

DOLU ile başlayan 11 kelime bulunuyor. Başında DOLU olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dolu kelimesinin anlamı nedir? Dolu ile biten kelimeler. İçinde dolu olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

DOLUDİZGİN23

8 Harfli Kelimeler

DOLUŞMAK16, DOLUKMAK13

7 Harfli Kelimeler

DOLUŞMA15, DOLUNAY13, DOLULUK12, DOLUKMA12

6 Harfli Kelimeler

DOLUSU12

5 Harfli Kelimeler

DOLUŞ12, DOLUM10

4 Harfli Kelimeler

DOLU8

DOLU

[isim]

  • Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü

    Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti. - Tarık Buğra

[sıfat]

  • İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı

    Su ile dolu bir şişe.

  • Bir yerde sayıca çok

    Dağda keklik dolu.

  • Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan

    Haftaya pazartesiye kadar bütün uçaklar dolu. - Attila İlhan

  • Boş vakti olmayan, meşgul

    Bugün doluyum.

  • Çok olan (iş, uğraş, olay vb.)
  • İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar)

    Tabanca doludur, dikkat edin.

  • Tornacılıkta delik açılmamış (gereç)

[mecaz]

  • Bir duygunun güçlü etkisinde olan

[isim]

[eskimiş]

  • İçki doldurulmuş bardak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı

Birleşik Kelimeler: doludizgin, dolu serpme, bir dolu, deli dolu, hayat dolu, yaşam dolu, yüreği dolu

DOLUM

[isim]

  • Doldurma işi

    Benzin dolum yeri.

DOLULUK

[isim]

  • Dolu olma durumu

    İçimde bir boşlukla karmakarışık bir doluluk boğazlaşıyor. - Aka Gündüz

DOLUKMA

[isim]

  • Dolukmak işi

DOLUSU

[sıfat]

  • Dolduracak kadar

    Aç ve susuzuz düşüncesiyle bir sepet dolusu şeftali de almışlar getirmişler. - Azra Erhat

Birleşik Kelimeler: ağız dolusu, avuç dolusu, bir çuval dolusu, etek dolusu, kucak dolusu

DOLUŞ

[isim]

  • Dolma işi

DOLUKMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek

DOLUNAY

[isim]

  • Ay'ın tam bir daire olarak dolgun, parlak görüldüğü evre, ayın on dördü, bedir

DOLUŞMA

[isim]

  • Doluşmak işi

DOLUŞMAK

[nesnesiz]

  • Bir yerde toplanmak, bir araya gelmek

    Arkasındaki bütün ömrünün bedbahtlığı suratına doluştu. - Mithat Cemal Kuntay

DOLUDİZGİN

[zarf]

  • Son hızla, çok hızlı bir biçimde

    Bir gün doludizgin boşanan atlarımızla. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Tam anlamıyla

    Doludizgin, bir bekârlığın tam tadını çıkaran, renkli, değişken, hızlı bir yaşam sürüyordum. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • doludizgin gitmek