Can ile Biten Kelimeler
CAN ile biten 17 kelime bulunuyor. Sonu CAN olan kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Can kelimesinin anlamı nedir? Can ile başlayan kelimeler. İçinde can olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
HAVLICAN22,
7 Harfli Kelimeler
HEYECAN16, BABACAN14, HELECAN14, SOLUCAN13
6 Harfli Kelimeler
AFACAN15, FİNCAN15, SINCAN11, KILCAN10, MERCAN10, SİNCAN10, TERCAN9
3 Harfli Kelimeler
CAN6
CAN (Kelime Kökeni: Farsça cān)
- İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
-
Yaşama, hayat
Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. - Reşat Nuri Güntekin
-
Güç, dirilik
Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Kişi, birey
Benimle beraber dört canız. - Falih Rıfkı Atay
-
İnsanın kendi varlığı, özü
Sağa sola kaçıştık da, canımızı dar kurtardık. - Nazım Hikmet
-
Gönül
Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade - Karacaoğlan
-
Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi
Şeyh çıkınca oradaki canlar da sırasıyla yürüyüp kapıya gelince dönüp baş kestikten sonra dışarı çıkarlar. - Asaf Halet Çelebi
-
Çok içten, sevimli, sevilen, şirin
Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- cana (veya canına) can katmak
- cana gelecek mala gelsin
- cana kıymak
- can alacak nokta (veya yer)
- can alıp can vermek
- cana minnet saymak (veya bilmek)
- can atmak
- can başına sıçramak
- can baş üstüne
- can beslemek
- can boğazdan gelir (veya geçer)
- can borcunu ödemek
- can bostanda bitmez
- can bulmak
- can cana, baş başa
- can candan şirindir (veya tatlıdır)
- can canın yoldaşıdır
- can cümleden aziz
- can çekişmek
- can çekişmektense ölmek yeğdir
- can çıkmayınca (veya çıkmadan) huy çıkmaz
- candan geçmek
- can dayanmamak
- can derdinde olmak
- can derdine düşmek
- can gelmek
- canı acımak
- canı ağzına (veya boğazına) gelmek
- canı bayılmak
- canı burnuna (veya burnundan) gelmek
- canı burnundan çıkmak
- canı cana ölçmek
- canı canına (veya içine) sığmamak
- canı cehenneme
- canı çekilmek
- canı çekmek
- canı çıkasıca
- canı çıkmak
- canı çıksın!
- canı gelip gitmek
- canı gelmek
- canı gibi sevmek
- canı gitmek
- canı ile oynamak
- canı ile uğraşmak
- canı istemek
- canı isterse
- canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
- canım
- canım ciğerim
- canım dese canın çıksın diyor sanmak
- canımın içi
- canımı sokakta bulmadım
- canına acımamak
- canına değmek
- canına ezan okumak
- canına geçmek (veya işlemek veya kâr etmek)
- canına kastetmek
- canına kıymak
- canına minnet (olmak)
- canına okumak
- canına rahmet
- canına susamak
- canına tak demek (veya etmek)
- canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün)
- canına yandığım (veya yandığımın)
- canına yetmek
- canından bezmek (veya bıkmak veya usanmak)
- canından geçmek
- canını acıtmak
- canını almak
- canını bağışlamak
- canını burnundan getirmek
- canını cehenneme göndermek (veya yollamak)
- canını çıkarmak
- canını dar atmak
- canını dişine almak (veya takmak)
- canının derdine düşmek
- canının içine sokacağı gelmek
- canını sıkmak
- canını sokakta bulmamak
- canını vermek
- canını yakmak
- canın isterse
- canı sağ olsun!
- canı sıkılmak
- canı yanan eşek, attan yüğrük olur
- canı yanmak
- canı yerine gelmek
- canı yok mu?
- can kalmamak
- can kaygısına düşmek
- canlar!
- can olmak
- can sıkmak
- can vermek
- can yakmak
Birleşik Kelimeler: can acısı, can alıcı, can arkadaşı, can bunaltısı, canciğer, can çabası, can damarı, can direği, can dostu, can düşmanı, can eriği, canevi, can feda, canfes, can havliyle, can korkusu, cankulağı, can kurban, cankurtaran, can kuşu, can noktası, can pahasına, can pazarı, can sağlığı, can sıkıntısı, can simidi, cansiparane, can sohbeti, can suyu, can tahtası, can yeleği, can yoldaşı, cana yakın, canı burnunda, canı cebinde, canıgönülden, canı pek, canı sıkkın, canı tatlı, canı tez, canıyürekten, canına düşkün, canla başla, babacan
TERCAN
- Erzincan iline bağlı ilçelerden biri
KILCAN
- At kuyruğu kılından yapılmış kuş tuzağı
MERCAN (Kelime Kökeni: Arapça mercān)
- Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli hayvan, mercan balığı (Corallium rubrum)
-
Bu hayvanın iskeletinden elde edilen ve süs eşyaları yapımında kullanılan madde
Alafrangalık, parmaklarımızı narin bir mercan gibi ortaya çıkaran kınalarımızı bile ortadan kaldırmıştı. - Ömer Seyfettin
-
Bu maddeden yapılmış
Mercandan bir kolye ile mercan küpeler takmıştı. - Necati Cumalı
- İzmaritgillerden, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Karadeniz'de bulunan, açık kırmızı renkte, eti beğenilen bir balık, mercan balığı (Pagrus pagrus)
Birleşik Kelimeler: mercan adası, mercanağacı, mercan balığı, mercaniğnesi, mercanköşk, mercan otu, mercan resifi, mercan teknesi, mercan terliği, mercan tespih, mercan yeşili, mercan yılanı
SİNCAN
- Ankara iline bağlı ilçelerden biri
SINCAN
- Sakızlı bir tür dikenli çalı (Astragalus)
SATLICAN (Kelime Kökeni: Arapça ẕāt + cenb)
-
Zatülcenp
Kayıkla gelip kurtarmasalardı satlıcandan geberecektim. - Sait Faik Abasıyanık
SOLUCAN
- Yuvarlak veya yassı, uzun kurtlara verilen genel ad
Ata Sözleri ve Deyimler
- solucan gibi
Birleşik Kelimeler: solucan düşürücü, solucan otu, bağırsak solucanı, yer solucanı, iplik solucanlar, ipsi solucanlar, yassı solucanlar, yuvarlak solucanlar
ERZİNCAN
- Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
BABACAN (Kelime Kökeni: Türkçe baba + Farsça cān)
-
Olgun, hoşgörülü, iyi kalpli, güvenilir (erkek)
Bu durumda ortada Doktor Hayrullah gibisinden babacan bir koruyucunun bulunması yeterliydi. - Adalet Ağaoğlu
HELECAN (Kelime Kökeni: Arapça ḫalecān)
-
Kalp çarpıntısı, çırpıntı
Ben de boyuna helecan geçirerek konuşmalarına dikkat ediyorum. - Etem İzzet Benice
AFACAN
-
Zeki ve yaramaz (çocuk)
Güneş ise afacan bir çocuk gibi bulutlarla saklambaç oynuyor, bir kaybolup bir gözüküyordu. - Ayşe Kulin
FİNCAN
-
Çay, kahve vb. sıcak şeyler içmekte kullanılan, genellikle kulplu, porselen veya camdan yapılmış küçük kap
Bir çeşit içgüdüyle fincanı alıyor tepsiden ve hemen dudaklarına götürüyor. - Erhan Bener
- Elektrik tellerinin eklem noktalarına konulan porselenden yapılmış yalıtkan araç
Ata Sözleri ve Deyimler
- fincan gibi
Birleşik Kelimeler: fincan böreği, fincandibi, fincan fincan, fincan oyunu, kallavi fincan, çay fincanı, elektrik fincanı, kahve fincanı
PATLICAN (Kelime Kökeni: Arapça bādincān)
- Patlıcangillerden, kalın saplı, uzunca yapraklı otsu bitki (Solanum melongena)
- Bu bitkinin sebze olarak kullanılan, mor renkli, uzunca veya toparlak ürünü
Birleşik Kelimeler: patlıcan böreği, patlıcan ezmesi, patlıcan inciri, patlıcan kebabı, patlıcan kızartması, patlıcan oturtması, patlıcan salatası, top patlıcan, bostan patlıcanı, kemer patlıcanı
HEYECAN (Kelime Kökeni: Arapça heyecān)
-
Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu
Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan yürekleri ağızlarına geliyor. - Mahmut Yesari
-
Coşku
Halk heyecan içinde.
Ata Sözleri ve Deyimler
- heyecana düşürmek
- heyecana gelmek
- heyecana getirmek
- heyecana kapılmak
- heyecan duymak
- heyecan vermek