Ayak ile Başlayan Kelimeler
AYAK ile başlayan 38 kelime bulunuyor. Başında AYAK olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ayak kelimesinin anlamı nedir? Ayak ile biten kelimeler. İçinde ayak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
AYAKLANDIRILMAK22
14 Harfli Kelimeler
AYAKLANIVERMEK24, AYAKLANDIRILMA21, AYAKLANABİLMEK19
13 Harfli Kelimeler
AYAKLANIVERME23, AYAKKABICILIK23, AYAKLANDIRMAK19, AYAKLANABİLME18
12 Harfli Kelimeler
AYAKLANDIRMA18
11 Harfli Kelimeler
AYAKKABILIK17
10 Harfli Kelimeler
AYAKKABICI19, AYAKSIZLAR17, AYAKTAŞLIK16, AYAKTAKIMI15, AYAKLANMAK13
9 Harfli Kelimeler
AYAKÜZERİ16, AYAKÇILIK16, AYAKLANIŞ15, AYAKBASTI15, AYAKLILIK13, AYAKLANMA12, AYAKLAMAK12
8 Harfli Kelimeler
AYAKÜSTÜ15, AYAKYOLU14, AYAKKABI13, AYAKLAMA11, AYAKALTI11
7 Harfli Kelimeler
AYAKSIZ14, AYAKUCU14, AYAKÇIN13, AYAKTAŞ12, AYAKÇAK12,
6 Harfli Kelimeler
AYAKÇI12, AYAKSI10, AYAKLI9, AYAKTA8
4 Harfli Kelimeler
AYAK6
AYAK
- Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
- Bacak
-
Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri
İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var.
-
Vücudun belden aşağı bölümü
Ayağına bir pantolon çekti.
-
Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi
Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız.
- Basamak
- Futun küpü alınarak hesaplanan değer
- Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
- Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut
- Göl ayağı
- Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
-
Halk edebiyatında uyak
Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler. - Salâh Birsel
-
Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
Dikme ayağı.
- Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri
- Altılı ganyanda yer alan her bir koşu
- Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayağa düşmek
- ayağa fırlamak
- ayağa kaldırmak
- ayağa kalkmak
- ayağı (veya ayakları) dolaşmak
- ayağı (veya ayakları) suya ermek
- ayağı alışmak
- ayağı almak
- ayağı düşmek
- ayağı düze basmak
- ayağı gitmemek
- ayağı ile gelmek
- ayağına (veya ayaklarına) kapanmak
- ayağına bağ olmak
- ayağına bağ vurmak
- ayağına çağırmak
- ayağına çelme takmak
- ayağına dolanmak (veya dolaşmak)
- ayağına düşmek
- ayağına geçirmek
- ayağına gelmek
- ayağına getirmek
- ayağına gitmek
- ayağına ip takmak
- ayağına kira istemek
- ayağına sağlık
- ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
- ayağına sıkmak
- ayağına üşenmemek
- ayağında donu yok, fesleğen ister (veya takar) başına
- ayağını (veya ayaklarını) altına almak
- ayağını (veya ayaklarını) öpeyim
- ayağını (veya ayaklarını) sürümek
- ayağını alamamak
- ayağını bağlamak
- ayağını çekmek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayağını giymek
- ayağını kaydırmak
- ayağını kesmek
- ayağının (veya ayaklar) altında
- ayağının (veya ayaklarının) altını öpeyim
- ayağının altına almak
- ayağının altına karpuz kabuğu koymak
- ayağının bağını çözmek
- ayağının bastığı yerde ot bitmez
- ayağının pabucunu başına giymek
- ayağının pabucu olamamak
- ayağının tozu ile
- ayağının tozunu silmeden
- ayağının türabı olmak
- ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
- ayağını tek almak
- ayağını vurmak
- ayağını yorganına göre uzat
- ayağı yerden kesilmek
- ayağı yürüten baştır
- ayak açmak (veya vermek)
- ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
- ayak almak
- ayak atmak
- ayak atmamak
- ayak ayak üstüne atmak
- ayak basmak
- ayak basmamak
- ayak çekmek
- ayak değiştirmek
- ayak diremek
- ayaklar altına almak
- ayaklar baş, başlar ayak olmak
- ayakları geri geri gitmek
- ayaklarına (veya ayağına) kara su (veya sular) inmek
- ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
- ayaklarını yerden kesmek
- ayakları üstünde durmak
- ayakları yere değmemek
- ayak sürümek
- ayak tutmak
- ayak uydurmak
- ayak üstünde olmak
- ayak vermek
- ayak yapmak
Birleşik Kelimeler: ayakaltı, ayak atışı, ayak bağı, ayakbastı, ayak bileği, ayak divanı, ayak hatası, ayak havlusu, ayak işi, ayak izi, ayakkabı, ayak keseri, ayak kirası, ayak oyunu, ayak perde, ayak satıcısı, ayak tabanı, ayaktakımı, ayak tarağı, ayak tedavisi, ayak tenisi, ayak teri, ayak topu, ayakucu, ayak ucu, ayaküstü, ayaküzeri, ayakyolu, ayağı bağlı, ayağı uğurlu, ayağı üzengide, ayağına çabuk, ağırayak, altıncı ayak, arka ayak, beşinci ayak, bir ayak evvel, birinci ayak, çatal ayak, dördüncü ayak, dört ayak, düzayak, giderayak, gömme ayak, ikinci ayak, kırkayak, önayak, ön ayak, sacayak, takma ayak, üçayak, üçüncü ayak, yalancı ayak, yalın ayak, yarım ayak, tepeden ayağa, danaayağı, domuzayağı, duvar ayağı, eli ayağı düzgün, göl ayağı, horozayağı, itayağı, kazayağı, kediayağı, kurtayağı, sacayağı, tavşanayağı, tavukayağı, turnaayağı, eline ayağına çabuk
AYAKTA
-
Ayağa kalkmış durumda
Kahvelerimizi ayakta içtik. - Aka Gündüz
- Telaşlı, heyecanlı bir biçimde
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayakta kalmak
- ayakta tutmak
- ayakta tutmak
- ayakta uyumak
Birleşik Kelimeler: ayakta tedavi
AYAKLI
-
Ayağı olan
Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu. - Peyami Safa
-
Bir destekle yere dayanan
Ayaklı kadeh.
-
Ayakla işletilen
Ayaklı dikiş makinesi.
Birleşik Kelimeler: ayaklı ansiklopedi, ayaklı canavar, ayaklı gazete, ayaklı koşma, ayaklı kütüphane, ayaklı mâni, iki ayaklı, kan ayaklı, kanı ayaklı, çift ayaklılar, çok ayaklılar, dört ayaklılar, karından ayaklılar, kolsu ayaklılar, kürek ayaklılar, on ayaklılar, perde ayaklılar, yüzgeç ayaklılar
AYAKLIK
- Bir makinede, bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen, pedal
- Ayak basacak yer
- Ayakçak
- Kaide
- Küçük teknelerde kürekçinin oturduğu yeri destekleyen, kaplamaların iç tarafına çakılan kiriş
AYAKSI
- Ayağı andıran, ayağa benzeyen, ayak gibi
AYAKLAMA
- Ayaklamak işi
AYAKALTI
-
Gelip geçenlerin çok olduğu yer
Burası o kadar ayakaltı idi ki değme polis hafiyesinin aklına gelmezdi. - Aka Gündüz
-
Ortalık
Kitabı ayakaltına bırakma.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayakaltına almak
- ayakaltında bırakmak
- ayakaltında dolaşmak
AYAKLANMA
- Ayaklanmak işi
-
Başkaldırı
Ayaklanmanın elebaşısını yatağa atarsın, her şey kendiliğinden çözümleniverir. - Nazım Hikmet
AYAKLAMAK
- Ayakla ölçmek
AYAKTAŞ
- Omuzdaş
AYAKÇAK
- Merdiven, merdiven basamağı
- Dokuma tezgâhı ayaklığı, ayaklık
- Çocukların, cambazların ayaklarına takıp yürüdükleri çifte sırık
AYAKÇI
- Ayak işlerinde kullanılan kimse
-
Bir iş süresince tutulan hizmetçi
Bütün ayakçılar, başta parkın kiracısı, kaymakam beyin masasına pervane. - Tarık Buğra
- Gezici satıcı, çerçi
- Otobüs terminallerinde yolcuyu kendi şirketinden bilet almaya yönlendiren kimse
AYAKLANMAK
- Çocuk yürümeye başlamak
- Hasta iyileşip yürüyebilir duruma gelmek
-
Ayağa kalkıp gitmeye davranmak
Oysa bir türlü yerleşemediğim gibi sanki her an yeniden ayaklanacakmış gibi yaşıyorum. - Elif Şafak
- Toplu bir biçimde zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmek, başkaldırmak, isyan etmek
-
Uyanmak, uyanıp kalkmak
Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu. - Tarık Buğra
AYAKLILIK
- Ayaklı olma durumu
AYAKKABI
-
Genellikle sokakta giyilen ve altı kösele, lastik vb. dayanıklı maddelerden yapılan giyecek, başmak, pabuç
Elbiselerini bizzat yamıyorlar, ayakkabılarını tamir ediyorlar, hayvanlarını öz elleriyle sağıyorlar. - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayakkabılarını çevirmek
- ayakkabı vurmak