İçinde Ayak Bulunan Kelimeler



İçinde AYAK olan 62 kelime bulunuyor. İçerisinde AYAK geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ayak kelimesinin anlamı nedir? Ayak ile başlayan kelimeler. Ayak ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

AYAKLANDIRILMAK22

14 Harfli Kelimeler

AYAKLANIVERMEK24, AYAKLANDIRILMA21, AYAKLANABİLMEK19

13 Harfli Kelimeler

AYAKLANIVERME23, AYAKKABICILIK23, AYAKLANDIRMAK19, AYAKLANABİLME18

12 Harfli Kelimeler

AYAKLANDIRMA18

11 Harfli Kelimeler

AYAKKABILIK17, DAYAKLANMAK16

10 Harfli Kelimeler

AYAKKABICI19, AYAKSIZLAR17, KAYAKÇILIK17, AYAKTAŞLIK16, AYAKTAKIMI15, DAYAKLANMA15, DAYAKLAMAK15, AYAKLANMAK13

9 Harfli Kelimeler

GİDERAYAK17, AYAKÜZERİ16, AYAKÇILIK16, AYAKLANIŞ15, AYAKBASTI15, DAYAKLAMA14, AYAKLILIK13, AYAKLANMA12, AYAKLAMAK12, KANAYAKLI12

8 Harfli Kelimeler

AĞIRAYAK18, DAYAKSIZ17, KAYAKEVİ16, MÜZAYAKA16, AYAKÜSTÜ15, AYAKYOLU14, AYAKKABI13, DAYAKLIK13, AYAKLAMA11, AYAKALTI11, KIRKAYAK11, KARAYAKA10

7 Harfli Kelimeler

DÜZAYAK16, AYAKSIZ14, AYAKUCU14, GAYAKOL14, AYAKÇIN13, KAYAKÇI13, SACAYAK13, AYAKTAŞ12, AYAKÇAK12, DAYAKLI12, AYAKLIK10

6 Harfli Kelimeler

ÖNAYAK14, ÜÇAYAK13, AYAKÇI12, AYAKSI10, AYAKLI9, AYAKTA8

5 Harfli Kelimeler

ŞAYAK10, DAYAK9, KAYAK7

4 Harfli Kelimeler

AYAK6


AYAK


[isim] [anatomi]
  • Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
[halk ağzında]
  • Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
[coğrafya]
  • Göl ayağı
[edebiyat]
  • Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
[edebiyat]
  • Halk edebiyatında uyak

    Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler. - Salâh Birsel

[matematik]
  • Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta

    Dikme ayağı.

[spor]
  • Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri
[spor]
  • Altılı ganyanda yer alan her bir koşu
[madencilik]
  • Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayağa düşmek
  • ayağa fırlamak
  • ayağa kaldırmak
  • ayağa kalkmak
  • ayağı (veya ayakları) dolaşmak
  • ayağı (veya ayakları) suya ermek
  • ayağı alışmak
  • ayağı almak
  • ayağı düşmek
  • ayağı düze basmak
  • ayağı gitmemek
  • ayağı ile gelmek
  • ayağına (veya ayaklarına) kapanmak
  • ayağına bağ olmak
  • ayağına bağ vurmak
  • ayağına çağırmak
  • ayağına çelme takmak
  • ayağına dolanmak (veya dolaşmak)
  • ayağına düşmek
  • ayağına geçirmek
  • ayağına gelmek
  • ayağına getirmek
  • ayağına gitmek
  • ayağına ip takmak
  • ayağına kira istemek
  • ayağına sağlık
  • ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
  • ayağına sıkmak
  • ayağına üşenmemek
  • ayağında donu yok, fesleğen ister (veya takar) başına
  • ayağını (veya ayaklarını) altına almak
  • ayağını (veya ayaklarını) öpeyim
  • ayağını (veya ayaklarını) sürümek
  • ayağını alamamak
  • ayağını bağlamak
  • ayağını çekmek
  • ayağını denk almak
  • ayağını denk basmak
  • ayağını giymek
  • ayağını kaydırmak
  • ayağını kesmek
  • ayağının (veya ayaklar) altında
  • ayağının (veya ayaklarının) altını öpeyim
  • ayağının altına almak
  • ayağının altına karpuz kabuğu koymak
  • ayağının bağını çözmek
  • ayağının bastığı yerde ot bitmez
  • ayağının pabucunu başına giymek
  • ayağının pabucu olamamak
  • ayağının tozu ile
  • ayağının tozunu silmeden
  • ayağının türabı olmak
  • ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
  • ayağını tek almak
  • ayağını vurmak
  • ayağını yorganına göre uzat
  • ayağı yerden kesilmek
  • ayağı yürüten baştır
  • ayak açmak (veya vermek)
  • ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
  • ayak almak
  • ayak atmak
  • ayak atmamak
  • ayak ayak üstüne atmak
  • ayak basmak
  • ayak basmamak
  • ayak çekmek
  • ayak değiştirmek
  • ayak diremek
  • ayaklar altına almak
  • ayaklar baş, başlar ayak olmak
  • ayakları geri geri gitmek
  • ayaklarına (veya ayağına) kara su (veya sular) inmek
  • ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
  • ayaklarını yerden kesmek
  • ayakları üstünde durmak
  • ayakları yere değmemek
  • ayak sürümek
  • ayak tutmak
  • ayak uydurmak
  • ayak üstünde olmak
  • ayak vermek
  • ayak yapmak

Birleşik Kelimeler: ayakaltı, ayak atışı, ayak bağı, ayakbastı, ayak bileği, ayak divanı, ayak hatası, ayak havlusu, ayak işi, ayak izi, ayakkabı, ayak keseri, ayak kirası, ayak oyunu, ayak perde, ayak satıcısı, ayak tabanı, ayaktakımı, ayak tarağı, ayak tedavisi, ayak tenisi, ayak teri, ayak topu, ayakucu, ayak ucu, ayaküstü, ayaküzeri, ayakyolu, ayağı bağlı, ayağı uğurlu, ayağı üzengide, ayağına çabuk, ağırayak, altıncı ayak, arka ayak, beşinci ayak, bir ayak evvel, birinci ayak, çatal ayak, dördüncü ayak, dört ayak, düzayak, giderayak, gömme ayak, ikinci ayak, kırkayak, önayak, ön ayak, sacayak, takma ayak, üçayak, üçüncü ayak, yalancı ayak, yalın ayak, yarım ayak, tepeden ayağa, danaayağı, domuzayağı, duvar ayağı, eli ayağı düzgün, göl ayağı, horozayağı, itayağı, kazayağı, kediayağı, kurtayağı, sacayağı, tavşanayağı, tavukayağı, turnaayağı, eline ayağına çabuk


KAYAK


[isim]
  • Kar, su veya çim üzerinde kaymak için ayağa takılan araç, ski
[spor]
  • Bu aracı kullanarak yapılan spor

Birleşik Kelimeler: kayakevi, tekerlekli kayak, asfalt kayağı, çim kayağı, su kayağı


AYAKTA


[zarf]
  • Ayağa kalkmış durumda

    Kahvelerimizi ayakta içtik. - Aka Gündüz

[mecaz]
  • Telaşlı, heyecanlı bir biçimde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayakta kalmak
  • ayakta tutmak
  • ayakta tutmak
  • ayakta uyumak

Birleşik Kelimeler: ayakta tedavi


AYAKLI


[sıfat]
  • Ayağı olan

    Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: ayaklı ansiklopedi, ayaklı canavar, ayaklı gazete, ayaklı koşma, ayaklı kütüphane, ayaklı mâni, iki ayaklı, kan ayaklı, kanı ayaklı, çift ayaklılar, çok ayaklılar, dört ayaklılar, karından ayaklılar, kolsu ayaklılar, kürek ayaklılar, on ayaklılar, perde ayaklılar, yüzgeç ayaklılar


DAYAK


[isim]
  • Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dayağa idmanlı olmak
  • dayak atmak
  • dayak cennetten çıkmıştır
  • dayak yemek

Birleşik Kelimeler: dayak arsızı, dayak düşkünü, dayak kaçkını, meydan dayağı, sıra dayağı

[isim]
  • Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda

Birleşik Kelimeler: duvar dayağı


KARAYAKA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Doğu Karadeniz kıyı bölgesinde yetişen, uzun kuyruklu, beyaz renkli bir tür koyun

AYAKLIK


[isim]
  • Bir makinede, bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen, pedal
[denizcilik]
  • Küçük teknelerde kürekçinin oturduğu yeri destekleyen, kaplamaların iç tarafına çakılan kiriş

AYAKSI


[sıfat]
  • Ayağı andıran, ayağa benzeyen, ayak gibi

ŞAYAK (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Kaba dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş

    Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı. - Reşat Nuri Güntekin


AYAKLAMA


[isim]
  • Ayaklamak işi

AYAKALTI


[isim] [mecaz]
  • Gelip geçenlerin çok olduğu yer

    Burası o kadar ayakaltı idi ki değme polis hafiyesinin aklına gelmezdi. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayakaltına almak
  • ayakaltında bırakmak
  • ayakaltında dolaşmak


KIRKAYAK


[isim] [hayvan bilimi]
  • Eklem bacaklıların çok ayaklılar sınıfına giren, taşların altında yaşayan, vücudu yuvarlak ve uzun bir böcek (Julus terrestris)

AYAKLANMA


[isim]
  • Ayaklanmak işi

AYAKLAMAK


[-i]
  • Ayakla ölçmek

AYAKTAŞ


[isim] [halk ağzında]
  • Omuzdaş