Ara ile Biten Kelimeler
ARA ile biten 77 kelime bulunuyor. Sonu ARA olan kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ara kelimesinin anlamı nedir? Ara ile başlayan kelimeler. İçinde ara olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
13 Harfli Kelimeler
KEŞKÜLÜFUKARA27
11 Harfli Kelimeler
BALDIRIKARA17
10 Harfli Kelimeler
GÖLMARMARA22, SUZİDİLARA17, BAŞTANKARA15, KIÇTANKARA14
9 Harfli Kelimeler
BAĞRIKARA19, YÜZNUMARA18, KIZILYARA16, KULAMPARA15, MECLİSARA14, SIRTIKARA12, KARNIKARA10
8 Harfli Kelimeler
MUHASARA15, MUHATARA14, MÜNAZARA14, YANIKARA11, İSTİMARA10
7 Harfli Kelimeler
FARFARA19, CIZGARA18, ZIMPARA16, GARGARA15, HUMBARA15, YAYGARA15, ZAMPARA15, ÇALPARA14, ÇAYKARA12, HONİARA12, ACIKARA11, ANAPARA11, KUMBARA11, KAPKARA11, MANZARA11, TAMZARA11, MARMARA9,
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
ZAĞARA16, EVCARA15, IZGARA14, MAĞARA14, PAPARA14, FUKARA13, KAVARA12, SUPARA12, DUBARA11, MÜDARA11, SİGARA11, KAZARA9, MADARA9, ASMARA8, BAKARA8, KABARA8, MASARA8, NUMARA8, KAMARA7, KASARA7
Tümünü Gör
5 Harfli Kelimeler
AVARA11, ŞUARA9, ACARA8
4 Harfli Kelimeler
HARA8, PARA8, ZARA7, BARA6, DARA6, YARA6, SARA5, KARA4, NARA4
3 Harfli Kelimeler
ARA3
ARA
- İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe
- İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla
-
Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi
Son zamanlarda aralarının iyi olmadığının farkındayım. - Elif Şafak
-
İç
Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler. - Necati Cumalı
- Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt
- Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları
- Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre
Ata Sözleri ve Deyimler
- arada çıkarmak
- arada kalmak
- arada kaynamak
- aradan çekilmek
- aradan çıkarmak
- aradan çıkmak
- aradan kaldırmak
- aradan sıyrılmak
- araları limoni olmak
- aralarına kara kedi girmek
- aralarında dağlar kadar fark olmak
- aralarındaki buzları eritmek
- aralarından kara kedi geçmek
- aralarından su sızmamak
- araları şekerrenk (veya serin) olmak
- arası (veya araları) açılmak (veya açık olmak veya bozulmak)
- arası geçmeden
- arası hoş (veya iyi) olmamak
- arası hoş (veya iyi) olmamak
- arasına (veya aralarına) karışmak
- arasını (veya aralarını) açmak (veya bozmak)
- arasını (veya aralarını) bulmak
- arası olmamak
- arası soğumak
- ara vermeden
- ara vermek
- araya (veya aralarına) soğukluk girmek
- araya almak
- araya girmek
- araya gitmek
- araya kaynayıp gitmek
- araya koymak
- araya vermek
- arayı açmak
- arayı soğutmak
- arayı yapmak
Birleşik Kelimeler: ara bağlantı, ara başlık, ara bono, arabozan, ara bozucu, ara bulma, ara bulucu, ara cümle, ara deniz, ara eleman, ara kapı, ara kararı, ara kazanç, ara kesit, ara konakçı, ara mal, ara nağme, ara pası, ara seçim, ara sıcak, ara sınav, ara sıra, ara sokak, ara söz, ara tümce, ara yerde, ara yön, arayüz, arada bir, açık ara, bir ara, o ara, uzak ara, beşibirarada, bu arada, apış arası, çatı arası, devletler arası, devre arası, gezegenler arası, gözeler arası, hafta arası, hücreler arası, kentler arası, kıtalar arası, kişiler arası, kulüpler arası, mahalle arası, memleketler arası, milletlerarası, okullar arası, öğle arası, satır arası, şehirler arası, tavan arası, toplumlar arası, uluslararası, ülkeler arası, üniversiteler arası, metinler arasılık
KARA (Kelime Kökeni: Arapça ḳārra)
-
Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak
Kurbağa karada da soluk alır, suda da. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- karada ölüm yok
- karaya ayak basmak
- karaya çıkarmak
- karaya düşmek
- karaya oturmak
- karaya vurmak
Birleşik Kelimeler: kara iklimi, kara kurbağası, kara kuvvetleri, kara mili, kara saban, kara suları, kara vapuru, kara yeli, kara yolu, kara yosunu, ana kara, çaykara
- En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı
-
Bu renkte olan
Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım - Bekir Sıtkı Erdoğan
- Esmer
- Kötü, uğursuz, sıkıntılı
- Yüz kızartıcı durum, leke
- İftira
Ata Sözleri ve Deyimler
- kara çalmak
- kara kara düşünmek
- karalar bağlamak (veya giymek)
- kara sürmek
- karaya sabun, deliye öğüt neylesin
Birleşik Kelimeler: karaağaç, kara ağızlı, karaardıç, karaasma, karabacak, kara baht, karabakal, karabaldır, karabalık, karaballık, karabasan, karabaş, karabatak, karabiber, karaborsa, kara boya, karabuğday, karabulut, kara bulut, karaburçak, kara cahil, karaciğer, kara cümle, karaçalı, karaçam, karaçayır, kara çıyan, karadağlı, kara damaklı, karadavar, kara delik, karadul, karadut, kara düzen, kara elmas, kara et, Karaevli, karafatma, kara fırın, karagevrek, karagöz, Karagöz, karagül, kara gün, karagürgen, kara haber, karahalile, karahindiba, karahumma, karaiğne, karakabarcık, karakaçan, karakafes, kara kalem, kara kaplı kitap, karakarga, karakaş, karakavak, karakavuk, karakavza, karakeçi, kara kehribar, karakeme, karakılçık, kara kış, kara koca, karakoncolos, kara kovan, karakucak, karakul, karakulak, kara kullukçu, kara kuru, kara kusmuk, karakuş, karakutu, kara kutu, kara kuvvet, karalahana, karaleylek, kara liste, kara maşa, kara mizah, kara nokta, kara para, kara pazar, karasakız, kara sarı, kara sevda, karasığır, karasinek, karasu, kara su, karataban, kara tahta, kara talih, karatavuk, kara tren, karaturp, kara yağız, karayaka, karayandık, karayanık, kara yas, kara yazı, kara yel, karayemiş, kara yer, karayılan, kara yüz, acıkara, ağzı kara, bağrıkara, bağrı kara, bahtı kara, baldırıkara, baştankara, gönlü kara, gözü kara, karnıkara, karnı kara, kıçtankara, sırtıkara, yağlı kara, yanıkara, yüzü kara, fil dişi karası, horozkarası, kalecikkarası, papazkarası, sergikarası, tavukkarası, yürek karası, yüz karası
NARA (Kelime Kökeni: Arapça naʿre)
-
Haykırma, bağırma
Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.
- Sarhoş veya külhanbeyi bağırması
Ata Sözleri ve Deyimler
- nara atmak (veya basmak)
SARA (Kelime Kökeni: Arapça ṣarʿa)
-
Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, tutarık, tutarak, tutarga, yilbik, epilepsi
Nefesi kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
BARA
- Aynı gerilimdeki besleme hattı veya çıkışların toplandığı ve dağıtıldığı boru veya iletken çubuk veya lama
DARA (Kelime Kökeni: İtalyanca tara)
- Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı
- Terazide dengeyi sağlamak için hafif gelen kefeye ağırlık olarak konulan taş, demir, çivi vb., abra
- İçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı
Ata Sözleri ve Deyimler
- darasını almak
- darasını düşmek
- daraya atmak (veya çıkarmak)
YARA
-
Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik
Yaranı tımar ettiler mi? - Nazım Hikmet
-
Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık
Geminin omurgasındaki yara.
- Vücutta işlemekte olan çıban
-
Dert, üzüntü, acı
Bu yarayı deşmeyin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yara açmak
- yara almak
- yara işlemek
- yara kapanmak
- yarasını deşmek
- yarası olan gocunur (veya gocunsun)
- yaraya merhem olmak
- yaraya tuz biber ekmek
- yarayı tazelemek
Birleşik Kelimeler: yara bandı, yara bere, yara otu, açık yara, ağır yara, kızılyara, ciğer yarası, dil yarası, gönül yarası, kalp yarası, yatak yarası, yürek yarası
KAMARA (Kelime Kökeni: İtalyanca camera)
-
Gemilerde oda
Annem kamaraya girdi, ben güverteye çıktım. - Ruşen Eşref Ünaydın
- İngiltere yasama meclisi
Birleşik Kelimeler: hesap kamarası, Lortlar Kamarası
KASARA (Kelime Kökeni: İtalyanca cassero)
-
Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte
Baş kasarası, kıç kasarası.
ZARA
- Sivas iline bağlı ilçelerden biri
MALKARA
- Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri
BAKARA (Kelime Kökeni: Fransızca baccara)
-
İskambil kâğıdı ile oynanan bir kumar
Geçenlerde bir iş adamı bakarada yüz bin liraya yakın para kaybetti. - Falih Rıfkı Atay
KABARA
- Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
- Süs olarak odaların ahşap bölümlerine, türlü biçimler yapmak için çakılan iri başlı, sarı çivi
- Kumaş kaplı mobilyanın kenarındaki şeridin üzerine çakılan süslü çivi
MASARA (Kelime Kökeni: Arapça maʿṣara)
-
Küçük, dar yer veya hücre
Adına masara denen ayakyolu gibi taş bir hücreye yatırmışlar. - Reşat Nuri Güntekin
NUMARA (Kelime Kökeni: İtalyanca numero)
-
Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı, rakam
Tüm duyularım uyanık olarak trenimin rengini ve numarasını bulmaya çalışırdım. - Nazlı Eray
-
Ölçü
Ayakkabısının numarasını gizliyor.
- Benzer şeyleri ayırt etmek için her birinin üzerine işaret olarak yazılan sayı
-
Öğrenciye verilen not
Ben ki coğrafya derslerinde daima tam numara almış bir zabitim. - Reşat Nuri Güntekin
- Okullarda öğrencileri birbirinden ayırt etmek için her birine verilen sayı
-
Eğlendirici oyunlardan her biri
Bu numaralar da olmasa yazlık bahçelerin tadı olmayacak. - Burhan Felek
-
Hile, düzen, dalavere, yalan
İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu. - Murathan Mungan
Ata Sözleri ve Deyimler
- numara çevirmek
- numara yapmak
Birleşik Kelimeler: bir numara, yüznumara, atom numarası