Af ile Biten Kelimeler



AF ile biten 97 kelime bulunuyor. Sonu AF olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Af kelimesinin anlamı nedir? Af ile başlayan kelimeler. İçinde af olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

RADYOTELGRAF27, NAKİBÜLEŞRAF25, SİNEMATOGRAF25, AKSELEROGRAF24

11 Harfli Kelimeler

FONOTELGRAF29, BİBLİYOGRAF28, KARDİYOGRAF26, DAKTİLOGRAF24, LEKSİKOGRAF23

10 Harfli Kelimeler

ŞAPİROGRAF28, ANTEROGRAF21

9 Harfli Kelimeler

LAFÜGÜZAF32, HİDROGRAF26, HELYOGRAF26, PALEOGRAF24, PANTOGRAF24, ÇİNKOGRAF23, SİSMOGRAF23, KOREOGRAF21, KRONOGRAF21, STENOGRAF21, TERMOGRAF21, KARTOGRAF20

8 Harfli Kelimeler

FOTOĞRAF29, MUVAZZAF28, TOPOĞRAF27, FONOGRAF26, İSTİHFAF25, BİYOGRAF23, DEMOGRAF22, PARAGRAF22, BAROGRAF21, İSTİHDAF21, ETNOGRAF19, SANTRHAF19, TAKOGRAF19, İSTİKŞAF18, TAKİGRAF18, BATİSKAF17, BERTARAF16, İSTİNKAF15

7 Harfli Kelimeler

OTOGRAF19, İHTİLAF17, İNHİRAF17, TELGRAF17, İNKİŞAF16, BİTARAF15, İNSİRAF14, İSTİNAF14

6 Harfli Kelimeler

ŞEFFAF27, CAFCAF24, MUSHAF19, ÇARŞAF18, KEŞŞAF18, MASRAF14, SARRAF13, İTİRAF12, İTİLAF12, İTİKAF12

5 Harfli Kelimeler

GÜZAF20, ZİFAF20, HOŞAF19, EVSAF18, ZİHAF18, EVKAF17, KİFAF17, KAVAF17, TAVAF17, SAHAF16, TUHAF16, AGRAF15, AHLAF15, HİLAF15, İTHAF15, PARAF15, EŞRAF14, ŞATAF14, YULAF14, ELYAF13
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

ZAAF13, MUAF12, ARAF10

3 Harfli Kelimeler

GAF13, HAF13, SAF10, LAF9, RAF9

2 Harfli Kelimeler

AF8


AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)


[isim]
  • Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • af buyurun!
  • af çıkarmak
  • af dilemek
  • affa uğramak
  • affını dilemek (veya istemek)
  • affınıza sığınarak

Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af


LAF (Kelime Kökeni: Farsça lāf)


[isim]
  • Söz, lakırtı

    Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf. - Etem İzzet Benice

[ünlem]
  • `Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok` anlamlarında hafifseme yollu kullanılan bir söz

    Şunu yapacakmış, bunu yapacakmış, laf!

[mecaz]
  • Dedikodu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lafa başlamak
  • lafa boğmak
  • laf açmak
  • lafa dalmak
  • lafa karışmak
  • laf altında kalmamak
  • laf anlamaz
  • laf anlatmak
  • laf aramızda
  • laf atmak
  • lafa tutmak
  • laf çakmak (veya çarptırmak veya dokundurmak)
  • laf çıkarmak
  • laf çıkmak
  • laf dinlemek
  • laf düşmemek
  • laf etmek
  • laf geçirmek
  • laf gelmek
  • laf getirmek
  • laf götürmek
  • lafı ağzına tıkamak
  • lafı ağzında bırakmak
  • lafı ağzında gevelemek
  • lafı ağzında kalmak
  • lafı ağzından almak
  • lafı bağlamak
  • lafı çevirmek
  • lafı dağıtmak
  • lafı değiştirmek
  • lafı dolandırmak
  • lafı döndürüp dolaştırmak
  • lafı edilmek
  • lafı geçmek
  • lafı kesmek
  • lafı kıçından anlamak
  • lafı kıçından dinlemek
  • lafı kısa kesmek
  • lafı mı olur?
  • lafına gelmek
  • lafını (veya lafınızı) balla kestim (veya kesiyorum)
  • lafını bilmek
  • lafını esirgememek (veya sakınmamak)
  • lafını etmek
  • lafını geri almak
  • lafını kesmek
  • lafını yabana atmamak
  • lafını yedirmek
  • lafını yemek
  • lafı sulandırmak
  • lafı tartmak
  • lafı uzatmak
  • laf işitmek
  • laf kaynayıp gitmek
  • laf lafı açar
  • lafla peynir gemisi yürümez
  • laf ola beri gele!
  • laf olmak
  • laf olsun âdet yerini bulsun
  • laf oturtmak
  • laf söyledi bal kabağı!
  • lafta kalmak
  • laftan anlamak
  • laf taşımak
  • laf torbaya girmez
  • laf tutmak
  • laf yakıştırmak
  • laf yapmak
  • laf yetiştirmek
  • laf yok!

Birleşik Kelimeler: laf cambazı, laf ebesi, laf kalabalığı, laf salatası, lafügüzaf, boş laf, iri laf, kuru laf, çocuk lafı


RAF (Kelime Kökeni: Arapça reff)


[isim]
  • Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha

    Nuran, etajerin orta rafından büyük bir kartpostal albümü aldı. - Mahmut Yesari

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rafa koymak (veya kaldırmak)

Birleşik Kelimeler: raf ömrü, açık raf, köşe rafı


ARAF (Kelime Kökeni: Arapça aʿrāf)


[isim]
  • İslam inancına göre cennet ile cehennem arasında bir yer

SAF (Kelime Kökeni: Arapça ṣaff)


[isim]
  • Dizi, sıra

    Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saf bağlamak
  • saf değiştirmek
  • saflara ayırmak
  • saf tutmak

Birleşik Kelimeler: saf dışı

[sıfat]
  • Katıksız, arı(I), katışıksız, halis, has

    Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[mecaz]
  • Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdil

    Yenge, açık sözlü, saf bir kadıncağızdır. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • İyi niyetli, art niyetsiz

    Senin bu kadar çocukça saf olduğunu bilmezdim. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: safderun, safdil, safkan, saf su


İTİRAF (Kelime Kökeni: Arapça iʿtirāf)


[isim]
  • Başkaları tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama, söyleme, bildirme

    Hatıralarım demek; söylemek istediklerim, itiraflarım demek, söyleyebildiklerim demektir. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itiraf etmek


İTİLAF (Kelime Kökeni: Arapça iʾtilāf)


[isim] [eskimiş]
  • Anlaşma, uyuşma, uzlaşma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itilaf etmek


İTİKÂF (Kelime Kökeni: Arapça iʿtikāf)


[isim] [eskimiş]
  • Bir kenara çekilme, ortalıkta görünmeme
[din bilgisi]
  • Ramazan ayının son on gününde Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak üzere dünya işlerinden ilgiyi kesip camiye kapanarak ibadet etme

MUAF (Kelime Kökeni: Arapça maʿfuvv)


[sıfat]
  • Bağışlanmış, affedilmiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • muaf tutmak


SARRAF (Kelime Kökeni: Arapça ṣarrāf)


[isim]
  • Kuyumcu
[eskimiş]
  • Mesleği, değerli kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kimse

Birleşik Kelimeler: adam sarrafı, insan sarrafı


ELYAF (Kelime Kökeni: Arapça elyāf)


[isim]
  • Genellikle iplik durumuna getirilebilir lifli madde
[sıfat]
  • Bu maddeden yapılmış

Birleşik Kelimeler: cam elyafı


ZAAF (Kelime Kökeni: Arapça żaʿf)


[isim]
  • Düşkünlük

    Kendisine zaafımdan ziyade metanetimi gösterdiğim kadın içeriye girdi. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Eksiklik, yetersizlik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zaafa düşmek
  • zaafa kapılmak
  • zaafa uğramak
  • zaaf göstermek


GAF (Kelime Kökeni: Fransızca gaffe)


[isim]
  • Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot

    Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gaf yapmak


HAF (Kelime Kökeni: İngilizce half)


[isim] [spor]
  • Hücumcularla savunucular arasında yer alan oyuncu

Birleşik Kelimeler: sağ haf, santrhaf, sol haf


İNSİRAF (Kelime Kökeni: Arapça inṣirāf)


[isim] [eskimiş]
  • Bükün