ŞÜPHECİ ile Oluşan Kelimeler (ŞÜPHECİ Kelime Türetme)



ŞÜPHECİ harflerinden oluşan 17 kelime bulunuyor. ŞÜPHECİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Şüpheci kelimesinin anlamı nedir? Şüpheci ile başlayan kelimeler. İçinde şüpheci olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

ŞÜPHECİ23

5 Harfli Kelimeler

ŞÜPHE18

4 Harfli Kelimeler

ŞECİ10

3 Harfli Kelimeler

HEP11, HİŞ10, PEŞ10, ŞİP10, CİP10, CEP10

2 Harfli Kelimeler

EH6, HE6, İP6, PE6, EŞ5, İŞ5, ŞE5, CE5



[isim]
  • Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri

    Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. - Ömer Seyfettin

[halk ağzında]
  • Kuma, ortak
[halk ağzında]
  • Arkadaş
[halk ağzında]
  • Döl eşi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)
  • eş tutmak

Birleşik Kelimeler: eş adlı, eş anlam, eş anlı, eş bacaklılar, eş basınç, eş başkan, eş biçim, eş cinsel, eş değer, eş deprem, eş dost, eş eksenli, eş güdüm, eş kanatlı, eşkenar, eş koşma, eş merkezli, eş ölçüm, eş sesli, eş sıcak, eş yapı, eş yapım, eş yükselti, eş zaman, döl eşi


İŞ


[isim]
  • Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma

    İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Sorun, konu, mesele, maslahat

    Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Gizli neden veya maksat

    Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti. - Refik Halit Karay

[fizik]
  • Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç

    Erg, jul, kilogrammetre, vatsaat, kilovatsaat iş ve enerji birimleridir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iş (birinde) bitmek
  • iş (birinden) bitmek
  • iş (birine) kalmak
  • iş açmak
  • iş almak
  • iş amana binince kavga uzamaz
  • iş anlatılıncaya kadar baş elden gider
  • iş ayağa düşmek
  • iş başa düşmek
  • iş bırakmak
  • iş bilenin, kılıç kuşananın
  • iş bilmek
  • iş bitirmek
  • iş çatallanmak
  • iş çevirmek
  • iş çığırından çıkmak
  • iş çıkarmak
  • iş dayıya düştü
  • iş değil
  • iş düşmek
  • işe almak
  • işe bak!
  • iş edinmek
  • işe girmek
  • işe karışmak
  • işe koşmak
  • iş etmek
  • işe yaramak
  • iş görmek
  • iş göstermek
  • işi ...-e dökmek
  • işi ...-e vurmak
  • işi (bir şeye) vurmak
  • işi ahbaplığa dökmek
  • işi aksi gitmek
  • işi Allah'a kalmak
  • işi anlamak
  • işi azıtmak
  • işi başından aşmak (veya aşkın olmak)
  • işi bitmek
  • işi bozmak
  • işi bozulmak
  • işi ciddiye almak
  • işi çıkmak
  • işi düşmek
  • işi ileri götürmek
  • işi iş, kaşığı gümüş
  • işi iş olmak
  • işi kotarmak
  • iş inada binmek
  • işin alayında olmak
  • işin başı
  • işinden olmak
  • işin doğrusu
  • işi ne?
  • işine bak!
  • işine gelmek
  • işine göre
  • işine hor bakan boynuna torba takar
  • işine koyulmak
  • işin fenası
  • işin garibi
  • işini bilmek
  • işini bitirmek
  • işin içinde iş var
  • işin içinden çıkamamak
  • işin içinden çıkmak (veya sıyrılmak)
  • işini görmek
  • işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına
  • işinin adamı
  • işini uydurmak
  • işini yoluna koymak
  • işin kolayına kaçmak
  • işin kötüsü
  • işin kurdu
  • işin kurdu olmak
  • işin mi yok
  • işin ortasını bulmak
  • işin rengi değişmek
  • iş insanın aynasıdır
  • işin tuhafı
  • işin ucu birine dokunmak
  • işin üstesinden gelmek
  • işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
  • işi olmak
  • işi pişirmek
  • işi rast gitmek
  • işi resmiyete dökmek
  • işi sağlama almak
  • işi savsaklamak
  • işi şakaya dökmek
  • iş işlemek
  • iş işten geçmek
  • işi tatlıya bağlamak
  • işi temizlemek
  • işi uzatmak
  • işi üç nalla bir ata kaldı
  • işi yokuşa sürmek (veya koşmak)
  • işi yoluna koymak
  • işi yolunda (veya tıkırında) gitmek (veya olmak)
  • iş karıştırmak
  • iş ki
  • işler açılmak
  • işler arapsaçına dönmek
  • işler becermek
  • iş mi?
  • iş ola
  • iş olacağına varır
  • iş olsun diye
  • iş sarpa sarmak
  • iş şirazesinden çıkmak
  • işten (bile) değil
  • işten el çektirmek
  • işten güçten vakit bulamamak
  • iş tutmak
  • iş vermek
  • iş yapmak
  • iş yok

Birleşik Kelimeler: iş adamı, iş akdi, iş alanı, işbaşı, iş bırakımı, iş bıraktırımı, iş bilimi, iş birliği, iş bölümü, iş donu, iş eri, iş gezisi, işgüder, iş gücü, iş güç, iş güçlüğü, iş günü, iş hacmi, iş hanı, iş hayatı, iş kadını, iş kazası, iş kolu, iş merkezi, iş önlüğü, iş saati, iş seyahati, iş sözleşmesi, işveren, iş yeri, işe uygun, işi duman, işi tıkırında, ağır iş, beyaz iş, bulaşık iş, çürük iş, götürü iş, ince iş, kârlı iş, Acem işi, Antep işi, ayak işi, çocuk işi, el işi, erkek işi, ev işi, hamur işi, hesap işi, kalem işi, kavaf işi, mancınık işi, Maraş işi, orak işi, orta işi, sıra işi, şıpın işi, tarak işi, usta işi, dış işleri, diyanet işleri, iç işleri, özlük işleri, su altı işleri, yazı işleri, zat işleri


ŞE



CE


[ünlem]
  • Kucak çocuklarını, bebekleri eğlendirmek için çıkarılan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ce demeye mi geldin?

[kimya]
  • Seryum elementinin simgesi

EH


[ünlem]
  • `Olur, peki veya fena değil` anlamlarında kullanılan bir söz

    Eh! Bize gerekli olan da o; bütçemizi doğrultur, pansiyoner olmaktan vazgeçeriz. - Attila İlhan


HE


[edat] [halk ağzında]
  • Evet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • he demek

[kimya]
  • Helyum elementinin simgesi

İP


[isim]
  • İplik

    Tavandan ip yumakları, urganlar, gemici fenerleri sarkardı. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Asarak öldürme cezası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ip atlamak
  • ipe çekmek
  • ipe dizmek
  • ipe gelesice
  • ipe gitmek
  • ipe sapa gelmemek
  • ipe un sermek
  • ipi (birinin) eline geçmek
  • ipi çözmek
  • ipi kırmak
  • ipi koparmak
  • ip inceldiği yerden kopar
  • ipini çekmek
  • ipini kırmak
  • ipini koparmak
  • ipin ucunu kaçırmak
  • ipi sapı yok
  • ipiyle kuyuya inilmez
  • ip koptuğu yerden bağlanır
  • iple çekmek
  • ipleri birinin elinde olmak
  • ip takmak
  • ipten almak
  • ipten kazıktan kurtulmuş
  • ipten kuşak kuşanmak

Birleşik Kelimeler: ip cambazı, ip iskelesi, ip merdiven, ip torba, ipucu, ipi çürük, ipi kırık, yağlı ip, çamaşır ipi, çırpı ipi, diş ipi, İngiliz ipi


PE



ŞECİ (Kelime Kökeni: Arapça şecīʿ)


[sıfat] [eskimiş]
  • Yürekli, yiğit

HİŞ


[ünlem] [teklifsiz konuşmada]
  • Hişt

    Hiş, buraya gel!


PEŞ (Kelime Kökeni: Farsça pes)


[isim]
  • Arka, art

    Biz kuru canımıza razıyız diye peşimizden geliyordu. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • peşinde (veya peşinden) gitmek
  • peşinde (veya peşinden) koşmak
  • peşinde dolaşmak (veya gezmek)
  • peşinden sürüklemek
  • peşinden yürümek
  • peşinde olmak
  • peşine düşmek (veya gitmek)
  • peşine takılmak
  • peşine takmak
  • peşini bırakmamak

Birleşik Kelimeler: peş peşe, peşi peşine, peşi sıra

[isim] [halk ağzında]
  • Bazı giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası

ŞİP


[isim] [hayvan bilimi]
  • Biz (III)

C


[kimya]
  • Karbon elementinin simgesi

CEP (Kelime Kökeni: Arapça ceyb)


[isim]
  • Genellikle bir şey koymaya yarayan, giysinin belli bir yeri açılarak içine yerleştirilen astardan yapılmış parça

    Bayramın her günü gelirler, ellerini ceplerine sokarak dolaşırlardı. - Ayla Kutlu

[askerlik]
  • Savaş alanının bir yerinde düşmanın geriletilmesiyle ortaya çıkan taktik durum, çökertme
[spor]
  • Otomobil yarışlarında arabalarının yarışa başladıkları nokta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cebinden çıkarmak
  • cebine indirmek (veya atmak)
  • cebini (veya ceplerini) doldurmak
  • cebi para görmek
  • cepten aramak
  • cepten harcamak
  • cepten vermek
  • cepten yemek
  • cep yakmak

Birleşik Kelimeler: cep defteri, cep faresi, cep feneri, cep harçlığı, cep kitabı, cep saati, cep sözlüğü, cep takvimi, cep telefonu, cep televizyonu, iç cep, yalancı cep, cebi delik, kitap cebi, saat cebi, sığınma cebi, canı cebinde


HEP (Kelime Kökeni: Farsça heb)


[zarf]
  • Hiçbiri dışta tutulmamak veya eksik olmamak üzere, bütün, tüm olarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hep bir ağız olmak

Birleşik Kelimeler: hep beraber, hep bir ağızdan, hep birden, hepyek, heple hiç ilkesi