ŞİPŞAKÇILIK harflerini içeren 4 harfli 38 kelime bulunuyor. 4 harfli ŞİPŞAKÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
APIŞ12,
ÇIPA12,
AŞÇI11,
AÇIŞ11,
ŞAŞI11,
ÇIKI9,
IŞIK9,
IŞIL9,
IŞKI9,
KAPI9,
AŞIK8,
AÇIK8,
AÇKI8,
ALÇI8,
ALIÇ8,
ALIŞ8,
AKIŞ8,
ÇAKI8,
ÇALI8,
İPKA8,
KLİP8,
KAÇI8,
KALP8,
PLAK8,
İLAÇ7,
ŞAKİ7,
ŞALİ7,
ILIK6,
ALIK5,
AKIL5,
AKLI5,
AKİK4,
AKİL4,
AKLİ4,
KLİK4,
KAİL4,
LAİK4,
LİKA4
AKİK
(Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳīḳ)
[isim] [jeoloji]
-
Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş
AKİL
(Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳil)
[sıfat] [eskimiş]
Birleşik Kelimeler: akil baliğ
AKLİ
(Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlī)
[sıfat] [eskimiş]
KLİK
(Kelime Kökeni: Fransızca clique)
[isim]
KAİL
(Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾil)
[sıfat] [eskimiş]
Ata Sözleri ve Deyimler
LAİK
(Kelime Kökeni: Fransızca laïque)
[sıfat] [hukuk]
LİKA
(Kelime Kökeni: Arapça līḳa)
[isim] [eskimiş]
-
Mürekkep hokkalarına konulan ham ipek
ALIK
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: alık salık
AKIL
(Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳl)
[isim]
-
Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
[ruh bilimi]
Ata Sözleri ve Deyimler
- akıl akıldan üstündür
- akıl akıl, gel çengele takıl
- akıl alır gibi değil
- akıl almak
- akıl almamak
- akıl bırakmamak
- akılda kalmak
- akıldan çıkarmak
- akıldan çıkmak
- akıl danışmak
- akılda tutmak
- akıl durdurmak
- akıl erdirememek (veya ermemek)
- akıl erdirmek
- akıl ermek
- akıl etmek
- akıl havsala almamak
- akıl için yol (veya tarik) birdir
- akıl işi değil
- akıl kişiye sermayedir
- akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi akılını almış (veya akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş)
- akıl öğretmek
- akıl para ile satılmaz
- akıl sır ermemek
- akıl terelelli (olmak)
- akıl var, izan (veya mantık veya yakın) var
- akıl vermek
- akıl yaşta değil baştadır
- akıl yürütmek
- akla (veya akıllara) durgunluk (veya şaşkınlık) vermek
- akla fenalık vermek
- akla gelmek
- akla gelmemek
- akla gelmeyen başa gelir
- akla hayale gelmemek
- akla sığar gibi
- akla sığmamak
- aklı almamak
- aklı başa yaş getirir
- aklı başına gelmek
- aklı başından gitmek
- aklı başka yerde olmak
- aklı bir (veya beş) karış yukarıda (veya havada) olmak
- aklı bir yerde olmak
- aklı bokuna karışmak
- aklı çıkmak
- aklı dağılmak
- aklı durmak
- aklı ermek
- aklı fikri bir şeyde olmak
- aklı gitmek
- aklı kalmak
- aklı karışmak
- aklı kesmek
- aklı kesmemek
- aklıma gelen başıma geldi
- aklına bir şey gelmek
- aklına bir şey gelmesin
- aklına düşmek
- aklına esmek
- aklına geleni işleme, her ağacı taşlama
- aklına geleni söylemek
- aklına geleni yapmak
- aklına gelmek
- aklına getirmek
- aklına getirmek
- aklına koymak
- aklına koymak
- aklına mukayyet olmak
- aklına sığdırmak
- aklına sığmamak
- aklına şaşayım (veya şaşarım)
- aklına takmak
- aklına turp sıkayım
- aklına tüküreyim
- aklına uymak
- aklına yatmak
- aklına yelken etmek
- aklında kalmak
- aklından çıkarmamak
- aklından çıkmak
- aklından geçirmek
- aklından geçmek
- aklından zoru olmak
- aklında olsun (veya kalsın!)
- aklında tutmak
- aklını (bir şeyle) bozmak
- aklını başına almak (veya toplamak veya devşirmek)
- aklını başından almak
- aklını başka yere vermek
- aklını çalmak
- aklını çelmek
- aklını devşirmek
- aklını kaçırmak
- aklını karıştırmak
- aklını kullanmak
- aklının ayarını bozmak
- aklının bir köşesine yazmak
- aklının köşesinden geçmemek
- aklının terazisi bozulmak
- aklının ucundan bile geçirmemek
- aklını oynatmak
- aklını peynir ekmekle yemek
- aklını şaşırmak
- aklını takmak
- aklını yormak
- aklınla bin yaşa
- aklın süzgecinden geçirmek
- aklın yolu birdir
- aklı sonradan gelmek
- aklı takılmak
- aklı yatmak
- aklı zıvanadan çıkmak
Birleşik Kelimeler: akılalmaz, akıl defteri, akıl dışı, akıl dişi, akıl doktoru, akıl hastanesi, akıl hastası, akıl hocası, akıl kârı, akıl kethüdası, akıl kumkuması, akıl kutusu, akıl küpü, akıl zayıflığı, akıldan yoksun, akıllara seza, akıllara şifa, akıllara zarar, akıllara ziyan, koyma akıl, oyma akıl, akla yakın, akla yatkın, akla zarar, akla ziyan, aklı başında, aklıevvel, aklı kıt, aklıselim, aklı sıra, aklı tam ayar, aklı yetik
AKLI
[sıfat]
-
Beyazı bulunan, beyaz renkli
Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı.
- Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: aklı karalı
ILIK
[sıfat]
İLAÇ
(Kelime Kökeni: Arapça ʿilāc)
[isim]
-
Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilaç gibi
- ilaç gibi gelmek
- ilaç için olsun
- ilaç için yok
- ilaç yapmak (veya hazırlamak)
- ilaç yazmak
Birleşik Kelimeler: ilaç bilimi, aç biilaç, kortizonlu ilaç, yalancı ilaç, kocakarı ilacı, sinir ilacı, uyku ilacı, uyuz ilacı
ŞAKİ
(Kelime Kökeni: Arapça şaḳī)
[isim]
ŞALİ
(Kelime Kökeni: Farsça şāl + Arapça -ī)
[isim] [eskimiş]
ÂŞIK
(Kelime Kökeni: Arapça ʿāşiḳ)
[isim]
[teklifsiz konuşmada]
-
Dalgın, kalender kimse
Âşık yine geç kaldın.
[ünlem] [teklifsiz konuşmada]
Ata Sözleri ve Deyimler
- âşığa Bağdat sorulmaz
- âşığa Bağdat uzak değil
- âşığı kesilmek
- âşığın gözü kördür
- âşık, âlemi kör, dört yanını duvar sanır
- âşık etmek
- âşık olmak
Birleşik Kelimeler: badeli âşık, sırsıklam âşık
[isim] [anatomi]
[mimarlık]
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşığı cuk oturmak
- aşık atmak
- aşık atmak (veya oynamak)
- aşık daima bey oturmaz
Birleşik Kelimeler: aşık kemiği