ŞİKAYETNAME Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



ŞİKAYETNAME harflerini içeren 6 harfli 61 kelime bulunuyor. 6 harfli ŞİKAYETNAME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

NEYMİŞ12, YETMİŞ12, YAŞMAK12, AŞİYAN11, KAYŞAT11, ŞEYTAN11, YANŞAK11, EŞİNME10, EKŞİME10, İŞEMEK10, İŞETME10, MANŞET10, MAİŞET10, ŞAMANİ10, ŞEAMET10, TAŞMAK10, TEMAŞA10, ATEŞİN9, AMYANT9, EYİTME9, ENİŞTE9, İNŞAAT9, KAŞANE9, MEYANE9, MANYAT9, MANYAK9, MAİYET9, NİAMEY9, ŞENAAT9, YİTMEK9, YEMENİ9, YENMEK9, YETMEK9, YANMAK9, YATMAK9, İNAYET8, KİNAYE8, KAYTAN8, TAKİYE8, YETKİN8, YEKTEN8, ANEMİK7, AKAMET7, ETKİME7, ETAMİN7, EMANET7, İKAMET7, KEMANE7, KEMANİ7, KEMENT7, KATMAN7, MAKİNE7, MANİKA7, MAKİNA7, MANİTA7, MATİNE7, TEKMAN7, TEMKİN7, ANTİKA6, İTENEK6, KAİNAT6


ANTİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca antico)


[sıfat]
  • Tarihsel bir döneme ait olan

    Sofadaki antika yerli saat, ihtiyar göğsü hırlaya hırlaya ağır ölçülü vuruşlarla gece yarısını çaldı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[tarih]
  • Antik
[isim]
  • Eski çağlardan kalma eser
[isim]
  • Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılan diş diş süs, sıçandişi
[mecaz]
  • Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka

    Hasılı antika bir herif. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • antikasını bilmek


İTENEK


[isim]
  • Piston

KÂİNAT (Kelime Kökeni: Arapça kāʾināt)


[isim] [gök bilimi]
  • Evren

    Bizim için ölüm yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir. - Abdülhak Şinasi Hisar

[zamir] [mecaz]
  • Herkes

ANEMİK (Kelime Kökeni: Fransızca anémique)


[sıfat] [tıp]
  • Kansız

    Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır. - Haldun Taner


AKAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāmet)


[isim] [eskimiş]
  • Kısırlık, verimsizlik
[mecaz]
  • Başarısızlık, sonuçsuzluk

    Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akamete uğramak


ETKİME


[isim]
  • Etkimek işi, tesir

ETAMİN (Kelime Kökeni: Fransızca étamine)


[isim]
  • Pamuk, keten veya ipekten, seyrek dokunmuş delikli bir kumaş türü

EMANET (Kelime Kökeni: Arapça emānet)


[isim]
  • Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia

    Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar. - Salâh Birsel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emanet ata binen tez iner
  • emanet bırakmak (veya etmek veya vermek)
  • emanete hıyanet olmaz
  • emanet eşeğin yuları gevşek olur
  • emanet hayvanın (veya eşeğin) kuskunu (veya paldımı) yokuşta kopar

Birleşik Kelimeler: emanet dolabı, şehremaneti


İKAMET (Kelime Kökeni: Arapça iḳāmet)


[isim]
  • Bir yerde oturma, eğleşme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikamete memur edilmek
  • ikamet etmek


KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)


[isim] [müzik]
  • Keman ve kemençe yayı
[müzik]
  • Bir tür halk çalgısı
[denizcilik]
  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane


KEMANİ (Kelime Kökeni: Farsça kemān + Arapça -ī)


[isim] [eskimiş]
  • Alaturka müzikte keman çalan kimse

KEMENT (Kelime Kökeni: Farsça kemend)


[isim]
  • Hayvanları yakalamak için kullanılan, ucu ilmikli, kaygan uzun ip
[eskimiş]
  • İdam için kullanılan yağlı kayış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kement atmak


KATMAN


[isim]
  • Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka
[jeoloji]
  • Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 santimetreden az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka
[toplum bilimi]
  • Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, tabaka

Birleşik Kelimeler: katman bulut, alt katman, toplumsal katman, üst katman


MAKİNE (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)


[isim] [teknik]
  • Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü

    Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu. - Necati Cumalı

[halk ağzında]
  • Araba, otomobil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makine çekmek
  • makine gibi
  • makine gibi adam
  • makineyi bozmak

Birleşik Kelimeler: makine dolabı, makine gücü, makine odası, makine parkı, makine yağı, buharlı makine, adres makinesi, alev makinesi, balya makinesi, buhar makinesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, çay makinesi, çekiç makinesi, çıpır makinesi, çoğaltma makinesi, daktilo makinesi, dikiş makinesi, diyaliz makinesi, fotoğraf makinesi, hava boşaltma makinesi, hesap makinesi, indükleme makinesi, kahve makinesi, kalandır makinesi, kambura makinesi, kaynak makinesi, kuluçka makinesi, kurutma makinesi, külhan makinesi, nakış makinesi, pastav makinesi, püskürtme makinesi, reşme makinesi, sağım makinesi, sıra makinesi, silme makinesi, silindir makinesi, sürfile makinesi, teksir makinesi, tınaz makinesi, tıraş makinesi, tost makinesi, ücretlendirme makinesi, ütü makinesi, yalan makinesi, yaprak makinesi, yayık makinesi, yazı makinesi, zikzak makinesi


MANİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca manica)


[isim] [denizcilik]
  • Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne hava vermek için güverteye açılan baca