ŞAPİROGRAF Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



ŞAPİROGRAF harflerini içeren 4 harfli 27 kelime bulunuyor. 4 harfli ŞAPİROGRAF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FOŞA14, AFİŞ13, AGOP13, İFŞA13, ŞİFA13, GRİP12, GARP12, GAİP12, PRAG12, APAŞ11, FORA11, PAŞA11, ARİF10, ARAF10, ARGO9, ARPA8, ARAP8, APİA8, İRAP8, PARA8, RİGA8, AŞAR7, AŞİR7, İŞAR7, RAŞİ7, ŞİAR7, ŞAİR7


AŞAR (Kelime Kökeni: Arapça aʿşār)


[isim] [eskimiş] [ekonomi]
  • Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında aynî olarak alınan vergi
[matematik]
  • Ondalık
[tarih]
  • Ondalık

AŞİR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşr)


[isim] [eskimiş] [din bilgisi]
  • Bir dinî tören sırasında veya cemaatle namaz kılınıp dua edildikten sonra okunan Kur'an ayetleri

İŞAR (Kelime Kökeni: Arapça işʿār)


[isim] [eskimiş]
  • Yazı ile bildirme

RAŞİ (Kelime Kökeni: Arapça rāşī)


[isim] [eskimiş]
  • Rüşvet veren kimse

    Rüşvet yiyene mürteşi, rüşvet verene de raşi denir. - Burhan Felek


ŞİAR (Kelime Kökeni: Arapça şiʿār)


[isim] [eskimiş]
  • Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik, belgi

    Bütün o devirlerde topların ve kolların şiarı bu Türk sözüydü: Zorlara dağlar dayanmaz! - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şiar edinmek


ŞAİR (Kelime Kökeni: Arapça şāʿir)


[isim]
  • Şiir söyleyen veya yazan kimse, ozan

    Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim. - Tevfik Fikret

[sıfat] [mecaz]
  • Hayal gücü geniş olan, duyarlı, duygulu (kimse)

    Şair ruhlu bir adam.

Birleşik Kelimeler: halk şairi, saz şairi


ARPA


[isim] [bitki bilimi]
  • Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)

    Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? - Falih Rıfkı Atay

[argo]
  • Rüşvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arpa eken buğday biçmez
  • arpa ektim, darı çıktı
  • arpa samanıyla, kömür dumanıyla
  • arpası çok gelmek
  • arpa unundan kadayıf olmaz
  • arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez

Birleşik Kelimeler: arpa ekmeği, arpa güvesi, arpa suyu, arpa şehriye, yemlik arpa


ARAP


[isim] [halk ağzında]
  • Fotoğrafın negatifi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arap gibi olmak
  • arap olayım

[isim]
  • Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse
[sıfat] [mecaz]
  • Koyu esmer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Arap'ın yalellisi gibi
  • Arap uyandı (veya Arap'ın gözü açıldı)

Birleşik Kelimeler: Arap alfabesi, Arap rakamları, arap sabunu, arapsaçı, Arap tavşanı, Arap zamkı


İRAP (Kelime Kökeni: Arapça iʿrāb)


[isim] [eskimiş]
  • `Hiçbir değeri ve önemi yok` anlamındaki irapta mahalli yok ve iraptan mahalsiz deyimlerinde geçen bir söz

    Bulgurlu, buranın az öteciğine sığınmış, iraptan mahalsiz bir mahalle. - Sermet Muhtar Alus


PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [ekonomi]
  • Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

[eskimiş]
  • Kuruşun kırkta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • para akmak
  • para basmak
  • para bozmak
  • para çekmek
  • para çıkarmak
  • para çıkışmamak
  • paradan çıkmak
  • para dökmek (veya akıtmak)
  • para dönmek
  • para etmek
  • para etmemek
  • para getirmek
  • para ile değil
  • para ile değil, sıra ile
  • para kesmek
  • para kırmak
  • paranın üstü
  • paranın yüzü sıcaktır
  • para parayı çeker
  • para peşin, kırmızı meşin
  • para saçmak
  • para saymak
  • parasını çekmek
  • parasını çıkarmak
  • parasını sokağa atmak
  • parasını yemek
  • parasıyla rezil olmak
  • para sızdırmak (veya koparmak)
  • para tutmak
  • paraya çevirmek
  • paraya kıymak
  • paraya para (veya pul) dememek
  • para yapmak
  • paraya sıkışmak
  • para yatırmak
  • para yedirmek
  • para yemek
  • parayı araya değil, paraya vermeli
  • parayı basmak (veya bastırmak)
  • parayı denize atmak
  • parayı veren düdüğü çalar

Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası


ARGO (Kelime Kökeni: Fransızca argot)


[isim]
  • Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyim
[mecaz]
  • Serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim

ARİF (Kelime Kökeni: Arapça ʿārif)


[sıfat]
  • Çok anlayışlı ve sezgili (kimse)

    Anadolu'da arif derler, bir halk yetişmişi vardır. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arif olan anlar (veya anlasın)

Birleşik Kelimeler: tecahülüarif


ARAF (Kelime Kökeni: Arapça aʿrāf)


[isim]
  • İslam inancına göre cennet ile cehennem arasında bir yer

APAŞ (Kelime Kökeni: Fransızca apache)


[isim]
  • Hayta

    Paris'te bir tramvayın apaşlar tarafından durdurulup soyulması... - Abdülhak Şinasi Hisar


FORA (Kelime Kökeni: İtalyanca fuori)


[isim] [denizcilik]
  • Yelken açtırma, mayna karşıtı
[ünlem]
  • Yelkenleri açtırmak için verilen komut

    Fora yelken!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fora etmek

[isim]
  • Ayakkabı üstüyle pençesi arasına konulan parça