ŞANSÖLYELİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ŞANSÖLYELİK harflerini içeren 5 harfli 61 kelime bulunuyor. 5 harfli ŞANSÖLYELİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞÖYLE16, ASYÖN14, ŞÖLEN14, ÖNSEL12, SÖKEL12, YEŞİL10, KESİŞ9, SEKİŞ9, EŞKAL8, EŞKİN8, EŞLİK8, İSYAN8, İŞLEK8, İŞKAL8, KLİŞE8, KANİŞ8, KEŞAN8, NAKŞİ8, SİYEK8, SİYAK8, ŞEKLİ8, ŞEKİL8, YASİN8, ENAYİ7, KENYA7, LİYAN7, LEYLİ7, YELİN7, YELLİ7, YENİK7, YENLİ7, YAKİN7, ASLEN6, ESKİL6, EKSİN6, İSALE6, İSKAN6, KESİN6, LİSAN6, LANSE6, LASKİ6, NESİL6, SİNLE6, SİNEK6, SİLLE6, SALİK6, SANKİ6, SAKİN6, SAKİL6, SEKİL6, ALKİL5, ALENİ5, AKLEN5, ELLİK5, İLKEL5, KELLİ5, LİKEN5, LAKİN5, NİKEL5, NAKLİ5, NAKİL5


ALKİL (Kelime Kökeni: Fransızca alkyle)


[isim] [kimya]
  • Alkol kökü

ALENİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenī)


[sıfat]
  • Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan

    Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: aleni tadat


AKLEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)


[zarf] [eskimiş]
  • Akıl gereğince, akıl yönünden

ELLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Eldiven
[denizcilik]
  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL


[sıfat]
  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

[isim]
  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
[mecaz]
  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
[felsefe]
  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum


KELLİ


[edat] [halk ağzında]
  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı


LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
[tıp]
  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi


LAKİN (Kelime Kökeni: Arapça lākin)


[bağlaç]
  • Ama

    Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz. - Yahya Kemal Beyatlı


NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama


NAKLÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳlī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Taşıma ile ilgili olan

Birleşik Kelimeler: naklî mazi


NAKİL (Kelime Kökeni: Arapça naḳl)


[isim]
  • Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım

Birleşik Kelimeler: nakil aracı, nakil vasıtası, nakledilmek, nakletmek, naklettirmek, bitki nakli, kan nakli, organ nakli

[sıfat] [eskimiş]
  • Taşıyan, aktaran, geçiren
[fizik]
  • İletken

ASLEN (Kelime Kökeni: Arapça aṣlen)


[zarf]
  • Kök veya soy bakımından

ESKİL


[isim]
  • Aksaray iline bağlı ilçelerden biri

EKSİN


[isim] [kimya]
  • Anyon

İSALE (Kelime Kökeni: Arapça isāle)


[isim] [eskimiş]
  • Akıtma