ÜLKÜLEŞTİRME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ÜLKÜLEŞTİRME harflerini içeren 5 harfli 114 kelime bulunuyor. 5 harfli ÜLKÜLEŞTİRME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ülküleştirme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Ülküleştirme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KÜŞÜM13, ÜŞÜME13, RÜKÜŞ12, ŞÜKÜR12, ÜRKÜŞ12, MÜŞİR11, ÜŞMEK11, TÜMÜR10, TÜRÜM10, ÜRÜME10, EŞLEM9, EŞMEK9, ERMİŞ9, İŞEME9, İŞLEM9, KÜTLÜ9, KÜLLÜ9, MELEŞ9, REŞME9, ŞİLEM9, ŞETİM9, TÜRLÜ9, TÜRKÜ9, EŞLEK8, EŞLİK8, İŞLEK8, İŞRET8, KLİŞE8, KELEŞ8, MÜRİT8, MÜLKİ8, REŞİT8, ŞİLTE8, ŞERİT8, ŞERİK8, ŞELEK8, ŞEKLİ8, ŞEKİL8, ŞEKER8, ŞEKEL8, TİRŞE8, TEŞRİ8, TÜMEL8, ÜTMEK8, ÜRKME8, ÜREME8, ÜREMİ8, EKÜRİ7, KÜTLE7, KÜRİT7, KÜLLİ7, KÜLTE7, TÜRKİ7, TÜREL7, ÜLKER7, ERMEK6, ETMEK6, ERİME6, EKLEM6, ELMEK6, EMLİK6, İRKME6, İTMEK6, İLMEK6, İMLEK6, KEREM6, KERİM6, KEMER6, KEMRE6, KELEM6, MİLEL6, METİL6, METRE6, MELEK6, MERET6, MEREK6, MELİK6, RİMEL6, REMİL6, REMEL6, TEMEL6, TEMEK6, TELEM6, TERME6, TERİM6, TEKME6, ERKLİ5, ERLİK5, ETLİK5, EKLER5, ELLİK5, İLKEL5, İLLET5, KİLER5, KİTLE5, KERTE5, KERTİ5, KELLE5, KELLİ5, KELER5, LİRET5, LİTRE5, TİRLE5, TİKEL5, TELLİ5, TELEK5, TERLİ5, TERKİ5, TEREK5, TEKLİ5, TEKİR5, TEKİL5, TEKER5, TEKEL5


ERKLİ


[sıfat]
  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK


[isim]
  • Erkeklik, yiğitlik
[askerlik]
  • Er olma durumu

ETLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)


[isim]
  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

ELLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Eldiven
[denizcilik]
  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL


[sıfat]
  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

[isim]
  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
[mecaz]
  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
[felsefe]
  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum


İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)


[isim]
  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat] [teklifsiz konuşmada]
  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)
[eskimiş] [felsefe]
  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti


KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)


[isim]
  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin


KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)


[isim]
  • Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

[tıp]
  • Kist

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle


KERTE


[isim]
  • İşaret için yapılmış çentik veya iz, kerti
[mecaz]
  • Derece, radde

    Biz proje ve kontrol görevlileri hatta müteahhit, hepimiz birden tozutma kertesine vardık. - Aydın Boysan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kertesine gelmek
  • kertesine getirmek

Birleşik Kelimeler: son kerte


KERTİ


[isim]
  • Kerte
[sıfat] [halk ağzında]
  • Bayat (ekmek, et)

KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)


[isim]
  • Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
[teklifsiz konuşmada]
  • Baş, kafa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelle götürmek
  • kelle koltukta gezmek
  • kelle koparmak
  • kelle koşturmak
  • kelle kulak yerinde
  • kelle sağ olsun da külah bulunur
  • kellesinden olmak
  • kellesini koltuğuna almak
  • kellesini uçurmak
  • kellesini vurdurmak
  • kelleyi koltuğun altına almak
  • kelleyi vermek


KELLİ


[edat] [halk ağzında]
  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı


KELER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)

Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri


LİRET (Kelime Kökeni: Fransızca lirette)


[isim] [eskimiş]
  • İtalya'nın para birimi