ÖZSELLİK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



ÖZSELLİK harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli ÖZSELLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÖZEK13, ÖZEL13, KÖSE11, ÖKSE11, SÖKE11, KÖLE10, SEZİ8, EZİK7, ZİLE7, ZEKİ7, ESKİ5, ESİK5, EKSİ5, KİLS5, LİSE5, SEKİ5, EKLİ4, ELİK4, ELLİ4, İLLE4, İLKE4, KİLE4


EKLİ


[sıfat]
  • Eklenmiş olan

Birleşik Kelimeler: ekli püklü


ELİK


[isim] [halk ağzında]
  • Dağ keçisi

    Hızır nazardan koruya, eli ayağı düzgün, elik yavrusundan azgın kara saçlı, gül nakışlı bir kızım dünyaya gelmiştir. - Kemal Bilbaşar


ELLİ


[isim]
  • Kırk dokuzdan sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • Beş kere on, kırk dokuzdan bir artık

Birleşik Kelimeler: ellibir, elli binlik

[sıfat]
  • Eli olan

    Bu kocaman elli, muhteşem babadan bile korkmuyordu. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: açık elli, ağırelli, it elli, kadife elli


İLLE


[zarf] [halk ağzında]
  • İlla

Birleşik Kelimeler: ille velakin


İLKE


[isim]
  • Temel düşünce, temel inanç, umde, prensip

    İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı. - Haldun Taner

[mantık]
  • Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, umde, prensip

Birleşik Kelimeler: çelişiklik ilkesi, çelişmezlik ilkesi, eylemsizlik ilkesi, heple hiç ilkesi, nedensellik ilkesi, süreklilik ilkesi


KİLE (Kelime Kökeni: Arapça keyle)


[isim]
  • Genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçek

    Mercimek kile kile / Ölçerler sile sile - Halk türküsü


ESKİ


[sıfat]
  • Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı

    Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? - Nurullah Ataç

[isim]
  • Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey

    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim] [alay yollu]
  • Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz

    Mebus eskisi. Müdür eskisi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eski ağza yeni taam
  • eski çamlar bardak oldu
  • eski defterleri kapatmak
  • eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
  • eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
  • eski düşman dost olmaz
  • eski hamam eski tas
  • eski hayratı da berbat etmek
  • eski kimliğine bürünmek
  • eski köye yeni âdet getirmek
  • eski kulağı kesiklerden olmak
  • eskisi kadar (veya gibi)
  • eskisini aratmamak
  • eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
  • eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı

Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski


ESİK


[isim] [halk ağzında]
  • Çukur yer

EKSİ


[isim] [matematik]
  • Çıkarma işleminde - işaretinin adı, nakıs
[sıfat] [matematik]
  • Sıfırdan küçük, önünde eksi işareti bulunan (sayı), menfi, nakıs, negatif, artı karşıtı
[mecaz]
  • Eksiklik

    Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: eksi sayı, eksi uç


KİLS (Kelime Kökeni: Arapça kils)


[isim] [eskimiş] [mineraloji]
  • Kireç taşı

LİSE (Kelime Kökeni: Fransızca lycée)


[isim]
  • Sekiz yıllık ilköğretimden sonra en az dört yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu

    İlkokulu, liseyi birlikte okuduk, belki onda nostalji uyandırıyorum. - İnci Aral

[eskimiş]
  • Üç yıllık ortaokuldan sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu

Birleşik Kelimeler: açık lise, süper lise, teknik lise


SEKİ


[isim] [halk ağzında]
  • Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
[coğrafya]
  • Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras

Birleşik Kelimeler: çökerti sekisi

[isim]
  • Sekil

EZİK


[isim]
  • Çarpma, dövülme vb. sebeplerle vücutta oluşan bere

    Vücudu eziklerle dolu idi.

[sıfat]
  • Ezilmiş veya yassılmış
[sıfat] [mecaz]
  • Olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü
[sıfat] [mecaz]
  • Pısırık
[zarf] [mecaz]
  • Üzüntülü bir biçimde

    Hiç de ezik bulmaz kızını, hep güvenmiştir ona. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: ezik büzük


ZİLE


[isim]
  • Tokat iline bağlı ilçelerden biri

ZEKİ (Kelime Kökeni: Arapça ẕekī)


[sıfat]
  • Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek

    En zeki hayvan maymundur.