ÖRGÜTLEME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ÖRGÜTLEME harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli ÖRGÜTLEME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Örgütleme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Örgütleme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GÖMÜT18, GÖRÜM18, ÖRGÜT17, GÖRME16, GÖLET15, TÜMÖR14, GÜTME12, GÜLME12, ÖRTME12, TÖREL11, ÜLGER11, GELME10, GEMRE10, GERME10, TÜMEL8, ÜREME8, TÜREL7, METRE6, MERET6, REMEL6, TEMEL6, TELEM6, TERME6


METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)


[isim] [matematik]
  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre


MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)


[isim]
  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat] [halk ağzında]
  • Uğursuz

REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)


[isim] [edebiyat]
  • Aruz ölçülerinden biri
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir usul

TEMEL (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü

    Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor. - Halide Edip Adıvar

[sıfat] [mecaz]
  • En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz

    Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır. - Burhan Felek

[mecaz]
  • Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler

    Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temel atmak
  • temel kakmak
  • temel tutmak

Birleşik Kelimeler: temel bilimler, temel cümle, temel çivisi, temel direği, temel direk, temel duruş, temel duvarı, temel eğitim, temel haklar, temel harf, temel kazısı, temel öğretim, temel önerme, temel sayılar, temel taşı, temel tümce


TELEM (Kelime Kökeni: Fransızca téléimprimeur sözünün kısaltılmış biçimi)


[isim]
  • Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)


[isim] [halk ağzında]
  • Bir tür yaban turpu
[isim]
  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

TÜREL


[sıfat]
  • Adalet ile ilgili olan

TÜMEL


[sıfat] [felsefe] [mantık]
  • Belli bir sınıfa bağlı bireylerin hepsini içine alan, külli

Birleşik Kelimeler: tümel kavram, tümel önerme


ÜREME


[isim]
  • Üremek işi
[biyoloji]
  • Canlıların cinsel hücrelerinin birleşmesinden ortaya çıkan tohumla veya doğrudan doğruya oluşturdukları sporlarla çoğalmaları, tenasül

Birleşik Kelimeler: üreme organları, döllenmesiz üreme, eşeyli üreme, eşeysiz üreme, kendiliğinden üreme


GELME


[isim]
  • Gelmek işi

    Ne söylense duyulur bir ürperme sesinde / Neden hayır olmasın üç beyin gelmesinde - Faruk Nafiz Çamlıbel

[sıfat]
  • Gelmiş olan

    Avrupa'dan gelme bir televizyon.

[sıfat]
  • Yetişme

    İyi aileden gelme çocuk.

[fizik]
  • Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi

Birleşik Kelimeler: bilmezlikten gelme, gidip gelme


GEMRE


[isim] [bitki bilimi]
  • Son turfanda yetişen, sert kabuklu bir tür siyah üzüm

Birleşik Kelimeler: pembegemre


GERME


[isim]
  • Germek işi
[halk ağzında]
  • Bir yeri bölmek, sınırı belli etmek için yapılan tahta perde

TÖREL


[sıfat]
  • Töreye uygun olan

    Eski Boğaziçi'nde törel bir yaşama belirmiş, sürmüş, artık sona ermiş. - Selim İleri


ÜLGER


[isim]
  • Şeftali vb.nin üzerinde bulunan ince tüy

GÜTME


[isim]
  • Gütmek işi

    Oğlan okula gitmeden davar gütmeye başlar. - Necati Cumalı