ÖNCELERİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



ÖNCELERİ harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli ÖNCELERİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÖNCE13, ÖREN10, ÖNEL10, RÖLE10, ERCE7, ECİR7, ECEL7, ELCİ7, İNCE7, LİCE7, NİCE7, NECE7, NECİ7, CELİ7, ERİN4, ERİL4, EREN4, ENLİ4, ENİR4, NERE4, REEL4


ERİN


[sıfat]
  • Ergen

ERİL


[sıfat] [dil bilgisi]
  • Bazı dillerde erkek cinsten sayılan (kelime), müzekker

EREN


[isim] [din bilgisi]
  • Ermiş

    Bu adam vaktinin en büyük erenlerindendi. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erenlerin sağı solu (belli) olmaz

Birleşik Kelimeler: alperen


ENLİ


[sıfat]
  • Eni büyük olan, geniş

    Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu. - Cahit Uçuk


ENİR


[isim] [bitki bilimi]
  • Bir tür yaban mersini

NERE


[isim]
  • Hangi yer?

    Buranın nere olduğunu biliyor musunuz? Bu, nerenin resmi?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... nere ... nere


REEL (Kelime Kökeni: Fransızca réel)


[sıfat]
  • Gerçek

ERCE


[zarf]
  • Er gibi, ere yakışır bir biçimde

    Şu değişik hâllerin hepsinden erce, erkekçe istifade etmelidir. - Ahmet Midhat

[zarf]
  • Erken, erken olarak

ECİR (Kelime Kökeni: Arapça ecr)


[isim] [eskimiş]
  • Sevap

    Bu sabrın ecri büyüktür. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecir sabır dilemek


ECEL (Kelime Kökeni: Arapça ecel)


[isim]
  • Hayatın sonu, ölüm zamanı

    Vaktinize hazır olun / Ecel vardır gelir bir gün - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecel aman verirse
  • ecele çare bulunmaz
  • ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane
  • eceli gelen (veya yaklaşan) köpek cami (veya mescit) duvarına (veya avlusuna) siyer (veya işer)
  • eceli gelmek
  • eceline susamak
  • eceliyle ölmek

Birleşik Kelimeler: ecel beşiği, ecel şerbeti, ecel teri


ELCİ


[isim] [halk ağzında]
  • Bazı yörelerde mevsimlik tarım işçisi toplayıp işçi ile işveren arasında aracılık yapan kimse

    Elci, sen akran, iyi bir oğlan bize avans verecek. - Orhan Kemal


İNCE


[sıfat]
  • Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı

    İnce minare. İnce değnek. İnce kitap.

[mecaz]
  • İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı

    Aletler, uzun denemelerin, ince hesapların, birbirini tamamlayan bilgi ve diğer aletlerin mahsulüdür. - Mehmet Kaplan

[mecaz]
  • Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı

    Bu gülümseyişte, herkesin hemen seçemeyeceği bir ince alay gizli. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ince düşünmek
  • ince eleyip (veya eğirip) sık dokumak

Birleşik Kelimeler: ince ağrı, ince ayrım, ince bağırsak, ince donanma, ince düşünceli, ince gül yağı, ince hastalık, ince iş, ince karın ağrısı, ince kesim, ince saz, ince ses, ince sıva, ince tutkal, ince ünlü, ince yağ, ince yapılı, ince zar, inceden inceye


LİCE


[isim]
  • Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri

NİCE


[sıfat]
  • Kaç, ne kadar
[zarf]
  • (ni'ce) Nasıl
[zarf]
  • (ni'ce) Uzun süreden beri

Birleşik Kelimeler: nice nice, bir nice


NECE


[zarf]
  • Hangi dilde, hangi dilden?

    Bu adam nece konuşuyor? Bu yazı necedir?