Ölü ile Başlayan Kelimeler



ÖLÜ ile başlayan 20 kelime bulunuyor. Başında ÖLÜ olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ölü kelimesinin anlamı nedir? Ölü ile biten kelimeler. İçinde ölü olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLEŞTİRME34

13 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLEŞMEK32

12 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLEŞME31

10 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLÜK27

9 Harfli Kelimeler

ÖLÜMLÜLÜK22

7 Harfli Kelimeler

ÖLÜDOĞA25, ÖLÜMSÜZ22, ÖLÜMCÜL21, ÖLÜMÜNE18, ÖLÜMLÜK18, ÖLÜMSEK17, ÖLÜNMEK16

6 Harfli Kelimeler

ÖLÜEVİ20, ÖLÜMLÜ17, ÖLÜLÜK16, ÖLÜNME15

4 Harfli Kelimeler

ÖLÜŞ15, ÖLÜM13, ÖLÜK12

3 Harfli Kelimeler

ÖLÜ11


ÖLÜ


[sıfat]
  • Hayatı sona ermiş, artık yaşamıyor olan, meyyit, morto, diri karşıtı
[isim]
  • Ölmüş insan, mevta, meyyit, müteveffa

    Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]
  • Hayvan leşi

    Tavuk ölüsü.

[mecaz]
  • Gücü az, zayıf

    Ölü kandil.

[mecaz]
  • Çok durgun, hareketsiz

    Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan

    Ölü bir konuşması var.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölü gibi
  • ölü gözü gibi
  • ölü gözü kadar
  • ölü gözünden yaş ummak
  • ölümü gör (veya öp)
  • ölüsü bile yetmek
  • ölüsü ortada kalmak
  • ölüyü güldürmek

Birleşik Kelimeler: ölü açı, ölü açımı, ölü dalga, ölü deniz, ölü dil, ölüdoğa, ölü doğum, ölü doku, ölüevi, ölü fiyatına, ölü helvası, ölü mevsim, ölü nokta, ölü örtü, ölü renk, ölü saat, ölü salı, ölü sessizliği, ölü sevici, ölü sezon, ölü soyucu, ölü top, ölü yatırım, ölü yemeği, ölü yıkama, ölü zaman, ölüsü kandilli, ölüsü kınalı


ÖLÜK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Canlılığı azalmış, hâlsiz

ÖLÜM


[isim]
  • Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, ebedî uyku, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat

    Herhâlde padişah da annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı. - Asaf Halet Çelebi

[ünlem]
  • Ölmesi istenen canlı için kullanılan bir söz

    Zalimlere ölüm!

[mecaz]
  • Sona erme, yok olma, ortadan kalkma

    Küçük sanayinin ölümü.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölüm Allah'ın emri
  • ölüme koşmak
  • ölüm gibi
  • ölüm hak miras helal
  • ölümle burun buruna gelmek
  • ölümle öç alınmaz
  • ölümle pençeleşmek
  • ölüm ölüm de hırlamaya ne borcum var?
  • ölümü göze almak
  • ölümüne susamak
  • ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek)
  • ölüm var dirim var

Birleşik Kelimeler: ölüm cezası, ölüm dirim, ölüm döşeği, ölüm emri, ölüm fermanı, ölüm kâğıdı, ölüm kalım meselesi, ölüm korkusu, ölüm oranı, ölüm orucu, ölüm sessizliği, ölüm sigortası, ölüm sükûtu, ölüm tazminatı, bebek ölümü, beşik ölümü


ÖLÜNME


[isim]
  • Ölünmek işi veya durumu

ÖLÜŞ


[isim]
  • Ölme işi

    Emekli olduğuna hayıflandığı kadar babasının ölüşüne de o kadar hayıflanıyor. - Haldun Taner


ÖLÜNMEK


[nesnesiz]
  • Kendini feda etmek


ÖLÜLÜK


[isim]
  • Cansız kalma durumu, cansızlık

    Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek. - Sait Faik Abasıyanık


ÖLÜMSEK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Ölümcül

    Bir ölümsek tay için gözlerini verdi, şimdi de neredeyse canını verecek. - Yaşar Kemal


ÖLÜMLÜ


[sıfat]
  • Gelip geçici, kalımsız, fâni

    Onu hâlâ hiç olmazsa rüyalarında ölümlülerin sevdiği gibi sevebilir. - Halide Edip Adıvar

[isim] [mecaz]
  • İnsan

Birleşik Kelimeler: ölümlü dünya


ÖLÜMÜNE


[zarf]
  • Her türlü olumsuzluğu var gücüyle göze alarak

ÖLÜMLÜK


[isim]
  • Bazı kimselerin, öldüklerinde cenazelerinin kaldırılmasına harcanmak için ayırdıkları para

Birleşik Kelimeler: ölümlük dirimlik


ÖLÜEVİ


[isim]
  • Bir ferdi veya yakını ölmüş olan aile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölüevi gibi


ÖLÜMCÜL


[sıfat]
  • Ölümle sona erme ihtimali olan veya ölümle sona eren

    Uslu yurttaşlar bu ölümcül sorumluluk karşısında her türlü direnişten vazgeçerler. - Tomris Uyar


ÖLÜMLÜLÜK


[isim]
  • Ölümlü olma durumu, fena (II)

ÖLÜMSÜZ


[sıfat]
  • Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut

    Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay? - Attila İlhan