ÖDEMİŞ harflerinden oluşan 21 kelime bulunuyor. ÖDEMİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ödemiş kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
ÖDEMİŞ18
5 Harfli Kelimeler
DÖŞEM17
4 Harfli Kelimeler
ÖDEM13, EMİŞ8, EDİM7, MİDE7
3 Harfli Kelimeler
DÖŞ14, DİŞ8, ŞEM7, DEM6, EDİ5, İDE5
2 Harfli Kelimeler
ÖD10, EŞ5, İŞ5, ŞE5, DE4, EM3, İM3, ME3, Mİ3
EM
[isim] [halk ağzında]
Ata Sözleri ve Deyimler
- eme seme yaramamak
- eme yaramak
İM
[isim]
Birleşik Kelimeler: im bilimi, çizgi im, kesme imi
ME
[isim]
Mİ
(Kelime Kökeni: İtalyanca mi)
[isim] [müzik]
-
Gam dizisinde re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti
DE
EDİ
[isim] [halk ağzında]
[isim] [halk ağzında]
-
Birbiriyle iyi anlaşan iki yaşlının baş başa kalışını anlatan Edi ile Büdü, Şakire Dudu deyiminde geçen bir söz
İDE
(Kelime Kökeni: Fransızca idée)
[isim]
EŞ
[isim]
[halk ağzında]
[halk ağzında]
[halk ağzında]
Ata Sözleri ve Deyimler
- eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak (veya bulunmamak veya yok)
- eş tutmak
Birleşik Kelimeler: eş adlı, eş anlam, eş anlı, eş bacaklılar, eş basınç, eş başkan, eş biçim, eş cinsel, eş değer, eş deprem, eş dost, eş eksenli, eş güdüm, eş kanatlı, eşkenar, eş koşma, eş merkezli, eş ölçüm, eş sesli, eş sıcak, eş yapı, eş yapım, eş yükselti, eş zaman, döl eşi
İŞ
[isim]
[mecaz]
[mecaz]
[fizik]
-
Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç
Erg, jul, kilogrammetre, vatsaat, kilovatsaat iş ve enerji birimleridir.
Ata Sözleri ve Deyimler
- iş (birinde) bitmek
- iş (birinden) bitmek
- iş (birine) kalmak
- iş açmak
- iş almak
- iş amana binince kavga uzamaz
- iş anlatılıncaya kadar baş elden gider
- iş ayağa düşmek
- iş başa düşmek
- iş bırakmak
- iş bilenin, kılıç kuşananın
- iş bilmek
- iş bitirmek
- iş çatallanmak
- iş çevirmek
- iş çığırından çıkmak
- iş çıkarmak
- iş dayıya düştü
- iş değil
- iş düşmek
- işe almak
- işe bak!
- iş edinmek
- işe girmek
- işe karışmak
- işe koşmak
- iş etmek
- işe yaramak
- iş görmek
- iş göstermek
- işi ...-e dökmek
- işi ...-e vurmak
- işi (bir şeye) vurmak
- işi ahbaplığa dökmek
- işi aksi gitmek
- işi Allah'a kalmak
- işi anlamak
- işi azıtmak
- işi başından aşmak (veya aşkın olmak)
- işi bitmek
- işi bozmak
- işi bozulmak
- işi ciddiye almak
- işi çıkmak
- işi düşmek
- işi ileri götürmek
- işi iş, kaşığı gümüş
- işi iş olmak
- işi kotarmak
- iş inada binmek
- işin alayında olmak
- işin başı
- işinden olmak
- işin doğrusu
- işi ne?
- işine bak!
- işine gelmek
- işine göre
- işine hor bakan boynuna torba takar
- işine koyulmak
- işin fenası
- işin garibi
- işini bilmek
- işini bitirmek
- işin içinde iş var
- işin içinden çıkamamak
- işin içinden çıkmak (veya sıyrılmak)
- işini görmek
- işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına
- işinin adamı
- işini uydurmak
- işini yoluna koymak
- işin kolayına kaçmak
- işin kötüsü
- işin kurdu
- işin kurdu olmak
- işin mi yok
- işin ortasını bulmak
- işin rengi değişmek
- iş insanın aynasıdır
- işin tuhafı
- işin ucu birine dokunmak
- işin üstesinden gelmek
- işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
- işi olmak
- işi pişirmek
- işi rast gitmek
- işi resmiyete dökmek
- işi sağlama almak
- işi savsaklamak
- işi şakaya dökmek
- iş işlemek
- iş işten geçmek
- işi tatlıya bağlamak
- işi temizlemek
- işi uzatmak
- işi üç nalla bir ata kaldı
- işi yokuşa sürmek (veya koşmak)
- işi yoluna koymak
- işi yolunda (veya tıkırında) gitmek (veya olmak)
- iş karıştırmak
- iş ki
- işler açılmak
- işler arapsaçına dönmek
- işler becermek
- iş mi?
- iş ola
- iş olacağına varır
- iş olsun diye
- iş sarpa sarmak
- iş şirazesinden çıkmak
- işten (bile) değil
- işten el çektirmek
- işten güçten vakit bulamamak
- iş tutmak
- iş vermek
- iş yapmak
- iş yok
Birleşik Kelimeler: iş adamı, iş akdi, iş alanı, işbaşı, iş bırakımı, iş bıraktırımı, iş bilimi, iş birliği, iş bölümü, iş donu, iş eri, iş gezisi, işgüder, iş gücü, iş güç, iş güçlüğü, iş günü, iş hacmi, iş hanı, iş hayatı, iş kadını, iş kazası, iş kolu, iş merkezi, iş önlüğü, iş saati, iş seyahati, iş sözleşmesi, işveren, iş yeri, işe uygun, işi duman, işi tıkırında, ağır iş, beyaz iş, bulaşık iş, çürük iş, götürü iş, ince iş, kârlı iş, Acem işi, Antep işi, ayak işi, çocuk işi, el işi, erkek işi, ev işi, hamur işi, hesap işi, kalem işi, kavaf işi, mancınık işi, Maraş işi, orak işi, orta işi, sıra işi, şıpın işi, tarak işi, usta işi, dış işleri, diyanet işleri, iç işleri, özlük işleri, su altı işleri, yazı işleri, zat işleri
ŞE
DEM
(Kelime Kökeni: Farsça dem)
[isim]
-
Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu
[halk ağzında]
-
Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması
[eskimiş]
[eskimiş]
[eskimiş]
Ata Sözleri ve Deyimler
- dem çekmek
- dem tutmak
- dem vurmak
Birleşik Kelimeler: her dem
[isim] [eskimiş]
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: deveranıdem
EDİM
[isim]
[felsefe]
[hukuk]
-
Alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, ivaz
[ruh bilimi]
-
Belirli bir durumla karşılaştığı zaman kişinin yapabildiği davranış
Birleşik Kelimeler: edim bilimi
MİDE
(Kelime Kökeni: Arapça miʿde)
[isim] [anatomi]
-
Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği; omurgasız hayvanlarda ise sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası
[mecaz]
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- mide (veya midesini) bulandırmak
- midesi almamak (veya kaldırmamak veya kabul etmemek veya götürmemek)
- midesi bulanmak
- midesi ekşimek (veya kaynamak veya yanmak)
- midesi ezilmek (veya kazınmak)
- mideye indirmek
- mideye oturmak
- mideyi bastırmak
Birleşik Kelimeler: mide ağzı, mide fesadı, mide kapısı, mide spazmı
ŞEM
(Kelime Kökeni: Arapça şemʿ)
[isim] [eskimiş]
EMİŞ
[isim]