ÇINGIRDAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ÇINGIRDAK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇINGIRDAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇINGI14, ANGIÇ13, GIDIK13, ARDIÇ11, ANDIÇ11, ÇANDI11, ÇADIR11, ARGIN10, ÇIKIN10, IRKÇI10, KARGI10, ÇIKAN9, ÇIKAR9, ÇIKRA9, ÇINAR9, ÇIRAK9, ÇARIK9, ÇAKIN9, ÇAKIR9, KIRAÇ9, ANDIK8, KADIN8, KARIN6, KIRAN6


KARIN


[isim]
  • İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi

    Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • İç, gönül, akıl, kafa

    Ben senin karnındakini ne bileyim?

[mecaz]
  • Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme
[fizik]
  • Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karın doyurmak
  • karnı büyümek
  • karnından konuşmak (veya söylemek)
  • karnını doldurmak
  • karnı tok it gölgede yatar
  • karnı tok, sırtı pek
  • karnı zil çalmak

Birleşik Kelimeler: karın ağrısı, karın boşluğu, karıntası, karın tokluğuna, karın zarı, karından ayaklılar, karından bacaklılar, karnı aç, karnı burnunda, karnı geniş, karnıkara, karnı kara, karnı tok, karnıyarık, karnından konuşan, orta karın, yumuşak karın, aç karnına, tok karnına


KIRAN


[sıfat]
  • Kırma işini yapan (kimse)

    Taş kıran işçiler.

[isim]
  • Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet

    Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıran girmek

Birleşik Kelimeler: kıran kırana, bacakkıran, buzkıran, dalgakıran, dalkıran, danakıran otu, evcikkıran, fındıkkıran, filizkıran, kayışkıran, Kervankıran, kılkıran, malkıran, pirekıran, sabankıran, saçkıran, taşkıran, yelkıran, yıldırımkıran

[isim] [halk ağzında]
  • Kıyı, kenar, çevre, uç
[coğrafya]
  • Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı

ANDIK


[isim] [halk ağzında]
  • Sırtlan

KADIN


[isim]
  • Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen

    Yanlarında, kendileriyle ahbaplık edecek dostlar, hizmetlerine koşacak kadınlar veya erkekler görmek isterler. - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]
  • Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan
[mecaz]
  • Hizmetçi bayan
[eskimiş]
  • Bayan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kadının fendi, erkeği yendi
  • kadının yüzünün karası erkeğin elinin kınası
  • kadın olmak

Birleşik Kelimeler: kadınana, kadın avcısı, kadın başına, kadın berberi, kadınbudu, kadındüğmesi, kadınevi, kadıngöbeği, kadın hareketi, kadın hastalıkları, kadın kadına, kadın kadıncık, kadınnine, kadın terzisi, kadın ticareti, kadıntuzluğu, kadınlar hamamı, ana kadın, ayşekadın, bohçacı kadın, genel kadın, kiralık kadın, kötü kadın, temizlikçi kadın, yazıcı kadın, bilim kadını, ev kadını, hayat kadını, iş kadını, Osmanlı kadını, salon kadını, sokak kadını


ÇIKAN


[isim] [matematik]
  • Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı

ÇIKAR


[isim]
  • Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çıkar gözetmek
  • çıkarına bakmak
  • çıkarını tepmek

Birleşik Kelimeler: çıkar budak, çıkar yol


ÇIKRA


[isim] [halk ağzında]
  • Sık çalı

ÇINAR (Kelime Kökeni: Farsça çenār)


[isim] [bitki bilimi]
  • İki çeneklilerden, 30 metreye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus)
[isim]
  • Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri

ÇIRAK (Kelime Kökeni: Farsça çerāġ)


[isim]
  • Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
[eskimiş]
  • Saray, daire vb. büyük yerlerde yıllarca hizmet ettikten sonra geçimi sağlanarak başka yerde yaşamasına izin verilen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çırak almak
  • çırak çıkarmak
  • çırak vermek


ÇARIK


[isim]
  • İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı

    Tozla örtülmüş çarıklarının eskiliği belli olmuyor. - Ömer Seyfettin

[denizcilik]
  • Çene
[argo]
  • Para cüzdanı

    Kızı bu çarık sözünün para cüzdanı manasına geldiğini bilmeden dinler. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: çürük çarık, venüsçarığı


ÇAKIN


[isim]
  • Kıvılcım

ÇAKIR


[sıfat]
  • Açık mavi, hareli ela (göz)

    Soluk esmer renkli, çakır gözlü, ağır tavırlı, az konuşur bir delikanlıydı. - Memduh Şevket Esendal

[isim]
  • Çakırdoğan

Birleşik Kelimeler: çakır ayaz, çakır çukur, çakırdiken, çakırdoğan, çakırkanat, çakırkeyif, çakır pençe

[isim] [eskimiş]
  • Şarap

KIRAÇ


[sıfat]
  • Verimsiz veya susuz, bitek olmayan (toprak)

ARGIN


[sıfat]
  • Bitkin

    Şimdi kadının argın, uçuk benzi, yorgun, düşük kımıldanışı daha ziyade görünüyordu. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Birleşik Kelimeler: yorgun argın


ÇIKIN


[isim]
  • Bir beze sarılarak düğümlenmiş küçük bohça, çıkı

    Gemiden, sırtında çıkını ve üzerinde paçavralarla kör ve sağır bir adam indi. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çıkın etmek