ÇÖZÜLÜŞ ile Oluşan Kelimeler (ÇÖZÜLÜŞ Kelime Türetme)



ÇÖZÜLÜŞ harflerinden oluşan 18 kelime bulunuyor. ÇÖZÜLÜŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çözülüş kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

ÇÖZÜLÜŞ26

5 Harfli Kelimeler

ÇÖZÜŞ22, ÖLÇÜŞ19

4 Harfli Kelimeler

ÖZLÜ15, ÖÇLÜ15, ÖLÇÜ15, ÖLÜŞ15, ÜÇÜZ14, ÜLÜŞ11, ÜÇLÜ11

3 Harfli Kelimeler

ÇÖZ15, ÇÖL12, ÇÜŞ11, ÖLÜ11, ZÜL8

2 Harfli Kelimeler

ÖÇ11, ÖZ11, ÜÇ7


ÜÇ


[isim]
  • İkiden sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • İkiden bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • üç aşağı beş yukarı
  • üç aşağı beş yukarı dolaşmak
  • üç günlük ömür
  • üç maymunu oynamak
  • üç nalla bir ata kaldı

Birleşik Kelimeler: üç adım, üçayak, üç aylar, üç aylık, üç başlı, üç beş, üç beyaz, üç bir, üç birlik kuralı, üç boyutlu, üç buçuk, üçbudak, üç buutlu, üççatal, üççeyrek, üç durum yasası, üç düzlemli, üç etek, üçgen, üçgül, üç hâl kanunu, üç iki, üçkâğıt, üçkat, üç nokta, üç otuzunda, üç parmaklı, üçtaş, üçteker, üçtelli, üçten dokuza, beş üç


ZÜL (Kelime Kökeni: Arapça ẕull)


[isim] [eskimiş]
  • Alçalma, düşkünlük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zül saymak (veya addetmek)


ÜLÜŞ


[isim] [eskimiş] [toplum bilimi]
  • Kesilen hayvanın etinden alınan pay

ÜÇLÜ


[sıfat]
  • Üç parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden üç tane bulunan, müselles, troyka

    Bu üçlü grup merdivenin en üst basamağında öylece duruyor. - Tarık Buğra

[mecaz]
  • Üç kişiden oluşmuş
[isim]
  • İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde üç işareti veya noktası bulunan kâğıt veya pul
[isim] [müzik]
  • Üç ses veya çalgı için düzenlenmiş müzik parçası, trio
[isim] [müzik]
  • Bu parçayı çalan üç kişilik müzik topluluğu, trio

Birleşik Kelimeler: üçlü bahis, üçlü ganyan


ÇÜŞ


[ünlem]
  • Yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz
[argo]
  • Yakışıksız bir davranış karşısında söylenen kaba bir söz

ÖLÜ


[sıfat]
  • Hayatı sona ermiş, artık yaşamıyor olan, meyyit, morto, diri karşıtı
[isim]
  • Ölmüş insan, mevta, meyyit, müteveffa

    Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]
  • Hayvan leşi

    Tavuk ölüsü.

[mecaz]
  • Gücü az, zayıf

    Ölü kandil.

[mecaz]
  • Çok durgun, hareketsiz

    Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan

    Ölü bir konuşması var.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölü gibi
  • ölü gözü gibi
  • ölü gözü kadar
  • ölü gözünden yaş ummak
  • ölümü gör (veya öp)
  • ölüsü bile yetmek
  • ölüsü ortada kalmak
  • ölüyü güldürmek

Birleşik Kelimeler: ölü açı, ölü açımı, ölü dalga, ölü deniz, ölü dil, ölüdoğa, ölü doğum, ölü doku, ölüevi, ölü fiyatına, ölü helvası, ölü mevsim, ölü nokta, ölü örtü, ölü renk, ölü saat, ölü salı, ölü sessizliği, ölü sevici, ölü sezon, ölü soyucu, ölü top, ölü yatırım, ölü yemeği, ölü yıkama, ölü zaman, ölüsü kandilli, ölüsü kınalı


ÖÇ


[isim]
  • Kötü bir davranış veya sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve işi, intikam

    Bunda da biraz öç, biraz nispet, biraz kurum arzusu vardır. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • öç (veya öcünü) almak (veya çıkarmak)


ÖZ


[isim] [felsefe]
  • Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı

    Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti. - Haldun Taner

[zamir]
  • Kendi, zat

    Bir od düştü yanar tatlı özüme / Dünya zindan görünüyor gözüme - Karacaoğlan

[mecaz]
  • Bir şeyin temel ögesi, künh, zübde

    Ortalıktaki krizi sebep gösteriyorlar ama asıl kriz şirketin kendi özünde. - Aka Gündüz

[bitki bilimi]
  • Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm

    Ağacın çürüğü özünden olur / Yiğidin iyisi sözünden olur - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • özü sözü bir (olmak)

Birleşik Kelimeler: öz bağışıklık, öz belirtim, özbeöz, öz beslenme, öz denetim, öz devim, öz devinim, özdeyiş, öz dışı, öz dikeni, öz direnç, öz eleştiri, özezer, öz geçmiş, öz güven, öz ısı, öz ışın, öz indükleme, özişler, öz itme, öz kaynak, öz kedi balığıgiller, öz kesit, öz odun, öz öğrenim, öz saygı, özsever, öz su, öz tahta, özveren, özveri, öz yapı, öz yaşam, öz yönetim, kaçık öz, bal özü, budak özü, diş özü, mantar özü, mısır özü, odun özü

[sıfat]
  • Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan

    Size öz evladım gibi davranacağım. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: öz kardeş

[isim] [halk ağzında]
  • Dere, çay

ÇÖL


[isim]
  • Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye

    Koskoca çölü, yapı ve bahçelerle donattık. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Hiçbir şey yetişmeyen, olmayan yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çöle dönmek

Birleşik Kelimeler: çöl iklimi, çöl tavuğu, kum çölü


ÜÇÜZ


[sıfat]
  • Üçü bir arada doğan (çocuk)

Birleşik Kelimeler: üçüz ünlü


ÖZLÜ


[sıfat]
  • Özü olan, öz bölümü çokça olan

    Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle. - Yahya Kemal Beyatlı

[zarf]
  • Kısa ve anlamlı bir biçimde

    Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı. - Yusuf Ziya Ortaç

Birleşik Kelimeler: özlü çamur, özlü un, bal özlü


ÖÇLÜ


[sıfat]
  • Kin ve intikam dolu, öç alma isteğinde olan

    Fransız general beyaz at üstünde Galata'dan geçtiği gün, tıpkı 1908 Meşrutiyeti'nin ilk günlerindeki gazete başyazıları gibi hınçlı ve öçlü idi. - Falih Rıfkı Atay


ÖLÇÜ


[isim]
  • Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan
[mecaz]
  • Değer, itibar

    Şimdiki ölçülere uymaz bir biçimi vardı. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]
  • Aşırı olmama, ılımlı, uygun olma durumu

    Hiçbir şeyde ölçüyü aşmamalı.

[edebiyat]
  • Bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu, vezin
[müzik]
  • Bir ezginin eşit bölümlere ayrılışı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölçü almak
  • ölçüyü kaçırmak

Birleşik Kelimeler: ölçü bilimi, bir ölçüde, aruz ölçüsü, hece ölçüsü, uzunluk ölçüsü


ÖLÜŞ


[isim]
  • Ölme işi

    Emekli olduğuna hayıflandığı kadar babasının ölüşüne de o kadar hayıflanıyor. - Haldun Taner


ÇÖZ


[isim] [halk ağzında]
  • Bumbar, bağırsak

Birleşik Kelimeler: çöz yağı