ÇUVALLAYIVERME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ÇUVALLAYIVERME harflerini içeren 5 harfli 75 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇUVALLAYIVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çuvallayıverme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Çuvallayıverme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

VULVA18, EVVEL17, VEREV17, VELEV17, ÇIVMA16, ÇUVAL15, ÇAVLI15, ÇAVMA15, VURAÇ15, AÇVAL14, ÇEVRE14, MEYVE14, REVAÇ14, YUVAR14, YAVRU14, LEVYE13, VURMA13, YELVE13, YAVER13, EMVAL12, MEVLA12, MAVRA12, MAVAL12, VERME12, VEREM12, VARMA12, VELUR12, YAMÇI12, AYRIÇ11, AVARE11, ÇAYIR11, ÇAYLI11, LARVA11, YAMAÇ11, AYRAÇ10, ÇUMRA10, ÇAMUR10, ÇALIM10, UÇARI10, YELEÇ10, AYRIM9, ALMAÇ9, ÇALMA9, ÇELME9, UYARI9, YILMA9, YALIM9, YARIM9, ÇALAR8, EYLEM8, EMAYE8, MALYA8, MARYA8, REÇEL8, YELME8, YERME8, YULAR8, YARMA8, IRAMA7, MUARE7, MALUL7, MARUL7, MELUL7, REAYA7, ULAMA7, ULEMA7, YEREL7, ALLEM6, AMELE6, ALARM6, EMARE6, LAMEL6, MARAL6, MELAL6, REMEL6


ALLEM


[isim]
  • `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

    Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek


AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)


[isim]
  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi


ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)


[isim]
  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek


EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)


[isim] [eskimiş]
  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)


[isim]
  • Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası
[biyoloji]
  • Çok ince tabaka

MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Dişi geyik

MELAL (Kelime Kökeni: Arapça melāl)


[isim] [eskimiş]
  • Can sıkıntısı, usanç

    Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melal duymak


REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)


[isim] [edebiyat]
  • Aruz ölçülerinden biri
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir usul

IRAMA


[isim]
  • Iramak işi

MUARE (Kelime Kökeni: Fransızca moiré)


[isim]
  • Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan

MALUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūl)


[sıfat]
  • Sakat (kimse)

    Ben belki artık malulüm belki ömrümün sonuna kadar böyle kalacağım. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: malul gazi, harp malulü


MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu


MELUL (Kelime Kökeni: Arapça melūl)


[sıfat]
  • Üzgün
[zarf]
  • Boynu bükük, zavallı bir biçimde

    Garipler köyü az çok çıplak ve kayalık bir yar ortasında sıkışmış, ıssız ve melul duruyor. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: melul mahzun, melul melul


REAYA (Kelime Kökeni: Arapça reʿāyā)


[isim] [eskimiş]
  • Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk
[mecaz]
  • Hristiyan

ULAMA


[isim]
  • Ulamak işi
[dil bilgisi]
  • Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi
[sıfat]
  • Ulanmış