ÇOĞALIVERME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ÇOĞALIVERME harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇOĞALIVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Çoğalıverme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Çoğalıverme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

LAĞIV19, ÇIRAĞ16, ÇIVMA16, ÇAĞRI16, EĞMEÇ16, OVMAÇ16, ÇAVLI15, ÇEVRE14, LAĞIM14, REVAÇ14, MEĞER13, OVALI13, EMVAL12, MEVLA12, VERME12, VEREM12, ÇOMAR10, ÇALIM10, ÇELME9, REÇEL8, MORAL7, ORALI7, AMELE6, EMARE6, REMEL6


AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)


[isim]
  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi


EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)


[isim] [eskimiş]
  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)


[isim] [edebiyat]
  • Aruz ölçülerinden biri
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir usul

MORAL (Kelime Kökeni: Fransızca morale)


[isim]
  • Bir insanın ruhsal gücü, manevi güç, maneviyat

    Morali bozuk bir insan.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • moral bulmak
  • morali bozulmak
  • moralini bozmak
  • moral vermek

Birleşik Kelimeler: moral çöküntüsü, moral eğitimi, moral eğitim merkezi


ORALI


[sıfat]
  • O yerden olan

    Oralı mıdır, değil midir, beni zerre kadar ilgilendirmez. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • oralı (bile) olmamak


REÇEL (Kelime Kökeni: Farsça rīçāl)


[isim]
  • Meyvelerin şekerle kaynatılmasıyla hazırlanan tatlı

    Onlar kahve, süt hatta kışın salep içmeyi, zeytin, peynir, reçel ve ekmek yemeyi tercih ederler. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: ayva reçeli, çilek reçeli, erik reçeli, kayısı reçeli, kızılcık reçeli, kiraz reçeli, meyve reçeli, vişne reçeli


ÇELME


[isim]
  • Çelmek işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çelme atmak (veya takmak veya vurmak)


ÇOMAR


[isim]
  • İri köpek, çoban köpeği
[hakaret yollu]
  • Terbiyesiz, kaba, saldırgan kimse

    Sen böyle üst perdeden konuşuyorsun çünkü etrafındaki o çomarlara güveniyorsun. - Ref'i Cevat Ulunay


ÇALIM


[isim]
  • Karşıdakini etkilemek amacıyla sergilenen abartılı davranış, kurum, caka, afra tafra, afur tafur, zambır

    Sözlerini tartarak konuşuyorlarsa çalımlarından değil bu. - Nermi Uygur

[denizcilik]
  • Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması
[spor]
  • Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çalım atmak (veya yapmak)
  • çalımına gelmek (veya getirmek)
  • çalımından geçilmemek
  • çalım satmak
  • çalım yemek

Birleşik Kelimeler: alım çalım, kaşık çalımı


EMVAL (Kelime Kökeni: Arapça emvāl)


[isim] [eskimiş]
  • Mallar, para ile alınan şeyler

MEVLA


[isim] [din bilgisi]
  • Tanrı

    Bakalım Mevla'm neler eyler, ne eylerse güzel eyler. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Mevla'sına kavuşmak

[isim] [eskimiş]
  • Efendi, sahip, malik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mevlasını bulmak


VERME


[isim]
  • Vermek işi

    Ay başlarında borçlarımızı vermeye annemle birlikte çıkardık. - Ayla Kutlu


VEREM (Kelime Kökeni: Arapça verem)


[isim] [tıp]
  • Herhangi bir organa ve en çok akciğerlere yerleşen Koch basilinin yol açtığı ateşli ve bulaşıcı bir hastalık, tüberküloz

    Annemin genç yaşta veremden ölen rahmetli amcasını görmedim. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]
  • Bu hastalığa tutulmuş, veremli

    Verem bir kadının duyguları.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • verem etmek
  • verem olmak

Birleşik Kelimeler: kemik veremi


MEĞER (Kelime Kökeni: Farsça meger)


[bağlaç]
  • Bilinmeyen, farkında olunmayan bir durum için kullanılan bir söz, meğerse, oysa, oysaki

    Evinin şaşmaz düzenine, sürekli durgunluğuna meğer ne de alışmış? - Attila İlhan


OVALI


[sıfat]
  • Ovada yaşayan, ova halkından olan