ÇEKMECESİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ÇEKMECESİZ harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇEKMECESİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇİZME12, SİZCE12, ÇECİK11, SEMİZ10, SEZME10, SEÇME10, SEÇİM10, CESİM10, ÇİMEK9, ÇEKEM9, ÇEKİM9, ÇEKME9, ESKİZ9, EKSİZ9, EZMEK9, EMCEK9, EMCİK9, EMZİK9, İÇMEK9, İMECE9, SEKİZ9, SEÇKİ9, ESMEK7, ESEME7, KİMSE7, KESME7, KESİM7, SEKME7


ESMEK


[nesnesiz]
  • Hava bir yönden bir yöne akmak, rüzgâr olmak

    İki üç günden beri sert bir kış rüzgârı esiyor. - Ahmet Haşim

[-e] [mecaz]
  • Yapılması önce düşünülmüş olmayan veya beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vermek

    Bu yolculuk size nereden esti?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esip gürlemek


ESEME


[isim] [halk ağzında]
  • Mantık

KİMSE


[zamir]
  • Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi

    Kimsenin girdisi çıktısı, alacağı borcu ile uğraşmak istemiyordum. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kimse bilmez, kim kazana kim yiye
  • kimseden kimseye hayır yok (veya gelmez)
  • kimse kendi memleketinde peygamber olmaz
  • kimse kimsenin çukurunu doldurmaz
  • kimsenin ahı kimsede kalmaz
  • kimse yoğurdum ekşi demez

Birleşik Kelimeler: hiç kimse


KESME


[isim]
  • Kesmek işi

    Bir dönem, içkiyi haftalarca tamamen kesmeyi başardığım için, ondan sonra içtiğim her kadeh, bir adım gerilemek demekti. - Elif Şafak

[sıfat]
  • Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan

    Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat. - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • Kesin, değişmez, maktu

    Kesme fiyat.

[dil bilgisi]
  • Kesme işareti
[edebiyat]
  • Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat
[bitki bilimi]
  • Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 metre kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia)
[matematik]
  • Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi
[sinema] [televizyon]
  • İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum
[eskimiş]
  • Lokum

Birleşik Kelimeler: kesme imi, kesme işareti, kesme kaya, kesme şeker, kesme taş, akçakesme, daire kesmesi


KESİM


[isim]
  • Kesme işi
[tarih]
  • Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa
[halk ağzında]
  • Boy bos, endam
[halk ağzında]
  • Pazarlık, anlaşma

Birleşik Kelimeler: kesimevi, kesimhane, ince kesim, özel kesim, yaş kesim, ağrı kesimi, et kesimi, kamu kesimi, söz kesimi, su kesimi


SEKME


[isim]
  • Sekmek işi

ÇİMEK


[isim] [halk ağzında]
  • Çimecek yer

ÇEKEM


[isim] [halk ağzında]
  • Yeşil yapraklı, dikensi, ateşe atıldığında çatırdayarak yanan bir bitki

ÇEKİM


[isim]
  • Çekme işi
[dil bilgisi]
  • Fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere, adların da ad durumlarına göre uğradığı biçimleri, tasrif
[fizik]
  • Herhangi bir cismin, başka bir cismi kendine doğru çekme gücü, cazibe, traksiyon

    Yer çekimi. Mıknatıs çekimi.

[sinema] [televizyon]
  • Alıcının sürekli olarak çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası, plan

Birleşik Kelimeler: çekim eki, çekimölçer, çekim senaryosu, ağır çekim, soya çekim, tıpkıçekim, ad çekimi, fiil çekimi, isim çekimi, yer çekimi


ÇEKME


[isim]
  • Çekmek işi

    Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı. - Cahit Uçuk

[sıfat]
  • Çekilerek giyilen veya kullanılan

    Erkekleri, yandan lastikli çekme potinden başkasını bilmiyorlardı. - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • Düzgün biçimli

    Çekme burun.

[spor]
  • Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması

Birleşik Kelimeler: çekme demir, çekme halatı, çekme kapı, çekme kat, ad çekme, halat çekme, kemane çekme, sıcak çekme


ESKİZ (Kelime Kökeni: Fransızca esquisse)


[isim]
  • Mimari eserler ve resim için çizimlerle yapılan ön çalışma, taslak

EKSİZ


[sıfat]
  • Eki olmayan

EZMEK


[-i]
  • Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek

    Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım. - Enis Behiç Koryürek

[nesnesiz]
  • Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek

    Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek.

[mecaz]
  • Üzmek, sıkıntıya sokmak

    Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir. - Aka Gündüz

[mecaz]
  • Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak

    Bu yol hayvanı ezdi.

[mecaz]
  • Yenmek, sindirmek

    Düşmanı ezmek.

[argo]
  • Harcamak

    Paraları bir haftada ezerim. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ez de suyunu iç
  • ezip büzmek

Birleşik Kelimeler: ezimevi, elezer, özezer, karıncaezmez


EMCEK


[isim] [halk ağzında]
  • Meme

EMCİK


[isim] [halk ağzında]
  • Meme