ÇAĞRIŞTIRIVERME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ÇAĞRIŞTIRIVERME harflerini içeren 5 harfli 40 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇAĞRIŞTIRIVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇIĞIR17, ÇIRAĞ16, ÇIVMA16, ÇAĞRI16, EĞMEÇ16, VARIŞ15, ÇEVRE14, REVAÇ14, MEĞER13, ÇARŞI12, ÇAŞIT12, ÇATIŞ12, ÇEŞME12, MEVTA12, TAŞÇI12, TAVIR12, VERME12, VEREM12, AVRET11, EVRAT11, IŞIMA11, AŞIRI10, IŞTIR10, TAŞIM10, ARTIŞ9, ARTÇI9, MAŞER9, REŞME9, ŞATIR9, TIRAŞ9, ARTIM7, MIRRA7, MARTI7, TIMAR7, TARIM7, EMARE6, METRE6, MERET6, TERME6, ARTER5


ARTER (Kelime Kökeni: Fransızca artère)


[isim] [anatomi]
  • Atardamar

EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)


[isim] [eskimiş]
  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)


[isim] [matematik]
  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre


MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)


[isim]
  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat] [halk ağzında]
  • Uğursuz

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)


[isim] [halk ağzında]
  • Bir tür yaban turpu
[isim]
  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

ARTIM


[isim] [halk ağzında]
  • Artış

MIRRA (Kelime Kökeni: Arapça mirra)


[isim]
  • Acılık veren sıvılarla özel bir biçimde kaynatılarak pişirilen bir tür acı kahve

MARTI (Kelime Kökeni: İtalyanca martin)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı (Larus)

    Martıların ve askerlerin oranın en sadık nöbetçileri olduğunu her geçişimde gördüm. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: küçük martı


TIMAR (Kelime Kökeni: Farsça tīmār)


[isim]
  • Binek hayvanlarının kıllarını, derisini temizleme

    Tımar tam bir saat sürüyor, yarım saat hayvanın bir tarafı, yarım saat öbür yanı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tımar etmek

Birleşik Kelimeler: tımarhane, deve tımarı

[isim] [tarih]
  • Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000-20.000 akçe olan toprak

TARIM


[isim]
  • Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması, ziraat, kültür

Birleşik Kelimeler: tarım coğrafyası, ekolojik tarım, kuru tarım, organik tarım, sulu tarım


ARTIŞ


[isim]
  • Artma işi, artım

    Bu artış nicelik bakımından olduğu kadar nitelikte de görüldü. - Metin And


ARTÇI


[isim]
  • Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket
[askerlik]
  • Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar, öncü karşıtı
[sıfat]
  • Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı

Birleşik Kelimeler: artçı deprem, artçı sarsıntı, artçı şok


MAŞER (Kelime Kökeni: Arapça maʿşer)


[isim] [eskimiş] [toplum bilimi]
  • İnsan topluluğu, toplum

REŞME


[isim] [halk ağzında]
  • Hayvanın başlığı, yuları ve gemi
[isim]
  • Konfeksiyonda düz dikiş yapan bir makine türü

ŞATIR (Kelime Kökeni: Arapça şāṭir)


[sıfat] [eskimiş]
  • Neşeli, keyifli, şen
[isim] [tarih]
  • Tören ve alaylarda padişahın, vezirin yanında yürüyen görevliler

Birleşik Kelimeler: şen şatır