ÇARPINTISIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ÇARPINTISIZ harflerini içeren 5 harfli 32 kelime bulunuyor. 5 harfli ÇARPINTISIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÇIPIR14, ÇIRPI14, ZIPIR14, ARPÇI13, ÇARPI13, NASIP11, PIRTI11, ARSIZ10, ANSIZ10, PINAR10, RATIP10, SIRÇA10, SARIZ10, SIÇAN10, ZARSI10, ARTÇI9, ÇINAR9, NAZIR9, TINAZ9, SINIR8, TIRIS8, ISTAR7, NASIR7, RASIT7, SIRAT7, SANRI7, SATIN7, SATIR7, ARTIN6, NATIR6, TRANS6, TANRI6


ARTIN


[isim] [kimya]
  • Katyon

NATIR (Kelime Kökeni: Arapça nāṭir)


[isim]
  • Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın

Birleşik Kelimeler: natır nalını


TRANS (Kelime Kökeni: Fransızca transe)


[isim] [ruh bilimi]
  • Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • transa geçmek (veya girmek)


TANRI


[isim] [din bilgisi]
  • Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah

Birleşik Kelimeler: tanrıtanımaz, çok tanrılı

[isim] [din bilgisi]
  • Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Hu, Oğan

    İnsanlar Tanrı rahmeti olan yağmurun yüzünü çoktan unutmuşlardı. - Nezihe Araz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Tanrı'nın günü
  • Tanrı'ya şükür
  • Tanrı aşkına
  • Tanrı korusun
  • Tanrı yarattı dememek

Birleşik Kelimeler: tanrı bilimi, Tanrı kayrası, Tanrı misafiri, Tanrı vergisi, çok tanrıcı, kamu tanrıcı, tek tanrıcı, tüm tanrıcı


ISTAR (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [halk ağzında]
  • Halı, kilim dokunan tezgâh

NASIR (Kelime Kökeni: Arapça nāsūr)


[isim]
  • En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri

    Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nasır bağlamak (veya tutmak)
  • nasırına basmak

Birleşik Kelimeler: nasır yakısı


RASIT (Kelime Kökeni: Arapça rāṣid)


[isim] [eskimiş] [gök bilimi]
  • Gözlemci

SIRAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣirāṭ)


[isim]
  • Sırat köprüsü
[eskimiş]
  • Yol

Birleşik Kelimeler: sırat köprüsü


SANRI


[isim] [ruh bilimi]
  • Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon

    Olmaz, gerçek olamaz bu yaşadığımız, ya sanrı ya sanrıya çok yakın bir şey. - Attila İlhan


SATIR (Kelime Kökeni: Arapça saṭr)


[isim]
  • Bir sayfa üzerinde yan yana gelen kelimelerden oluşan ve alt alta sıralanmış her bir dizi

    İki dakika süren bu duygusuzluktan sonra bu üç dört satırın cehennemî manaları anlaşılmaya başladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Birleşik Kelimeler: satır arası, satır başı, satır satır, satır sonu

[isim]
  • Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir bıçak türü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satır atmak


SINIR (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut
[matematik]
  • Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit
[mecaz]
  • Uç, son

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sınır çekmek (veya çizmek)
  • sınırlarını (veya sınırını) zorlamak

Birleşik Kelimeler: sınır açı, sınıraşan, sınır boyu, sınır dışı, sınır kapısı, sınır karakolu, sınır taşı, açlık sınırı, akma sınırı, takat sınırı, yaş sınırı, yoksulluk sınırı


TIRIS


[isim]
  • Atın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü

    Hafif tırıs üzere yürüyen hayvanı âdeta dörtnala koşturmaya başlıyordu. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tırısa kalkmak (veya geçmek)
  • tırıs gitmek

Birleşik Kelimeler: tırıs tırıs


ARTÇI


[isim]
  • Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket
[askerlik]
  • Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar, öncü karşıtı
[sıfat]
  • Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı

Birleşik Kelimeler: artçı deprem, artçı sarsıntı, artçı şok


ÇINAR (Kelime Kökeni: Farsça çenār)


[isim] [bitki bilimi]
  • İki çeneklilerden, 30 metreye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus)
[isim]
  • Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri

NAZIR (Kelime Kökeni: Arapça nāẓir)


[sıfat]
  • Bir yere doğru bakan (ev, oda vb.)

    Küçük fakat çok şirin bir oda, gölgelik, denize nazır. - Haldun Taner

[isim] [eskimiş]
  • Bakan

    Eski nazırlardan birisine ilk defa burada rastladım. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: hariciye nazırı, telaşe nazırı