ZÜRRİYETSİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ZÜRRİYETSİZ harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli ZÜRRİYETSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Zürriyetsiz ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Zürriyetsiz olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

YÜZER12, İZZET11, ÜZERİ10, YEZİT10, ERSİZ9, ETSİZ9, RÜYET9, SİYER8, SÜTRE8, SÜRRE8, SEYİT8, SEYİR8, TİRİZ8, TERZİ8, İSTER6, SİİRT6, SETİR6, TİRSİ6, TESRİ6, TESİR6, İRİTE5


İRİTE (Kelime Kökeni: Fransızca irrité)


[isim]
  • `Sinirlendirmek, rahatsız etmek` ve tıp alanında `tahriş etmek, kaşındırmak` anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz

İSTER


[isim]
  • Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum
[bağlaç]
  • Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatan bir söz

    İster gitsin ister kalsın.

Birleşik Kelimeler: ister istemez


SİİRT


[isim]
  • Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

Birleşik Kelimeler: Siirt battaniyesi


SETİR (Kelime Kökeni: Arapça setr)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyi örtme, gizleme

Birleşik Kelimeler: setretmek, setriavret


TİRSİ (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Hamsigillerden, yumurtalarını tatlı sulara bırakan bir tür balık (Alosa alosa)

TESRİ (Kelime Kökeni: Arapça tesrīʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Çabuklaştırma, hızlandırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tesri etmek


TESİR (Kelime Kökeni: Arapça teʾs̱īr)


[isim]
  • Etki

    Bazılarının da kanaati şudur ki iyi ahlakta çalışmanın rolü ve tesiri vardır. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tesir bırakmak
  • tesir etmek
  • tesirini göstermek

Birleşik Kelimeler: yan tesir


SİYER (Kelime Kökeni: Arapça siyer)


[isim] [eskimiş]
  • Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap

SÜTRE (Kelime Kökeni: Arapça sutre)


[isim]
  • Perde, örtü
[askerlik]
  • Düşman gözünden ve ateşinden korunmaya yarar doğal veya yapma siper

SÜRRE (Kelime Kökeni: Arapça surre)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı padişahlarının her yıl Mekke ve Medine'ye gönderdikleri para ve armağanlar

Birleşik Kelimeler: sürre alayı, sürre emini


SEYİT (Kelime Kökeni: Arapça seyyid)


[isim] [eskimiş]
  • Bir topluluğun ileri gelen kişisi

SEYİR (Kelime Kökeni: Arapça seyr)


[isim]
  • Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş

    Yaşayacak fazla zamanları olmayan bazı dâhiler, olgunluklarını hayatın normal seyrinden çok evvel tamamlamış oluyorlar. - Asaf Halet Çelebi

[denizcilik]
  • Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • seyre çıkmak
  • seyre dalmak

Birleşik Kelimeler: seyredilmek, seyretmek, seyreylemek, seyrüsefer, kıyı seyri, sahil seyri


TİRİZ


[isim]
  • Giysilerin yırtmacına ve eteğine eklenen ensiz kumaş parçası
[denizcilik]
  • Çarpma ve sürtüşmelerden korunmak için güvertesiz teknelerin, direklerin ve dubaların dış kenarlarına takılan, tahtadan veya halat örgüsüyle yapılmış çıkıntı

TERZİ (Kelime Kökeni: Farsça derzī)


[isim]
  • Giysi biçip diken kimse, dikişçi

    Bir şehrin yedi mahallesinde herkesin baş eğdiği bir terzi olmalıydım. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • terzi kendi söküğünü dikemez

Birleşik Kelimeler: terzihane, kumaşlı terzi, kumaşsız terzi, erkek terzisi, kadın terzisi


ERSİZ


[sıfat]
  • Kocasız