ZİRZOPLAŞMA ile Oluşan Kelimeler (ZİRZOPLAŞMA Kelime Türetme)



ZİRZOPLAŞMA harflerinden oluşan 196 kelime bulunuyor. ZİRZOPLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Zirzoplaşma kelimesinin anlamı nedir? Zirzoplaşma ile başlayan kelimeler. İçinde zirzoplaşma olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

ZİRZOPLAŞMA26

8 Harfli Kelimeler

ŞARAMPOL17, ZORLAŞMA16

7 Harfli Kelimeler

PİRZOLA15, POLARMA13, ŞORLAMA12, ZORLAMA12

6 Harfli Kelimeler

ZİRZOP17, PLAZMA14, PRİZMA14, PROMİL12, OLAMAZ11, PAROLA11, RAZMOL11, AMİLAZ10, MARAZİ10, AZRAİL9, AMİRAL7

5 Harfli Kelimeler

PİZZA15, APOŞİ13, ŞOPAR13, PLAZA12, PALAZ12, PAZAR12, ŞARAP12, ŞARPİ12, LİPOM11, AMPİR10, İMROZ10, OLMAZ10, POLAR10, RAMPA10, APRİL9, AZAMİ9, ALMAŞ9, İŞMAR9, İLZAM9, MİRZA9
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

APAŞ11, APAZ11, AZAP11, AŞOZ11, PRİZ11, PAŞA11, AZİZ10, İZAZ10, AMİP9, MAPA9, OPAL9, PRİM9, RAMP9, ARPA8, ARAP8, AZİM8, AZMA8, AZOL8, AŞMA8, APİA8
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

POZ11, ŞİP10, ŞAP10, ŞAZ9, LOP8, PİM8, ROP8, ŞOM8, ZOM8, ARP7, ALP7, LOŞ7, LAP7, MAŞ7, PİR7, PİL7, PAL7, RAP7, ŞOR7, ŞAM7
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

İP6, AŞ5, AZ5, İŞ5, İZ5, OM4, AM3, İM3, Mİ3, MA3, OL3, AR2, AL2, İL2, LA2, RA2


AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)


[isim]
  • 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi

    Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.

[isim]
  • Utanma, utanç duyma

    Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ar damarı çatlamış
  • ar dünyası değil kâr dünyası
  • ar etmek
  • arına dokunmak
  • ar namus tertemiz
  • ar ve hayâ perdesi yırtılmak
  • ar yılı değil, kâr yılı

Birleşik Kelimeler: ar belası

[kimya]
  • Argon elementinin simgesi

AL


[isim]
  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı
[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

[sıfat]
  • Bu renkte olan (at)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim] [eskimiş]
  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]
  • Alüminyum elementinin simgesi

İL


[isim]
  • Ülkenin vali yönetimindeki bölümü, vilayet

    İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. - Anayasa

[tarih]
  • Eski Türklerde devlet

Birleşik Kelimeler: ilbay


LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)


[isim] [müzik]
  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
[kimya]
  • Lantan elementinin simgesi

RA


[kimya]
  • Radyum elementinin simgesi

AM


[isim] [kaba konuşmada]
  • Dişilik organı
[kimya]
  • Amerikyum elementinin simgesi

İM


[isim]
  • İşaret

Birleşik Kelimeler: im bilimi, çizgi im, kesme imi


Mİ (Kelime Kökeni: İtalyanca mi)


[isim] [müzik]
  • Gam dizisinde re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti

OL


[sıfat] [eskimiş]
  • O gösterme sıfatı

    Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi

[zamir]
  • O gösterme zamiri

OM


[isim]
  • Kemiklerin toparlak ucu
[isim] [fizik]
  • Elektrikte iletkenin direnç birimi


[isim]
  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı


AZ


[sıfat]
  • Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı

    Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[zarf]
  • Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aza çoğa bakmamak
  • aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
  • aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
  • az ateş çok odunu yakar
  • az bulmak
  • az buz olmamak
  • az değil
  • az gelmek
  • az görmek
  • az günün adamı olmamak
  • azı çoğa saymak (veya tutmak)
  • az kaldı (veya kalsın)
  • az kaz, uz kaz, boyunca kaz
  • az olsun, uz olsun
  • az söyle, çok dinle
  • az tamah çok ziyan getirir
  • az veren candan, çok veren maldan
  • az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur

Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından

[eskimiş] [kimya]
  • Azot elementinin simgesi

İŞ


[isim]
  • Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma

    İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Sorun, konu, mesele, maslahat

    Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Gizli neden veya maksat

    Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti. - Refik Halit Karay

[fizik]
  • Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç

    Erg, jul, kilogrammetre, vatsaat, kilovatsaat iş ve enerji birimleridir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iş (birinde) bitmek
  • iş (birinden) bitmek
  • iş (birine) kalmak
  • iş açmak
  • iş almak
  • iş amana binince kavga uzamaz
  • iş anlatılıncaya kadar baş elden gider
  • iş ayağa düşmek
  • iş başa düşmek
  • iş bırakmak
  • iş bilenin, kılıç kuşananın
  • iş bilmek
  • iş bitirmek
  • iş çatallanmak
  • iş çevirmek
  • iş çığırından çıkmak
  • iş çıkarmak
  • iş dayıya düştü
  • iş değil
  • iş düşmek
  • işe almak
  • işe bak!
  • iş edinmek
  • işe girmek
  • işe karışmak
  • işe koşmak
  • iş etmek
  • işe yaramak
  • iş görmek
  • iş göstermek
  • işi ...-e dökmek
  • işi ...-e vurmak
  • işi (bir şeye) vurmak
  • işi ahbaplığa dökmek
  • işi aksi gitmek
  • işi Allah'a kalmak
  • işi anlamak
  • işi azıtmak
  • işi başından aşmak (veya aşkın olmak)
  • işi bitmek
  • işi bozmak
  • işi bozulmak
  • işi ciddiye almak
  • işi çıkmak
  • işi düşmek
  • işi ileri götürmek
  • işi iş, kaşığı gümüş
  • işi iş olmak
  • işi kotarmak
  • iş inada binmek
  • işin alayında olmak
  • işin başı
  • işinden olmak
  • işin doğrusu
  • işi ne?
  • işine bak!
  • işine gelmek
  • işine göre
  • işine hor bakan boynuna torba takar
  • işine koyulmak
  • işin fenası
  • işin garibi
  • işini bilmek
  • işini bitirmek
  • işin içinde iş var
  • işin içinden çıkamamak
  • işin içinden çıkmak (veya sıyrılmak)
  • işini görmek
  • işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına
  • işinin adamı
  • işini uydurmak
  • işini yoluna koymak
  • işin kolayına kaçmak
  • işin kötüsü
  • işin kurdu
  • işin kurdu olmak
  • işin mi yok
  • işin ortasını bulmak
  • işin rengi değişmek
  • iş insanın aynasıdır
  • işin tuhafı
  • işin ucu birine dokunmak
  • işin üstesinden gelmek
  • işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
  • işi olmak
  • işi pişirmek
  • işi rast gitmek
  • işi resmiyete dökmek
  • işi sağlama almak
  • işi savsaklamak
  • işi şakaya dökmek
  • iş işlemek
  • iş işten geçmek
  • işi tatlıya bağlamak
  • işi temizlemek
  • işi uzatmak
  • işi üç nalla bir ata kaldı
  • işi yokuşa sürmek (veya koşmak)
  • işi yoluna koymak
  • işi yolunda (veya tıkırında) gitmek (veya olmak)
  • iş karıştırmak
  • iş ki
  • işler açılmak
  • işler arapsaçına dönmek
  • işler becermek
  • iş mi?
  • iş ola
  • iş olacağına varır
  • iş olsun diye
  • iş sarpa sarmak
  • iş şirazesinden çıkmak
  • işten (bile) değil
  • işten el çektirmek
  • işten güçten vakit bulamamak
  • iş tutmak
  • iş vermek
  • iş yapmak
  • iş yok

Birleşik Kelimeler: iş adamı, iş akdi, iş alanı, işbaşı, iş bırakımı, iş bıraktırımı, iş bilimi, iş birliği, iş bölümü, iş donu, iş eri, iş gezisi, işgüder, iş gücü, iş güç, iş güçlüğü, iş günü, iş hacmi, iş hanı, iş hayatı, iş kadını, iş kazası, iş kolu, iş merkezi, iş önlüğü, iş saati, iş seyahati, iş sözleşmesi, işveren, iş yeri, işe uygun, işi duman, işi tıkırında, ağır iş, beyaz iş, bulaşık iş, çürük iş, götürü iş, ince iş, kârlı iş, Acem işi, Antep işi, ayak işi, çocuk işi, el işi, erkek işi, ev işi, hamur işi, hesap işi, kalem işi, kavaf işi, mancınık işi, Maraş işi, orak işi, orta işi, sıra işi, şıpın işi, tarak işi, usta işi, dış işleri, diyanet işleri, iç işleri, özlük işleri, su altı işleri, yazı işleri, zat işleri


İZ


[isim]
  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

[matematik]
  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi


İP


[isim]
  • İplik

    Tavandan ip yumakları, urganlar, gemici fenerleri sarkardı. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Asarak öldürme cezası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ip atlamak
  • ipe çekmek
  • ipe dizmek
  • ipe gelesice
  • ipe gitmek
  • ipe sapa gelmemek
  • ipe un sermek
  • ipi (birinin) eline geçmek
  • ipi çözmek
  • ipi kırmak
  • ipi koparmak
  • ip inceldiği yerden kopar
  • ipini çekmek
  • ipini kırmak
  • ipini koparmak
  • ipin ucunu kaçırmak
  • ipi sapı yok
  • ipiyle kuyuya inilmez
  • ip koptuğu yerden bağlanır
  • iple çekmek
  • ipleri birinin elinde olmak
  • ip takmak
  • ipten almak
  • ipten kazıktan kurtulmuş
  • ipten kuşak kuşanmak

Birleşik Kelimeler: ip cambazı, ip iskelesi, ip merdiven, ip torba, ipucu, ipi çürük, ipi kırık, yağlı ip, çamaşır ipi, çırpı ipi, diş ipi, İngiliz ipi