ZAPTURAPT Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



ZAPTURAPT harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli ZAPTURAPT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PUPA13, PAPA12, APAZ11, AZAP11, ZAPT11, TURP9, TRUP9, TAPU9, ARPA8, ARUZ8, ARZU8, ARAP8, PARA8, PATA8, TRAP8, TAPA8, ARAZ7, AZAR7, AZAT7, TARZ7, ZARA7, TURA5, TAAT4, TART4


TAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāʿat)


[isim]
  • Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme

TART (Kelime Kökeni: Arapça ṭard)


[isim] [eskimiş]
  • Kovma, çıkarma

Birleşik Kelimeler: tart suçu, tardetmek

[isim]
  • Kalıpta pişen bir tür meyveli pasta

TURA


[isim]
  • Tuğra
[halk ağzında]
  • Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil
[halk ağzında]
  • Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan veya yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu

Birleşik Kelimeler: yazı tura


ARAZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraż)


[isim] [felsefe]
  • İlinek
[tıp]
  • Belirti

    Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]
  • Belirtiler

AZAR (Kelime Kökeni: Farsça āzār)


[isim]
  • Paylama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azar işitmek


AZAT (Kelime Kökeni: Farsça āzād)


[isim]
  • Serbest bırakma
[eskimiş]
  • Okullarda paydos
[sıfat]
  • Serbest bırakılmış olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azat etmek (veya eylemek)
  • azat olmak

Birleşik Kelimeler: akşam azadı


TARZ (Kelime Kökeni: Arapça ṭarz)


[isim]
  • Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr

    Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı? - Ahmet Muhip Dranas

Birleşik Kelimeler: bakış tarzı, hayat tarzı


ZARA


[isim]
  • Sivas iline bağlı ilçelerden biri

ARPA


[isim] [bitki bilimi]
  • Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)

    Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? - Falih Rıfkı Atay

[argo]
  • Rüşvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arpa eken buğday biçmez
  • arpa ektim, darı çıktı
  • arpa samanıyla, kömür dumanıyla
  • arpası çok gelmek
  • arpa unundan kadayıf olmaz
  • arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez

Birleşik Kelimeler: arpa ekmeği, arpa güvesi, arpa suyu, arpa şehriye, yemlik arpa


ARUZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarūż)


[isim] [edebiyat]
  • Aruz vezni

Birleşik Kelimeler: aruz ölçüsü, aruz vezni


ARZU (Kelime Kökeni: Farsça ārzū)


[isim]
  • İstek, dilek

    Zaten insanın en büyük hususiyeti, içinde bulunduğu hâlden kurtulma arzusudur. - Ahmet Muhip Dranas

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arzu duymak
  • arzu etmek
  • arzusu kalmak


ARAP


[isim] [halk ağzında]
  • Fotoğrafın negatifi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arap gibi olmak
  • arap olayım

[isim]
  • Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse
[sıfat] [mecaz]
  • Koyu esmer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Arap'ın yalellisi gibi
  • Arap uyandı (veya Arap'ın gözü açıldı)

Birleşik Kelimeler: Arap alfabesi, Arap rakamları, arap sabunu, arapsaçı, Arap tavşanı, Arap zamkı


PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [ekonomi]
  • Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

[eskimiş]
  • Kuruşun kırkta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • para akmak
  • para basmak
  • para bozmak
  • para çekmek
  • para çıkarmak
  • para çıkışmamak
  • paradan çıkmak
  • para dökmek (veya akıtmak)
  • para dönmek
  • para etmek
  • para etmemek
  • para getirmek
  • para ile değil
  • para ile değil, sıra ile
  • para kesmek
  • para kırmak
  • paranın üstü
  • paranın yüzü sıcaktır
  • para parayı çeker
  • para peşin, kırmızı meşin
  • para saçmak
  • para saymak
  • parasını çekmek
  • parasını çıkarmak
  • parasını sokağa atmak
  • parasını yemek
  • parasıyla rezil olmak
  • para sızdırmak (veya koparmak)
  • para tutmak
  • paraya çevirmek
  • paraya kıymak
  • paraya para (veya pul) dememek
  • para yapmak
  • paraya sıkışmak
  • para yatırmak
  • para yedirmek
  • para yemek
  • parayı araya değil, paraya vermeli
  • parayı basmak (veya bastırmak)
  • parayı denize atmak
  • parayı veren düdüğü çalar

Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası


PATA (Kelime Kökeni: İtalyanca patta)


[isim]
  • Oyunda yenen ve yenilen olmaması, berabere kalma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pata çakmak
  • pata gelmek
  • pata olmak


TRAP (Kelime Kökeni: Fransızca trappe)


[isim]
  • Hendek, tuzak
[tiyatro]
  • Sahnede yerde bulunan kapak