ZAMKIARABİ Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



ZAMKIARABİ harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli ZAMKIARABİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ZAMBAK12, KAZIMA11, MIZRAK11, MARKİZ10, MARAZİ10, MARAZA10, RAZAKI10, ABRAMA9, KAZARA9, MARABA9, AKRABA8, BARAKA8, BAKARA8, IRAMAK8, KARIMA8, KABARA8, ARAMAK7, KARAİM7, KARAMA7, KAMARA7, MAKARA7


ARAMAK


[-i]
  • Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak

    Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Şart koşmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aramakla bulunmaz
  • arayan Mevla'sını da bulur, belasını da
  • arayıp (veya aramak) taramak
  • arayıp da bulamamak
  • arayıp sormak


KARAİM (Kelime Kökeni: İbranice)


[isim]
  • Çoğu Türk soyundan olan ve genellikle Polonya ve Litvanya topraklarında oturan bir Musevi topluluğu, Karay

KARAMA


[isim]
  • Karamak işi

KAMARA (Kelime Kökeni: İtalyanca camera)


[isim] [denizcilik]
  • Gemilerde oda

    Annem kamaraya girdi, ben güverteye çıktım. - Ruşen Eşref Ünaydın

Birleşik Kelimeler: hesap kamarası, Lortlar Kamarası


MAKARA (Kelime Kökeni: Arapça bekere)


[isim]
  • Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
[denizcilik]
  • Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makara çekmek
  • makara gibi
  • makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek)
  • makarasını çözmek
  • makaraya almak (veya sarmak)


AKRABA (Kelime Kökeni: Arapça aḳribā)


[isim] [hukuk]
  • Kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler

    Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]
  • Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular

    Zulüm zorbalıkla akrabadır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akraba çıkmak
  • akraba olmak

Birleşik Kelimeler: akraba diller, hısım akraba, uzak akraba, uzaktan akraba, yakın akraba


BARAKA (Kelime Kökeni: İtalyanca baracca)


[isim]
  • Tahta, çinko vb. hafif şeylerden yapılmış, temelsiz, eğreti yapı

    Tren şehre girerken yerlilerin teneke barakaları görünür. - Orhan Seyfi Orhon


BAKARA (Kelime Kökeni: Fransızca baccara)


[isim]
  • İskambil kâğıdı ile oynanan bir kumar

    Geçenlerde bir iş adamı bakarada yüz bin liraya yakın para kaybetti. - Falih Rıfkı Atay


IRAMAK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Uzaklaşmak, uzamak, ara açılmak

    Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım - Halk türküsü


KARIMA


[isim]
  • Karımak işi

KABARA


[isim]
  • Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi

ABRAMA


[isim]
  • Abramak işi

KAZARA (Kelime Kökeni: Arapça ḳażāʾ + Farsça -rā)


[zarf]
  • Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen, ezkaza

    Kazara çarptım herifçioğluna, koyduğu şeytan minarelerinin üstüne kıçüstü düşüverdi. - Sait Faik Abasıyanık


MARABA



MARKİZ (Kelime Kökeni: Fransızca marquise)


[isim]
  • Markinin karısı
[mimarlık]
  • Bir kapı veya pencere önünde yağmurdan korunmak için yapılan saçak