YUVARLATMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



YUVARLATMAK harflerini içeren 8 harfli 22 kelime bulunuyor. 8 harfli YUVARLATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AKVARYUM18, YUVALAMA18, YUVARLAK17, YALVARMA17, KAVRULMA16, KAVURTMA16, AVLATMAK15, KAVRATMA15, KAVLATMA15, MARTAVAL15, TAVLAMAK15, TAVUKLAR15, UYARLAMA12, AYARTMAK11, KAYTARMA11, TAYLAMAK11, YALATMAK11, YARATMAK11, TURLAMAK10, TURALAMA10, ALATURKA9, KARTALMA9


ALATURKA (Kelime Kökeni: İtalyanca alla turca)


[sıfat]
  • Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı

    Alaturka, eski tahta kapısının dışarıdan da içeriden de çengelleri var. - Ayla Kutlu

[isim]
  • Alaturka saat

    Biz alaturka 10 sularında mektepten çıkardık. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Düzensiz, yöntemsiz

    Alaturka çalışma.

Birleşik Kelimeler: alaturka müzik, alaturka saat, alaturka tuvalet


KARTALMA


[isim]
  • Kartalmak işi

TURLAMAK


[nesnesiz]
  • Tur atmak, dolaşmak, dönüp durmak, turalamak

    Futbolcular Kuşadası'nda turluyor.


TURALAMA


[isim]
  • Turalamak işi

AYARTMAK


[-i]
  • Baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak

    Allah'ı ileri sürerek kadınları ayartacak aklınca. - Refik Halit Karay


KAYTARMA


[isim]
  • Kaytarmak işi

    Kaytarmaya kalkıştım mı öfkeleniyor, çıkışıyor bana. - Tomris Uyar


TAYLAMAK


[nesnesiz]
  • Kısrak doğurmak

YALATMAK


[-e] [-i]
  • Yalama işini yaptırmak

YARATMAK


[-i] [din bilgisi]
  • Allah, olmayan bir şeyi var etmek

    Allah, mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz] [mecaz]
  • Zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey ortaya koymak, yapmak

    Bir cazibe yaratmak için ne yapmalı diye düşünüyorduk. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz] [mecaz]
  • Olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak

    Bu haber sinirli bir hava yarattı. Yangın büyük tehlike yarattı.


UYARLAMA


[isim]
  • Uyarlamak işi, adaptasyon
[edebiyat]
  • Bir eseri çevrildiği dilin, konuşulduğu toplumun yaşayışına, inançlarına uydurma
[teknik]
  • Birbirine uydurma
[sıfat]
  • Uyarlanmış, adapte edilmiş

AVLATMAK


[-e] [-i]
  • Avlanma işini yaptırmak

    Valinin bunları avlatıp yemesi oralılara çirkin, biraz da iğrenç görünürdü. - Memduh Şevket Esendal


KAVRATMA


[isim]
  • Kavratmak işi

KAVLATMA


[isim]
  • Kavlatmak işi

MARTAVAL


[isim] [argo]
  • Yalan, uydurma söz, palavra

    Dünkü yazdıklarının bütün martaval olduğunu bugün itiraf etmez misin? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • martaval atmak (veya okumak)


TAVLAMAK


[-i]
  • İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek
[mecaz]
  • Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak
[mecaz]
  • Ümit vererek kandırmak, kendine bağlamak, aldatmak
[argo]
  • Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek

    Hiçbir namuslu insan kendisine gönül vermiş bir kızdan, tavladım, diye söz etmez. - Orhan Kemal