YUMUŞAKLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



YUMUŞAKLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 31 kelime bulunuyor. 6 harfli YUMUŞAKLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

UYUŞMA14, ŞAŞMAK13, ŞAKŞAK12, YAŞAMA12, YAŞMAK12, KUŞLUK11, MAŞUKA11, ŞAMAMA11, UYULMA11, UYUMAK11, ULAŞMA11, YUMMAK11, KUŞLAK10, KUYMAK10, MUMLUK10, MAŞALA10, UMULMA10, YAMAMA10, AYLAMA9, KUMLUK9, KAYMAK9, ULUMAK9, YAKMAK9, YALAMA9, AKYAKA8, MALAMA8, ULAMAK8, YALAKA8, AKLAMA7, KALKMA7, KALMAK7


AKLAMA


[isim]
  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi


KALKMA


[isim]
  • Kalkmak işi

    Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar


KALMAK


[nesnesiz]
  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

[-de]
  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]
  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

[-de]
  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]
  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]
  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]
  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]
  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

[-le]
  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]
  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

[yardımcı fiil]
  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]
  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış


AKYAKA


[isim]
  • Kars iline bağlı ilçelerden biri

MALAMA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [halk ağzında]
  • Samanla karışık tahıl

ULAMAK


[-e] [-i]
  • Eklemek, katmak, ilave etmek

YALAKA


[isim] [halk ağzında]
  • Dalkavuk
[sıfat]
  • Arsız, sırnaşık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalaka olmak


AYLAMA


[isim]
  • Aylamak işi

KUMLUK


[isim]
  • Kumsal

    Çocukların top oynadıkları kumluktan iskeleye doğru yürürken hep planlar kuruyordu. - Cahit Uçuk

[sıfat]
  • Kumu çok olan

    Kumluk arazi.


KAYMAK


[isim]
  • Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman, krema
[mecaz]
  • Bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaymağını almak (veya yemek)
  • kaymağı seven mandayı yanında taşır
  • kaymak bağlamak (veya tutmak)
  • kaymak gibi

Birleşik Kelimeler: kaymakaltı, kaymak kâğıdı, kaymak tabakası, kaymak takımı, kaymak taşı, Afyon kaymağı, kireç kaymağı, nişadır kaymağı

[nesnesiz]
  • Düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek

    Sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı. - Osman Cemal Kaygılı

[mecaz]
  • Görüş, düşünce veya tutumunu değiştirmek
[argo]
  • Cinsel ilişkide bulunmak

Birleşik Kelimeler: kaykaç, kaykay, sinekkaydı


ULUMAK


[nesnesiz]
  • Köpek, kurt, çakal vb. hayvanlar uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak

    Geceleyin çakallar etrafta dolaşır, ulurlardı. - Sait Faik Abasıyanık


YAKMAK


[nesnesiz]
  • Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek
[-i]
  • Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak

    Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]
  • Çok sıcak olmak

    Bugün güneş yakıyor.

[tıp]
  • Tedavi etmek amacıyla doku, damar vb. dağlamak
[mecaz]
  • Silahla vurmak
[mecaz]
  • Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek

    Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Güçlü sevgi uyandırmak
[mecaz]
  • Zamanında kullanılmadığından hükmünü yitirmek

    Biletini ve tatilini yaktı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yakıp yıkmak

Birleşik Kelimeler: yakan top, yakar top

[nesnesiz]
  • Türkü, ağıt vb. düzenlemek, bestelemek

YALAMA


[isim]
  • Yalamak işi
[sıfat]
  • Üzeri düzleşmiş, dişleri aşınmış olan (vida, cıvata vb.)
[sıfat]
  • Fırça izleri belli etmeden yapılan (resim)
[sıfat] [argo]
  • Sözünde durmayan (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalama olmak

Birleşik Kelimeler: yalama uçuş, yalama yazı


KUŞLAK


[isim] [eskimiş]
  • Av kuşları bol olan yer

KUYMAK


[isim] [halk ağzında]
  • Mısır unu, tereyağı, peynir ve su ile yapılan bir yemek