YULAF harflerinden oluşan 18 kelime bulunuyor. YULAF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yulaf kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
FULYA14, YULAF14
4 Harfli Kelimeler
FAUL11
3 Harfli Kelimeler
YUF12, FAY11, FUL10, FLU10, FAL9, LAF9, YAL5, ULA4
2 Harfli Kelimeler
UF9, AF8, FA8, AY4, YA4, AL2, LA2
AL
[isim]
-
Kanın rengi, kızıl, kırmızı
[sıfat]
-
Bu renkte olan
Al bayrak. Al çuha.
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- al elmaya taş atan çok olur
- al giymedim ki alınayım
- al gömlek gizlenemez
- alı alına, moru moruna
- alı al, moru mor
- al kanlara boyanmak
- al kiraz üstüne kar yağmış
Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
[isim] [eskimiş]
-
Aldatma, düzen, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
[kimya]
-
Alüminyum elementinin simgesi
LA
(Kelime Kökeni: İtalyanca la)
[isim] [müzik]
-
Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
[kimya]
-
Lantan elementinin simgesi
ULA
[isim]
-
Muğla iline bağlı ilçelerden biri
AY
[ünlem]
[isim]
-
Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre
Ata Sözleri ve Deyimler
- ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta
- ay aydın, hesap belli
- ay gibi
- ay harmanlanmak
- ayı gördüm, yıldıza itibarım (veya minnetim) yok
- ayı görmeden bayram etme
- ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez
Birleşik Kelimeler: ay balığı, ay balta, aybaşı, ay başı, aybeay, ay çekirdeği, ayçiçeği, ay çöreği, aydede, aydemir, ay dönümü, ayevi, ay gün takvimi, ay gün yılı, ay hâli, ay ışığı, ay karanlığı, ay modülü, ay örümceği, ay parçası, ay takvimi, ay yıldız, ay yılı, ayda yılda bir, aydan aya, ayrıksı ay, dolunay, dönencel ay, gücük ay, kamerî ay, küçük ay, mübarek ay, yarım ay, yeni ay, aşure ayı, bayram ayı, büyük mevlit ayı, büyük tövbe ayı, cicimayı, döl ayı, küçük mevlit ayı, küçük tövbe ayı, matem ayı, orak ayı, ayın on dördü, üç aylar, tövbe ayları
[isim] [gök bilimi]
-
Dünya'nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh
Birleşik Kelimeler: Ay tutulması
YA
(Kelime Kökeni: Arapça yā)
[ünlem]
-
`Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü
Yürü ya mübarek!
[edat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- ya Allah
- ya Rabbi (veya Rab)
- ya sabır
- ya sabır çekmek
- ya ya ya şa şa şa
Birleşik Kelimeler: yalelli
[bağlaç]
-
Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz
Ya, bu adam kim?
Birleşik Kelimeler: ya da, yahut, veya
YAL
[isim] [halk ağzında]
-
Köpek ve sığırlara yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yiyecek
AF
(Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)
[isim]
-
Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
Ata Sözleri ve Deyimler
- af buyurun!
- af çıkarmak
- af dilemek
- affa uğramak
- affını dilemek (veya istemek)
- affınıza sığınarak
Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af
FA
(Kelime Kökeni: İtalyanca fa)
[isim] [müzik]
-
Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
Birleşik Kelimeler: fa anahtarı
FAL
(Kelime Kökeni: Arapça fāl)
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- fala bakmak
- fal açmak (veya bakmak)
Birleşik Kelimeler: falname, fal taşı, bakla falı, el falı, kahve falı, papatya falı
LAF
(Kelime Kökeni: Farsça lāf)
[isim]
[ünlem]
[mecaz]
Ata Sözleri ve Deyimler
- lafa başlamak
- lafa boğmak
- laf açmak
- lafa dalmak
- lafa karışmak
- laf altında kalmamak
- laf anlamaz
- laf anlatmak
- laf aramızda
- laf atmak
- lafa tutmak
- laf çakmak (veya çarptırmak veya dokundurmak)
- laf çıkarmak
- laf çıkmak
- laf dinlemek
- laf düşmemek
- laf etmek
- laf geçirmek
- laf gelmek
- laf getirmek
- laf götürmek
- lafı ağzına tıkamak
- lafı ağzında bırakmak
- lafı ağzında gevelemek
- lafı ağzında kalmak
- lafı ağzından almak
- lafı bağlamak
- lafı çevirmek
- lafı dağıtmak
- lafı değiştirmek
- lafı dolandırmak
- lafı döndürüp dolaştırmak
- lafı edilmek
- lafı geçmek
- lafı kesmek
- lafı kıçından anlamak
- lafı kıçından dinlemek
- lafı kısa kesmek
- lafı mı olur?
- lafına gelmek
- lafını (veya lafınızı) balla kestim (veya kesiyorum)
- lafını bilmek
- lafını esirgememek (veya sakınmamak)
- lafını etmek
- lafını geri almak
- lafını kesmek
- lafını yabana atmamak
- lafını yedirmek
- lafını yemek
- lafı sulandırmak
- lafı tartmak
- lafı uzatmak
- laf işitmek
- laf kaynayıp gitmek
- laf lafı açar
- lafla peynir gemisi yürümez
- laf ola beri gele!
- laf olmak
- laf olsun âdet yerini bulsun
- laf oturtmak
- laf söyledi bal kabağı!
- lafta kalmak
- laftan anlamak
- laf taşımak
- laf torbaya girmez
- laf tutmak
- laf yakıştırmak
- laf yapmak
- laf yetiştirmek
- laf yok!
Birleşik Kelimeler: laf cambazı, laf ebesi, laf kalabalığı, laf salatası, lafügüzaf, boş laf, iri laf, kuru laf, çocuk lafı
UF
(Kelime Kökeni: ünl.)
Ata Sözleri ve Deyimler
FUL
(Kelime Kökeni: Arapça fūl)
[isim] [bitki bilimi]
-
Taşkırangillerden, birçok türü bulunan ağaççık ve bunun güzel kokulu beyaz çiçeği (Casmin sambac)
Birleşik Kelimeler: Hint fulü, Mısır fulü
[isim]
-
Poker oyununda eldeki beş kâğıttan üçünün aynı renk veya biçimde, ikisinin başka bir renk veya biçimde olması durumu
FLU
(Kelime Kökeni: Fransızca flou)
[sıfat]
[isim]
-
Fotoğrafta net olmayan görüntü
FAUL
(Kelime Kökeni: İngilizce faul)
[isim] [spor]
-
Karşılaşmalarda rakip oyuncuya yapılan kural dışı hareket
[mecaz]
-
Genel kurallara uygun olmayan, hoşa gitmeyen hareket, duruş vb
FAY
(Kelime Kökeni: Fransızca faille)
[isim] [jeoloji]
-
Kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, kırık (III)