Ye ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler



YE harfleri ile başlayan 5 harfli 41 kelime bulunuyor. Başında YE olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "ye ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Ye olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

YEGAH15, YEVMİ14, YEĞNİ14, YEĞEN14, YEĞİN14, YEYGİ13, YELVE13, YEDİZ12, YEMCİ11, YEMİŞ11, YENGE11, YENGİ11, YERGİ11, YEŞİM11, YEGAN11, YEZİT10, YELEÇ10, YEŞİL10, YEDME10, YEREY9, YEDEK9, YETME8, YETİM8, YEKUN8, YELME8, YEMEK8, YEMİN8, YENME8, YERME8, YETKİ7, YELEK7, YELİN7, YELLİ7, YENİK7, YENLİ7, YEREL7, YERLİ7, YETER7, YETİK7, YETKE7, YEKTA7


YETKİ


[isim]
  • Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet

    Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yetki vermek

Birleşik Kelimeler: yetki belgesi, yetki devri, yetki gasbı, sınırsız yetki, takdir yetkisi, yargı yetkisi, yasama yetkisi


YELEK


[isim]
  • Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi

    Sağ elini yelek cebine attı. - Ömer Seyfettin

[halk ağzında]
  • Kuş kanadının büyük tüyü, telek

Birleşik Kelimeler: çelik yelek, bağır yeleği, can yeleği, cankurtaran yeleği, ikaz yeleği


YELİN


[isim] [halk ağzında]
  • İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü

YELLİ


[sıfat]
  • Yeli çok olan, rüzgârlı

    Yelli bir tepe.

[mecaz]
  • İşveli, fıkırdak

YENİK


[sıfat]
  • Yenmiş, aşınmış

    Önümüzde sakat ve her tarafı yenik masacıklar duruyor. - Refik Halit Karay

[isim]
  • Bir hayvanın veya böceğin bir şeyi yiyerek o şeyde bıraktığı iz

    Boynunda pire yenikleri vardı. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: bityeniği, bit yeniği, güve yeniği, kurtyeniği, kurt yeniği

[sıfat]
  • Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yenik düşmek
  • yenik saymak


YENLİ


[sıfat]
  • Yenleri olan

    Geniş yenli gömlek.


YEREL


[sıfat]
  • Yöresel
[gök bilimi]
  • Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan
[tıp]
  • Sınırlı bir yerle ilgili olan, mevzii, lokal

Birleşik Kelimeler: yerel ağ, yerel korozyon, yerel radyo, yerel saat, yerel televizyon, yerel yayın, yerel yönetim


YERLİ


[sıfat]
  • Taşınamayan, başka yere götürülemeyen

    Yerli dolap. Yerli sedir.

Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli


YETER


[sıfat]
  • İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yeter derecede
  • yeteri kadar

Birleşik Kelimeler: yeter sayı


YETİK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Yetişmiş, erişmiş, büyümüş

Birleşik Kelimeler: aklı yetik


YETKE


[isim]
  • Otorite

    Saçmalama özgürlüğüme hiç kimsenin, hiçbir yetkenin karışamayacağına sevindim. - Tomris Uyar


YEKTA (Kelime Kökeni: Farsça yektā)


[sıfat] [eskimiş]
  • Tek, eşsiz

YETME


[isim]
  • Yetmek işi

Birleşik Kelimeler: yeni yetme


YETİM (Kelime Kökeni: Arapça yetīm)


[sıfat]
  • Babası ölmüş olan (çocuk), babasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yetimi okşamışlar, vay sırtım demiş

Birleşik Kelimeler: yetimhane


YEKÛN (Kelime Kökeni: Arapça yekūn)


[isim] [matematik]
  • Toplam

    Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yekûn çekmek

Birleşik Kelimeler: ceman yekûn, topyekûn