YAVUZELİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



YAVUZELİ harflerini içeren 4 harfli 27 kelime bulunuyor. 4 harfli YAVUZELİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

UZVİ14, İVAZ13, VİZE13, VAİZ13, YUVA13, VEYA12, VİYA12, YAVE12, AVLU11, ULVİ11, ALEV10, EVLİ10, EVLA10, LİVA10, LEVA10, UZAY10, VELİ10, VALE10, VALİ10, ZİYA9, ZAYİ9, ZULA8, AZİL7, AZEL7, ZİLE7, ZAİL7, AİLE4


AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)


[isim] [toplum bilimi]
  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

[halk ağzında]
  • Eş, karı

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile


AZİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿazl)


[isim]
  • Görevden alma

Birleşik Kelimeler: azledilmek, azletmek, azlolunmak


AZEL


[isim] [ekonomi]
  • Sunumun birkaç satıcı tarafından yapıldığı ve bu az sayıdaki satıcının birbirlerinin üretim kararlarından etkilendiği piyasa türü, oligopol

ZİLE


[isim]
  • Tokat iline bağlı ilçelerden biri

ZAİL (Kelime Kökeni: Arapça zāʾil)


[sıfat] [eskimiş]
  • Yok olan, ortadan kalkan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zail olmak


ZULA


[isim] [argo]
  • Kaçak ve yasak şeylerin saklandığı gizli yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zula etmek
  • zulaya atmak


ZİYA (Kelime Kökeni: Arapça żiyāʾ)


[isim] [eskimiş]
  • Işık

    Dışarıda, batmış güneşin bıraktığı ziya artık fersizleşiyor. - Refik Halit Karay


ZAYİ (Kelime Kökeni: Arapça żāyiʿ)


[isim]
  • Kaybolma, yitme
[sıfat]
  • Kayıp
[sıfat]
  • Yok olmuş, elden çıkmış, mahvolmuş
[sıfat]
  • İşe yaramayan, yararsız, boş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zayi etmek
  • zayi olmak


ALEV


[isim]
  • Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule

    Alevi ve bağrışmaları gören kadın erkek herkes evimizin bahçesine doldu. - Etem İzzet Benice

[mecaz]
  • Aşk ateşi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alev almak
  • alev bacayı (veya saçağı) sarmak
  • alev gibi parlamak

Birleşik Kelimeler: alev alev, alev kırmızısı, alev lambası, alev makinesi, alev rengi, çıplak alev, saman alevi, tandır alevi


EVLİ


[sıfat]
  • Evlenmiş olan (kadın veya erkek)

    İlk tanıştığı adamlara derhâl evli olup olmadıklarını sorar. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • evli evine, köylü köyüne
  • evlinin bir evi var, kiracının bin evi var

Birleşik Kelimeler: evli barklı, tek evli


EVLA (Kelime Kökeni: Arapça evlāʾ)


[sıfat] [eskimiş]
  • Daha iyi, yeğ

    Bir şeyi bilmek, onun cahili olmaktan evladır, diyen bir hadis vardır. - Abdülhak Şinasi Hisar


LİVA (Kelime Kökeni: Arapça livā)


[isim] [eskimiş]
  • Sancak

    Eski İzmir vilayetiyle livalarında beklenmedik zorluklarla karşılaşmıştır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[askerlik]
  • Tugay

    Süvari livalarında uzun hizmeti geçmiş olan Fahrettin Bey... - Attila İlhan

[askerlik]
  • Tuğgeneral

Birleşik Kelimeler: mirliva, açıklar livası


LEVA (Kelime Kökeni: Bulgarca)


[isim]
  • Bulgar para birimi

UZAY


[isim] [gök bilimi]
  • Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk, feza, mekân

Birleşik Kelimeler: uzay adamı, uzay aracı, uzay bilimi, uzay eğrisi, uzay gemisi, uzay geometri, uzay hukuku, uzay istasyonu, uzay kapsülü, uzay pilotu, uzay savaşı, uzay sondası, uzay taşı, uzay uçuşu, uzay üssü


VELİ (Kelime Kökeni: Arapça velī)


[isim]
  • Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her türlü davranışından sorumlu kimse, ege, iye
[din bilgisi]
  • Ermiş

    Anadolu'da hele Rumeli'de her yolüstünde, her tepede görülen türbelerde yatan veliler... - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: veliaht, velinimet, veliyullah