YAVRUCAĞIZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



YAVRUCAĞIZ harflerini içeren 4 harfli 36 kelime bulunuyor. 4 harfli YAVRUCAĞIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AĞCI15, AĞIZ15, AVCI14, YAĞI14, CIVA14, AVAZ13, VAAZ13, YIVA13, YUVA13, AYVA12, AĞIR12, AĞRI12, UĞRA12, AZCA10, AVAR10, UZAY10, YAZI10, AYAZ9, ARIZ8, ARUZ8, ARZU8, ACUR8, RAZI8, RIZA8, CURA8, ARAZ7, AYRI7, AZAR7, ACAR7, RACA7, URAY7, YARI7, ZARA7, ARYA6, AYAR6, YARA6


ARYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)


[isim] [müzik]
  • Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça

AYAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyār)


[isim]
  • Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu

    Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi.

[mecaz]
  • Değer, derece

    Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayar almak
  • ayar etmek
  • ayar vermek

Birleşik Kelimeler: ayarı bozuk, aklı tam ayar, balans ayarı, saat ayarı


YARA


[isim]
  • Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik

    Yaranı tımar ettiler mi? - Nazım Hikmet

[mecaz]
  • Dert, üzüntü, acı

    Bu yarayı deşmeyin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yara açmak
  • yara almak
  • yara işlemek
  • yara kapanmak
  • yarasını deşmek
  • yarası olan gocunur (veya gocunsun)
  • yaraya merhem olmak
  • yaraya tuz biber ekmek
  • yarayı tazelemek

Birleşik Kelimeler: yara bandı, yara bere, yara otu, açık yara, ağır yara, kızılyara, ciğer yarası, dil yarası, gönül yarası, kalp yarası, yatak yarası, yürek yarası


ARAZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraż)


[isim] [felsefe]
  • İlinek
[tıp]
  • Belirti

    Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]
  • Belirtiler

AYRI


[sıfat]
  • Başka, başka türlü

    Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu. - Lâtife Tekin

[zarf]
  • Yalnız, tek başına

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayrı baş çekmek
  • ayrı düşmek
  • ayrı eve çıkmak
  • ayrı seçi yapmak
  • ayrı tutmak

Birleşik Kelimeler: ayrı ayrı, ayrı basım, ayrı cinsten, ayrı gayrı, ayrı çanak yapraklılar, ayrı taç yapraklılar


AZAR (Kelime Kökeni: Farsça āzār)


[isim]
  • Paylama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azar işitmek


ACAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿacar)


[sıfat]
  • Atılgan
[halk ağzında]
  • Yeni
[isim]
  • Güneybatı Kafkasya'nın Türkiye sınırına yakın bölgesinde yaşayan bir halk, Acara

RACA (Kelime Kökeni: Fransızca raja)


[isim]
  • Hindistan'da prenslere verilen unvan

URAY


[isim] [eskimiş]
  • Belediye

YARI


[sıfat]
  • Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
[isim]
  • Devre arası

    Birinci yarıda dört gol attık.

[zarf]
  • Gereğinden az, tam olmayarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarıda kalmak
  • yarı yolda bırakmak

Birleşik Kelimeler: yarı açık cezaevi, yarı ağır sıklet, yarı alan, yarı asalak, yarı başkalaşma, yarı başkanlık, yarı bel, yarı belgesel, yarı buçuk, yarıçap, yarı final, yarı finalist, yarı gece, yarı geçirgen, yarı göçebe, yarı gölge, yarı hücre, yarı iletken, yarı karanlık, yarı kurak, yarı kübik, yarı küre, yarı mamul, yarı orta sıklet, yarı otomatik, yarı resmî, yarı saha, yarı sanayileşme, yarı saydam, yarı son, yarı yarıya, yarıyıl, ikinci yarı, ilk yarı, iri yarı, ana yarısı, baba yarısı, gece yarısı


ZARA


[isim]
  • Sivas iline bağlı ilçelerden biri

ARIZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿāriż)


[sıfat] [eskimiş]
  • Sonradan ortaya çıkan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arız olmak


ARUZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarūż)


[isim] [edebiyat]
  • Aruz vezni

Birleşik Kelimeler: aruz ölçüsü, aruz vezni


ARZU (Kelime Kökeni: Farsça ārzū)


[isim]
  • İstek, dilek

    Zaten insanın en büyük hususiyeti, içinde bulunduğu hâlden kurtulma arzusudur. - Ahmet Muhip Dranas

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arzu duymak
  • arzu etmek
  • arzusu kalmak


ACUR


[isim] [bitki bilimi]
  • Kabakgillerden, kabuğu çizgili ve tüylü, yeşil veya sarımtırak, üzeri yeşil lekeli, irice bir meyve (Cucumis flexuosus)