YATAKHANE harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli YATAKHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HAYA10,
ATEH8,
HATA8,
HANE8,
AYET6,
AYNA6,
AYAN6,
AYAK6,
KAYA6,
TAYA6,
YAKA6,
ANKA4,
ATAK4,
AKNE4,
KANT4,
KANA4,
KENT4,
NAAT4,
TANK4,
TANE4,
TAKA4
ANKA
(Kelime Kökeni: Arapça ʿanḳā)
[isim]
-
Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Simurg, Zümrüdüanka
Birleşik Kelimeler: Zümrüdüanka
ATAK
[sıfat]
[halk ağzında]
[isim] [tıp]
-
Aniden başlayan hastalık nöbeti
[isim]
[spor]
-
Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak
AKNE
(Kelime Kökeni: Fransızca acné)
[isim] [tıp]
-
Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce
KANT
(Kelime Kökeni: Arapça ḳand)
[isim]
-
Şeker ve limonla içilen sıcak su
KANA
(Kelime Kökeni: İtalyanca canna)
[isim] [denizcilik]
-
Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler
KENT
(Kelime Kökeni: Soğdca)
[isim]
[eskimiş]
Birleşik Kelimeler: kent efsanesi, kent soylu, kentler arası, ana kent, başkent, çadır kent, mantar kent, megakent, yörekent, uydu kent
NAAT
(Kelime Kökeni: Arapça naʿt)
[isim] [eskimiş]
-
Bir şeyin niteliklerini övme
[edebiyat]
-
Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside
TANK
(Kelime Kökeni: Fransızca tank)
[isim] [askerlik]
-
Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı
Birleşik Kelimeler: tanksavar, safra tankı
TANE
(Kelime Kökeni: Farsça dāne)
[isim]
-
Herhangi bir sayıda olan şey, adet
[bitki bilimi]
-
Çekirdekli küçük meyve
Üzüm tanesi. Nar tanesi.
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane
TAKA
[isim] [denizcilik]
[mecaz]
-
Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz
AYET
(Kelime Kökeni: Arapça āyet)
[isim] [din bilgisi]
AYNA
(Kelime Kökeni: Farsça āyīne)
[isim]
[sıfat] [argo]
-
İyi bir durumda, yolunda
İşimiz ayna.
[mecaz]
[denizcilik]
[denizcilik]
-
Gemilerde işaretçi erlerin kullandığı dürbün
[denizcilik]
-
Akıntı ve anaforun birleştiği yerde oluşan su burgacı
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: aynagöz, ayna taşı, ayna tırnağı, döner ayna, boy aynası, cüce aynası, deniz aynası, dev aynası, dikiz aynası, endam aynası, ışık aynası
ÂYAN
(Kelime Kökeni: Arapça aʿyān)
[isim] [eskimiş]
[sıfat] [eskimiş]
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: ayan beyan
AYAK
[isim] [anatomi]
-
Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
[halk ağzında]
-
Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
[coğrafya]
[edebiyat]
-
Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
[edebiyat]
[matematik]
-
Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
Dikme ayağı.
[spor]
-
Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri
[spor]
-
Altılı ganyanda yer alan her bir koşu
[madencilik]
-
Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayağa düşmek
- ayağa fırlamak
- ayağa kaldırmak
- ayağa kalkmak
- ayağı (veya ayakları) dolaşmak
- ayağı (veya ayakları) suya ermek
- ayağı alışmak
- ayağı almak
- ayağı düşmek
- ayağı düze basmak
- ayağı gitmemek
- ayağı ile gelmek
- ayağına (veya ayaklarına) kapanmak
- ayağına bağ olmak
- ayağına bağ vurmak
- ayağına çağırmak
- ayağına çelme takmak
- ayağına dolanmak (veya dolaşmak)
- ayağına düşmek
- ayağına geçirmek
- ayağına gelmek
- ayağına getirmek
- ayağına gitmek
- ayağına ip takmak
- ayağına kira istemek
- ayağına sağlık
- ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
- ayağına sıkmak
- ayağına üşenmemek
- ayağında donu yok, fesleğen ister (veya takar) başına
- ayağını (veya ayaklarını) altına almak
- ayağını (veya ayaklarını) öpeyim
- ayağını (veya ayaklarını) sürümek
- ayağını alamamak
- ayağını bağlamak
- ayağını çekmek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayağını giymek
- ayağını kaydırmak
- ayağını kesmek
- ayağının (veya ayaklar) altında
- ayağının (veya ayaklarının) altını öpeyim
- ayağının altına almak
- ayağının altına karpuz kabuğu koymak
- ayağının bağını çözmek
- ayağının bastığı yerde ot bitmez
- ayağının pabucunu başına giymek
- ayağının pabucu olamamak
- ayağının tozu ile
- ayağının tozunu silmeden
- ayağının türabı olmak
- ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
- ayağını tek almak
- ayağını vurmak
- ayağını yorganına göre uzat
- ayağı yerden kesilmek
- ayağı yürüten baştır
- ayak açmak (veya vermek)
- ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
- ayak almak
- ayak atmak
- ayak atmamak
- ayak ayak üstüne atmak
- ayak basmak
- ayak basmamak
- ayak çekmek
- ayak değiştirmek
- ayak diremek
- ayaklar altına almak
- ayaklar baş, başlar ayak olmak
- ayakları geri geri gitmek
- ayaklarına (veya ayağına) kara su (veya sular) inmek
- ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
- ayaklarını yerden kesmek
- ayakları üstünde durmak
- ayakları yere değmemek
- ayak sürümek
- ayak tutmak
- ayak uydurmak
- ayak üstünde olmak
- ayak vermek
- ayak yapmak
Birleşik Kelimeler: ayakaltı, ayak atışı, ayak bağı, ayakbastı, ayak bileği, ayak divanı, ayak hatası, ayak havlusu, ayak işi, ayak izi, ayakkabı, ayak keseri, ayak kirası, ayak oyunu, ayak perde, ayak satıcısı, ayak tabanı, ayaktakımı, ayak tarağı, ayak tedavisi, ayak tenisi, ayak teri, ayak topu, ayakucu, ayak ucu, ayaküstü, ayaküzeri, ayakyolu, ayağı bağlı, ayağı uğurlu, ayağı üzengide, ayağına çabuk, ağırayak, altıncı ayak, arka ayak, beşinci ayak, bir ayak evvel, birinci ayak, çatal ayak, dördüncü ayak, dört ayak, düzayak, giderayak, gömme ayak, ikinci ayak, kırkayak, önayak, ön ayak, sacayak, takma ayak, üçayak, üçüncü ayak, yalancı ayak, yalın ayak, yarım ayak, tepeden ayağa, danaayağı, domuzayağı, duvar ayağı, eli ayağı düzgün, göl ayağı, horozayağı, itayağı, kazayağı, kediayağı, kurtayağı, sacayağı, tavşanayağı, tavukayağı, turnaayağı, eline ayağına çabuk
KAYA
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaya gibi
- kaya uçmazsa dere dolmaz
Birleşik Kelimeler: kaya balığı, kayabaşı, kaya güvercini, kaya hanisi, kaya horozu, kaya keleri, kaya lifi, kaya örümceği, kaya sansarı, kaya sarımsağı, kaya suyu, kaya tuzu, azmankaya, cam kaya, kesme kaya, kör kaya, mantar kaya, sapkın kaya, akınkayası, kömürkayası, kumkayası, sazkayası, tatlısu kayası