YAPISALLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler



YAPISALLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 42 kelime bulunuyor. 8 harfli YAPISALLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PAYLAŞIM19, SAPLAYIŞ19, YAPIŞMAK19, KAPLAYIŞ18, PAYLAŞMA18, PASLAŞMA17, AYIPLAMA16, SAYIŞMAK16, ŞAPLAMAK16, YAPILMAK16, AYILAŞMA15, KAPSAMLI15, LALAPAŞA15, PASKALYA15, PAYLAMAK15, SAPILMAK15, SAKLAYIŞ15, YAKLAŞIM15, YAŞMAKLI15, YAŞAMSAL15, KAPLAMLI14, SIKLAŞMA14, SAPLAMAK14, YAKLAŞMA14, AŞILAMAK13, AMASYALI13, KASLAŞMA13, SAYILAMA13, SAYILMAK13, YASAMALI13, AYIKLAMA12, ALLAŞMAK12, SAYLAMAK12, YILLAMAK12, YASLAMAK12, AYAKLAMA11, ISKALAMA11, SALMALIK11, YAKALAMA11, KASALAMA10, SALLAMAK10, ALALAMAK9


ALALAMAK


[-i]
  • Gizlemek

    Fabrikayı uçaklardan gelebilecek tehlikelere karşı alaladılar.


KASALAMA


[isim]
  • Kasalamak işi

SALLAMAK


[-i]
  • Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek

    Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Beklenmedik bir başarı kazanmak

    Seçimlerde Ankara'yı salladı.

[mecaz]
  • Zor durumda bırakmak
[argo]
  • Bir işi sürekli olarak başka bir zamana ertelemek, savsaklamak

    Ev sahibinin gözünü boyarım, kalan borcu bir müddet daha sallarım diyordu. - Sermet Muhtar Alus

[nesnesiz] [argo]
  • Vurmak, atmak

    Sokaktan geçen bir adam, bunları ayırdı, ikisine birer tokat salladı... - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sallamamak

Birleşik Kelimeler: kuyruksallayan


AYAKLAMA


[isim]
  • Ayaklamak işi

ISKALAMA


[isim]
  • Iskalamak işi

SALMALIK


[isim] [halk ağzında]
  • Otlak

YAKALAMA


[isim]
  • Yakalamak işi

    Pokerde blöf yakalama meraklısı idi. - Tarık Buğra

[hukuk]
  • Sanığın yargıç kararı olmaksızın hürriyetinin kısıtlanmasını doğuran koruma önlemi

    Lakin erler onu da yakalamanın kolayını bulmuşlardı. - Arif Nihat Asya


AYIKLAMA


[isim]
  • Ayıklamak işi

    Tepsiye üç ölçü pirinç koydu, pencere ışığında ayıklamaya başladı. - Oktay Rifat


ALLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Al duruma gelmek

    Yanakları allaşmış, yusyuvarlak, tostoparlak bir adam olmuş. - Ercüment Ekrem Talu


SAYLAMAK


[-i] [halk ağzında]
  • Seçmek

YILLAMAK


[halk ağzında] [-de]
  • Bir yerde uzun süre kalmak

    Gittiğin yerde yıllarsın, vaktinde dönmezsin.


YASLAMAK


[-i]
  • Bir şeyi bir yere dokunur duruma getirmek ve bu durumda bırakmak veya tutmak, dayamak
[mecaz]
  • Dayandırmak

    Öyküsünü, annesiyle olan olaylara yaslar.


AŞILAMAK


[-e] [-i] [tıp]
  • Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak
[tıp]
  • Başkasına hastalık geçirmek
[mecaz]
  • Birtakım düşünce veya duyguları başkasına benimsetmek, telkin etmek, etkilemek

    Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı. - Halide Edip Adıvar


AMASYALI


[isim]
  • Amasya ilinden olan kimse

KASLAŞMA


[isim]
  • Kaslaşmak durumu